| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 19.12.2019 |
MHP GRUBU ADINA AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 yılı bütçe görüşmelerinde sona doğru yaklaşıyoruz. Hepimizin yaşadığı gibi, 2019 yılı ülkemiz için ekonomik anlamda zor bir yıl olarak hafızalarda yerini alacaktır.
Küresel boyutta ekonomik büyümenin yavaşlaması, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında yaşanan ticaret savaşları, petrol ihracatı yapan ülkelerde yaşanan iç karışıklıklar ve ambargolar nedeniyle yaşanan petrol fiyatındaki dalgalanmalar, zayıflayan ticaret küresel boyutta tüm ülkeleri olumsuz etkilerken ülkemiz ekonomisi de tabii ki bu olumsuzluktan üzerine düşeni az ya da çok almıştır.
Dünya genelinde merkez bankaları tarafından genişletici para politikaları uygulamaları ile faiz indirimlerine rağmen dünya ve ülkemiz ekonomisi zayıf büyümeyle 2019 yılını kapatmaktadır. Şimdi, 2020 ve ilerisi için çalışma vakti. Ülkemiz ekonomisinin kırılgan yanlarını güçlendirecek tedbirler almak, başta yürütmenin görevi olsa da yüce Meclisimiz de alacağı kararlarla yürütmenin yolunu aydınlatmalıdır. Ülke ekonomisi, ekonomik savaşların sürdürüldüğü ve geçtiğimiz yıl içerisinde yaşayarak öğrendiğimiz gibi, ekonominin silah ve tehdit olarak kullanılması da dikkate alınarak millî bir mesele olarak görülmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki ekonomi davamız, partilerüstüdür ve ülkemizin kurulduğu günden bugüne kadar aralıksız süren millî mücadelesinin vazgeçilemez, ihmal edilemez bir parçasıdır.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Çevre Komisyonuna üye bir parlamenter olarak izninizle çalışma ve ilgi alanım olan çevre konusu ve Çevre Bakanlığı hakkındaki görüşlerimi paylaşarak konuşmama devam etmek istiyorum. Geldiğimiz noktada artık küresel ısınma ve küresel ısınmaya bağlı tehditler yarının sorunu olmaktan çıkmış, bugünün sorunu hâline gelmiştir. Yaşadığımız habitat içindeki değişimler gözle görülür ve herkes tarafından kolaylıkla fark edilebilir olmuştur. İklimlerde yaşanan değişiklikler, barajların ve göllerin kurumasına, doğal afetlerin artmasına, coğrafya olarak bilmediğimiz yabancı canlıların görülmesine ve hatta yabancı olduğumuz, daha çok okyanus ülkelerinin alışık olduğu hortumlarla karşı karşıya kalmamıza neden olmaktadır.
Haber bültenlerinde ve dünya gündeminde çevre sorunları "küresel ısınma" "karbon emisyonu" gibi kavramlarla daha sık karşımıza çıkmaktadır. Artık dünyada çevre ve çevre politikaları ilk sıralara yükselmiş, üretilen ve hatta tüketilen her şeyin çevreyle uyumlu olması zorunlu hâle gelmiştir.
Büyüme, ucuz ham madde, rant ve düşük maliyet gibi gerekçelerle çevreye verilen zararın insan ve dünyamızda yaşayan diğer canlıların hayatına maliyeti, deniz seviyesinde yaşanan yükselme ve buna bağlı olarak yaşanan iç ve dış göçler, biyolojik çeşitliliğin ve gıda güvenliğinin tehdit altında olması artık yüzleşilmesi gereken sorunlar olarak karşımızda durmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Bakanlık bünyesinde çalışmakta olan personelin özlük haklarında iyileştirmeye gidilmesi ve bazı hakların tanınması Bakanlığımızın bekleyen iş sorunları arasında yer almaktadır. Bakanlık bünyesinde çalışan teknikerlere yapı denetim görevlisi olarak görev verilmesinin sağlanması, mühendis, mimar, tekniker ve teknisyenlerin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına hazırladıkları proje ve yaklaşık maliyet hesaplarında görev alanlar için "proje ve bilirkişilik" ücreti adı altında tazminat ödenmesi, il müdürlüklerinde ve merkez teşkilatında görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının periyodik olarak yapılması gerekmektedir.
Ayrıca, deprem tahkiki yapılmayan kamu hizmet binalarının bir an önce deprem tahkik ve incelemelerinin yapılması, deprem yönünden dayanımı düşük binaların yıkılarak yenisinin yapılması ya da güçlendirme gerektiren binaların güçlendirmelerinin yapılmasının sağlanması, on üç yıl geçmesine rağmen yayımlanmayan yapım işleri kontrol yönetmeliğinin günümüz şartlarına uygun olarak yayımlanması gibi birçok sorun çözüm için beklemektedir.
