| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 19.12.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde konuşmak üzere söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün yine bir AK PARTİ'li belediye başkanı ve Trabzon vakası yaşadım. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, katıldığı 2'nci Uluslararası Bandırma ve Çevresi Sempozyumu'nda aynen şöyle konuşuyor: "Makam sahibi olmak için ya imam-hatipli olacaksınız ya da Trabzonlu, bizim dönemimizde böyle." diyor bu Başkan efendi. Trabzon Milletvekili olarak, Trabzonlu hemşehrilerimin siyaset dâhil olmak üzere her alanda başarılı olmalarından övünç duyduğumu belirterek bu konuya girmek istiyorum. Son zamanlarda ve özellikle AK PARTİ'ye mensup belediye başkanı ya da bürokratların her fırsatta Trabzonluları hedef gösteren açıklamaları giderek artmaktadır. Esenler Belediye Başkanıyla başlayan, Kahramanmaraş Belediye Başkanıyla devam eden bu zincire bugün de Balıkesir Belediye Başkanı eklenmiştir. Bu kürsüden hem Esenler Belediye Başkanına hem Kahramanmaraş Belediye Başkanına gerekli tepkiyi göstermiş ve AK PARTİ'li yönetici arkadaşlarıma seslenmiştim; demiştim ki: Belediye başkanlarınızı Trabzon'la ilgili söyleyecekleri konusunda bir eğitime alın. Anlıyorum ki bu uyarım sonuç vermemiş. Bu son hadiseden sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum: Belediye başkanlarınıza, Trabzon'la ilgili konuşurken 1 kez değil, 61 kez düşünüp konuşmaları hususunda gerekli uyarıları vakit geçirmeden yapın diyorum. (İYİ PARTİ, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Bu sadece benim değil, tüm Trabzonlu hemşehrilerimin beklentisidir.
Ya, bu belediye başkanlarının bilinçaltında ne var, bunu merak ediyorum. Birisi, Trabzonlu diye Pontus imasıyla mesnetsiz, çirkin ifadelerle tüm Trabzonluları hedef alır; diğeri, sokakta ilk kez karşılaştığı bir Trabzonlu kadına "Sizi biz Müslüman yaptık." der ve son örnek de Balıkesir Belediye Başkanının söylemleri.
AK PARTİ'li yetkililer, size söylüyorum: Belediye başkanlarınız her fırsatta Trabzon'u hedef hâline getiriyorlar. Nedir bu Trabzonlulardan alıp veremediğiniz? Trabzon'la ilgili gizli bir ajandanız mı var?
Balıkesir Belediye Başkanını buradan uyarıyorum: Sözlerinizle Trabzonluları hedef hâline getirerek bölgeler arası, şehirler arası kin, nifak tohumları attığınızın farkında değil misiniz? Oturduğunuz makamların sorumluluk yeri olduğunun idraki içinde değil misiniz? Sırf Trabzonluları hedef hâline getireceğim diye tüm imam-hatip mezunlarını da töhmet altında bırakmaktan dahi çekinmiyorsunuz.
Bakın, ben imam-hatip mezunu değilim ama Karadeniz Teknik Üniversitesinde görev yaptığımda çok sayıda imam-hatipli öğrencim oldu. Bugün onların birçoğu önemli yerlerde, başarılı bir şekilde vazife yapıyorlar; hepsiyle gurur duyuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Başkanın Trabzon rahatsızlığına gelince: Trabzon insanı cefakârdır, zor zamanların, zor işlerin adamıdır, zoru severiz biz; geldiği her makam ve mevkiye tırnaklarıyla kazıyarak gelir. Türkiye Trabzon'u seviyor, Trabzon Türkiye'yi çok seviyor. Trabzon ile Türkiye'nin arasına girmeye çalışan AK PARTİ kadrolarını uyarıyorum: Sizin buna gücünüz yetmez, yetmeyecektir. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Trabzon'a laf atmak, Türkiye'ye laf atmaktır.
Buradan, son kez Başkandan şunu istiyorum: Ya Türkiye'den özür dilemeli ya da sorumluluğunu taşıyamadığı o makamı artık işgal etmemelidir. Son sözüm: Trabzonluyu darlatmayın.
Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi, bütçe yapmak Meclisin en temel hakkıdır çünkü bütçe milletin parasıdır ve Meclis de milletin vekâletini taşır. Geçmiş yıllara baktığımızda, bütçe görüşmeleri en üst düzeyde katılımlarla yapılırdı ama bugün burada gördüğümüz gibi, maalesef, aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Hâl böyle olunca da iktidarın bütçe görüşmelerini küçümsemesinin sebebi ne olabilir diye de düşünmeden edemedim. Herhâlde, bu arkadaşlar bütçeyi basit bir gelir gider tablosu olarak görmektedirler. Oysaki bütçe bir iktidarın tercihlerini yansıtır, önceliklerini gösterir. Bütçe, aslında bir siyasi belgedir; iktidarın külfeti kime yüklemek istediğini, nimetleri de kime dağıtmak istediğini ortaya koyan bir siyasi belge.
