| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 19.12.2019 |
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kesin hesap kanunu, Parlamentoya bütçeyi kullanma yetkisi verildikten sonra bu bütçenin ne kadarının nereye kullanıldığını gösteren, bütçeüstü harcamaları ve nedenlerini sorgulayan, kısacası, vatandaşının parasının hesabını soran, denetimini yapan ve esas tartışılması gereken kanundur.
Sayıştay denetim raporlarına göre, 2018 yılı merkezî yönetim Hükûmet bütçesiyle ilgili olarak 63 milyar 295 milyon 717 bin 486 lira ödeneküstü harcama tespit edilmiş ve bu harcamaların onaylanması hususu yüce Meclisin takdirine sunulmuştur. Sayıştay, yedek ödenek aktarım tutarının kanunla öngörülen yüzde 2'nin üzerinde, yüzde 7,21 olarak gerçekleştiğini tespit etmiş ve bu durumu da yüce Meclisin takdirine sunmuştur. Örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığı 3,2 milyar, Emniyet Genel Müdürlüğü 10,2 milyar, Millî Eğitim Bakanlığı 32 milyar, Sağlık Bakanlığı 9 milyar TL ödeneküstü harcama yapmıştır. Bu kadar büyük bir sapma bütçe tekniği açısından kabul edilebilir değildir. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak mevzuatı açıkça ihlal eden bu durumun yüce Meclis tarafından onaylanmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Sayın milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 2'nci bütçesi üzerinde yaklaşık iki aydır çalışıyoruz. Tek adam sistemine geçtiğimiz son on yedi ayda bu Meclisten vatandaşın lehine olan tek bir kanun bile çıkarılmadı, çıkarılan bütün kanunlar vatandaşa ek yükler getirdi. Vatandaşın lehine olan hiçbir düzenlemeye iktidar milletvekilleri olarak elinizi kaldırmadınız. "Asgari ücretlinin maaşından vergi kesilmesin." dedik, "hayır" dediniz. "Sağlıkçı, polis ve öğretmenin ek göstergesi 3600 olsun dedik, "hayır" dediniz. "Çiftçinin tarımsal malzemesi ÖTV ve KDV'den muaf olsun." dedik, kabul etmediniz. "Elektrik faturasına tüketim dışında bir ücret yansıtılmasın." dedik, "Olmaz." dediniz. "Engelli vatandaşa elektrik ve doğal gaz indirimli olsun." dedik, ona da "hayır" dediniz. "Emeklilikte yaşa takılanlara hakları verilsin." dedik, "Ülke batar." dediniz. "50 yaşında emekli olmak devleti yorar." diyerek EYT'lilerin haklarını vermeyen Cumhurbaşkanı, 46 yaşında emekli olduğu SSK'den ve 52 yaşında emekli olduğu Emekli Sandığından maaş alırken devlet hiç yorulmadı mı? (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, ama büyük bir gönül rahatlığıyla yandaş şirketlerinizin vergi borçlarını sildiniz. Zar zor geçinen işçiye, emekliye, öğrenciye ve çiftçiye ise hiç acımadan 21 milyon 39 bin icra takibi başlattınız. Damat bey ardı ardına ekonomik program açıklamasına rağmen işsizlik tarihî rekor kırdı; işsiz sayısı 4,5 milyon, geniş tanımlı işsiz sayısı ise 8 milyonu aştı. Son bir yılda 1 milyon vatandaşımız işinden oldu. 8,5 milyon insan aylık 673 TL'yle geçinmeye çalışıyor. 3,5 milyon kişi, bırakın geçinmeyi, elektrik faturasını bile ödeyemiyor. İnsanlarımız, çıkışsızlık ve umutsuzluktan toplu intiharları seçti; neden, biliyor musunuz sayın milletvekilleri? Çünkü vatandaşın, cebinde parası yok, tenceresi boş, karnı aç.
Halkımızın temel ihtiyaçlarına rekor zamlar yapan iktidar şimdi de asgari ücretliye sadaka gibi vereceği zam oranını belirlemeye çalışıyor; Çalışma Bakanı da bu süreçte sermayeye göz kırpıyor. Asgari ücret 2.020 TL, yoksulluk sınırı 6.849 TL. "Asgari ücrette Avrupa'dan daha iyiyiz." diyen Bakana sormak lazım: Hangi Avrupa ülkesinde yoksulluk sınırı asgari ücretin 3,5 katı? (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bu bütçe, gübre, mazot, ilaç, su ve elektrik borcu hariç 130 milyar TL borcu sırtında taşıyan ve kanunen verilmesi gereken 177 milyar TL desteği gasbedilen, emeğinin ve alın terinin karşılığını alamayan çiftçinin bütçesi değildir; bu bütçe, iktidarın üretmek yerine ithalatı seçmesi nedeniyle 34 milyon dönüm tarım arazisi boş bırakılan ve toprağa küserek sistemden çıkan 700 bin çiftçi ile otuz aydır atama bekleyerek açlığa terk edilen ziraat, gıda, su ürünleri, orman mühendisleri ile veteriner hekimlerin bütçesi değildir; bu bütçe, kepenk kapatan binlerce esnafın, üretim yapamayan sanayicinin, iş bulamayan 4,5 milyon işsizin, maaşını yetiremeyen asgari ücretli ile emeklinin bütçesi değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
BEKİR BAŞEVİRGEN (Devamla) - Bu bütçe, yatırım payı yüzde 4,65'e geriletilen Millî Eğitim Bakanlığının, atanamayan 700 bin öğretmenin, 1 milyonu aşkın eğitim emekçisi ile iş bekleyen 3 bin engelli öğretmenin bütçesi değildir; bu bütçe, acile gittiğinde uzman doktor bulamayan vatandaşın, atama bekleyen 18 bin sağlık personelinin bütçesi değildir.
Sayın milletvekilleri, bu bütçe, itibarından tasarruf edemeyen sarayın bütçesidir; bu bütçe, rantçı bütçesidir; bu bütçe, betona gömülen bir ekonominin bütçesidir; bu bütçe, faiz bütçesidir; bu bütçe, vergi adaletsizliği bütçesidir; bu bütçe, vatandaşın sırtından geçinenlerin yani kaşıkla verip kepçeyle alanların bütçesidir.
Biz bu bütçeye sonuna kadar hayır diyoruz, hayır diyoruz, hayır diyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)