Ayrıca, Bakanlık bünyesinde faaliyet gösteren Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, ülkemiz için coğrafyada varlığımızın ispatı olan tapu kayıtlarını tutmak gibi hayati bir görevi yerine getirmektedir. Yoğun bir mesai içerisinde gün boyu çalışan personelin özlük haklarında iyileşme yapmak zorunluluğu da bulunmaktadır. Çalışanlara döner sermayeden pay verilmesi, her yıl unvan değişikliği sınavı yapılması, yapılan yoğun mesai sonucunda yapılabilecek olan hataların önüne geçilmesi amacıyla yeterli miktarda personel alımının sağlanması ve birçok ekonomik iyileştirme Genel Müdürlüğümüz için çözüm bekleyen konular arasındadır.
Bakanlığımıza ait faaliyet gösteren ülkemizin çehresini değiştirebilecek potansiyele sahip İller Bankasının hem mevzuat hem de kadro takviyeleriyle, olması gereken, hak ettiği konuma gelerek, yerel yönetimlere rahatlıkla kaynak aktararak sıfır atık projesine destek verebileceği tesislerin kurulması, yenilenebilir enerji santrallerinin kurulması, harcadıkları elektriği üretmesi sağlanarak dünyaya örnek sıfır karbon salımla şehirleşmeye doğru gidilmesi gibi birçok alanda çalışabilmesinin önü açılmalıdır.
Yönetim personeli olarak çalıştırılan personel için eşit işe eşit ücret ve unvan ilkesinden yola çıkarak uzmanlık haklarının verilmesi, iki yılda bir görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı açılması ve kıdem farkı, yüksek lisans, doktora ve yabancı dil tazminatlarının diğer bankalarda olduğu gibi yükseltilmesi, daha önce defalarca gündeme gelmesine rağmen bir türlü gerçekleştirilemeyen Yüksek Planlama Kurulu tavan ücret uygulamasından çıkılması konusu da çözüm beklemektedir.
Biraz da güzel şehrim Adana'nın bekleyen sorunlarını dile getirmek istiyorum. Ülkemizin ileri gelen tarım sahalarından olan ilimizde üreticilerimizin bazı önemli sorunları çözüm beklemektedir. Başlıca tarım desteklerinin ekim zamanından önce açıklanması, maliyet kalemlerindeki artış oranının her yıl artırılması, İmamoğlu Sulama Projesi'nin bir an önce tamamlanması, son yıllarda Çukurova bölgesinde gelişmekte olan zeytin ve zeytinyağı üretimine gereken desteğin -teknik desteğin- verilmesi amacıyla araştırma enstitüsünün kurulması, Çukurova'nın tarım ambarı olan Yüreğir ve Karataş Ovası'nın trafiğinin rahatlatılması amacıyla Güney Kuşak Çevre Yolu'nun ve Karataş yolunun bir an önce bitirilmesi için gerekli hassasiyetin gösterilmesini bekliyoruz.
Ayrıca, bizim için manevi değeri olan Türk dünyasının Başbuğu Alparslan Türkeş'in adını taşıyan üniversitemizin yakınında Sarıçam ilçemiz sınırları içinde bulunan Sofulu çöplüğünün hâlen yoğun yerleşim alanı içinde kalmasının insan yaşamını olumsuz etkilemesi nedeniyle Bakanlık tarafından daha uygun yere taşınmasının sağlanması için çalışmaların bir an önce başlaması gerekmektedir. Bakanımızdan özellikle bu konuyu yakından takip etmesini rica ediyorum.
Şehrimizi ilgilendiren bir diğer konu, bu hafta medyada gündeme getirilen, 1968 yılından bu yana ticari faaliyetlerini sürdüren ve 1987 yılından bugüne ilimizde üretimini sürdürerek 70'e yakın ülkeye ihracat yapan TEMSA firmasının bankalarla yaşanan finansal anlaşmazlıktan dolayı zor durumda kaldığı gerçeğidir. Ne yazık ki 6/12/2019 tarihi itibarıyla 23 Aralığa kadar ucu açık üretimi durdurma kararı alınmıştır. Korkumuz, sorunun çözülmemesi nedeniyle 1.500 kişilik istihdamın direkt, 12 bin kişilik istihdamın ise dolaylı olarak etkilenmesi ve işsizlikle yüz yüze kalınmasıdır. Bu noktada istihdam odaklı kredilerle sorunun çözülmesi, ilave olarak dönem dönem kamu bankalarının geliştirdikleri yaklaşımların bir benzerinin uygulanarak firmanın nefes aldırılarak çalışmakta olan vatandaşlarımıza el uzatması gerekmektedir.
Son olarak, 2013 yılında tanınan, belediyelerde çalışan sözleşmeli personelin kadroya alınması uygulamasının da yıl sonuna kadar tekrarlanması gerekmektedir.
Sözlerime son verirken 2020 yılı bütçemizin vatanımıza, milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)