Değerli milletvekilleri, iktidarların görevi 81 milyonun tamamına iş, aş ve ekmek bulmaktır. Bugün olduğu gibi "Hâlinize şükredin." demek idarenin acziyetini ortaya koyar. Ne diyordunuz siz? "Türkiye'yi uçuracağız. Enflasyon tek haneli hâle gelecek." Peki, bugün durumumuz ne? OECD'nin en yüksek 2'nci enflasyon rakamı bizde. 2002'de de durum böyleydi, şimdi de böyle. On yedi yılda ne değişti, sormak isterim. Ne diyordunuz siz? 1 dolar 1,9 lira olacaktı. Peki, bugün dolar kaç lira? 5,9 TL yani Türkiye değil, dolar uçtu. Ne diyordunuz siz? "İşsizlik bitecek." Bırakın bitmesini, her gün binlerce evladımız işsiz kalıyor. İki gün önce TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı. Telefonuma son dakika haberi olarak düşen, talimatlı TÜİK'in ayarlanmış işsizlik rakamına göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 Eylül döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre tam 817 bin kişi artarak 4 milyon 566 bin oldu yani son bir yılda 817 bin kişi daha işsizler ordusuna katıldı.
Değerli milletvekilleri, bugün baktığımızda, toplumun her kesiminde sıkıntı var. İnsanlar geçim sıkıntısı içinde hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Vatandaşın cebinde kirasını, elektriğini, doğal gazını ödeyecek parası yok. Yaptığınız zamlarla parayı pula çevirdiniz. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener seçim meydanlarında vatandaşa "Cebinizde kaç para var?" diye sorduğunda, trollerinizle ağız birliği ederek "Milletin cebindeki paradan size ne?" diye haykırıyordunuz. Oysaki siyasetçinin dert etmesi gereken, kendi cebindeki para değil, vatandaşının cebinde para olup olmamasıdır. Siyaset milletin cebinde para olsun, refahı yükselsin diye yapılır; yandaş, akraba, imtiyazlı bir yeni sınıfın cebini doldurmak için siyaset yapılmaz.
Değerli milletvekilleri, bugün burada bütçeyi konuşuyoruz. Kendi seçim bölgeme de 2020 bütçesinde neler var, neler, yok diye merak ettim; Trabzonlu bir milletvekili olarak Trabzon'umuzun sorunlarına, Trabzonlumuzun dertlerine bu bütçe nasıl derman olur diye bir bakayım dedim. Bakın, değerli milletvekilleri, bizim Trabzon'da bir bölge hastanesi var, bu bölge hastanesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı Farabi Hastanesi. Sizin o "eski Türkiye" dediğiniz eski Türkiye'de 1980'de kurulmuş, 1986 yılında da bugünkü yerine taşınmış bu hastanemiz. Bu hastane sadece Trabzon'a hizmet etmiyor; Giresun, Ordu, Rize, Artvin, Gümüşhane, Bayburt'a yıllarca hizmet etmiş, yaklaşık kırk yıllık bir hastane. Bu hastane bugün ekonomik zorluklar içerisinde. Bu hastanede bugün ameliyat için gerekli malzeme bulunamıyor. Ameliyat olacak hastaların yakınlarına ameliyat malzemeleri aldırılıyor. Medikalciler ile hastane yönetimi, hasta yakınları ile doktorlar, sıkıntı içerisinde, birbirlerine girmiş durumda. Türkiye'deki bütün üniversite hastanelerinde olduğu gibi bu hastanemizdeki problem de oldukça büyük. Çok yakın bir zamanda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız üniversite hastanelerine 450 milyon lira para gönderildiğini söylemişti. Doğrudur, Türkiye'deki tam 43 tane üniversite hastanesine 450 milyon liralık bir ödenek gönderilmiş. Maazallah, bizim Trabzon'daki vekil arkadaşlarımız da Trabzon medyasında, sanki bu paranın hepsi Trabzon Farabi Hastanesine gelmiş gibi "Müjde!" "Müjde!" haberleri yayınladılar.
Sonradan öğrendim ki bu 450 milyondan ekim ayında 10 milyon lira, kasım ayında 4 milyon lira, aralık ayında da bir 4 milyon lira gelecek yani bu 450 milyon liralık hastane ek ödeneğinden bizim Farabi Hastanesine düşen pay 18 milyon lira civarındadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Tamamlayacağım Sayın Başkanım.
Ben isterim ki 2020 yılında tüm üniversite hastaneleri ve bizim hastanemiz de bu AK PARTİ'nin sağlıksız eğitim, sağlıksız sağlık politikaları nedeniyle düşmüş olduğu bu durumdan kurtarılsın, üniversite hastanelerimiz tekrar, eski günlerde olduğu gibi hastane gibi çalışsın; hasta yakını ile doktor, medikalci ile hastane yönetimi arasında problem olmasın.
Bir şeyi daha hatırlatarak sözlerimi tamamlayacağım. AK PARTİ'nin Trabzon'da her seçimde 1'inci vaadi olan bir çevre yolumuz var, Güney Çevre Yolu. Bu Güney Çevre Yolu, zamanında Sayın Eyüp Aşık tarafından gündeme getirilmişti, 57'nci Hükûmet döneminde Bayındırlık ve İskân Bakanı ve hâlen İYİ PARTİ Teşkilat Başkanı olan Sayın Koray Aydın tarafından Trabzon Çevre Yolu Projesi olarak koridor etütleri yapılmış, ardından proje ihalesi yapılmıştı; o gün bugün tozlu raflarda bekliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - İlave süre alabilir miyim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Bir dakika ilave ettim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Merak ediyorum ki bizim Güney Çevre Yolu için ödenek bütçeye ne zaman konulacak?
Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)