| Konu: | Kadını öldürmenin kahramanlık sayıldığı bir ülkede yaşandığına, kayyum atamalarının izah edilmediğine ve edilemeyeceğine, Anayasa ile Belediye Kanunu'nun çiğnendiğine ve artık demokrasiden, adaletten kaçılmaması gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 20.12.2019 |
FATMA KURTULAN (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
"Bu bütçede kadının adı yok." demiştik, bir kez daha söylüyoruz. Sizin lideriniz, daha doğrusu Cumhurbaşkanının "Kadın ve erkek eşitliğine ben zaten inanmıyorum."undan başlayıp gelen bir baskı sarmalı tüm topluma yayılmış durumda. Konuşmamda da şunu söyledim: Artık kadını öldürmenin bir kahramanlık olarak sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Artık kadınların -hepiniz bir düşünün, bunun üzerine gerçekten düşünmenizi rica ediyorum- öldürülme biçimindeki vahşet gitgide çok daha acımasız boyutlara ulaştı. Yani artık erkeklerin -özellikle vekili olduğum kentte 2 kadın cinayeti, Özgecan ve onun kuzeni olan Cemile'nin- öldürme biçimine, kemikle etin kemikten ayrılana kadar, makineden kıyma yapılana kadar -bunu gerçekten söylemek vicdanen insanı üzüyor ama- kadını öldürme biçimine bakarsanız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hepimizi üzüyor Sayın Başkan bunlar.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Evet, insan olan herkes buna üzülüyor. Bunlar, sizin politikalarınızın ürünüdür diyoruz.
BAŞKAN - Yeni tartışma konuları açmayalım lütfen.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Sizin buna karşı tedbir almamanızın sonucudur diyoruz. Bunu söyleyeyim.
Bakın, Şili'de başlayan, dünyanın her yerinde kadınların, yaptıkları dansla kadına yönelik şiddeti protestolarını saldırıya uğratan tek sizsiniz, kadınları polise dövdürten sizsiniz arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ARZU AYDIN (Bolu) - Çünkü bu ülkenin kadınları polisine sahip çıkıyormuş.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Parmak sallamayın oradan hanımefendi, çıkın kürsüde konuşun. Parmak sallamayın, utanın biraz ya! Kadın olarak bu durumda bile sataşıyorsunuz ya, insan bunu kaldıramıyor gerçekten ya!
BAŞKAN - Lütfen, lütfen...
FATMA KURTULAN (Mersin) - Kadın olarak destekleyeceğinize, bundan utanacağınıza bir de bunları savunuyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Kurtulan, Genel Kurula hitap edelim.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Değerli arkadaşlar, diğeri, kayyumlarla ilgili... Bakın bir örnek verdim size, bu sabah Sur Belediye Başkanımız Filiz Buluttekin'in evi basıldı, eşiyle birlikte 10 yaşında... Bakın, Avrupa'da bir ev baskını olduğunda polis aşağıda, asansörde küçük çocukların evden çıkmasını bekler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Okula gidiyorsa, okula gitme saatine kadar polis bekler, ondan sonra... Yani çocukların gözünün önünde baskını yapmaz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Çocuklar dağa gidiyor, dağa; çocukları dağa götürüyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Eronat, lütfen...
FATMA KURTULAN (Mersin) - Ama sizin polisiniz 10 yaşındaki çocuğun kafasına silah dayıyor.
Oya Eronat yine oradan konuşuyor.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Doğru söylüyor, yalan mı söylüyor? Doğru söylüyor tabii.
FATMA KURTULAN (Mersin) - 10 yaşındaki çocuğun ve Belediye Başkanının eşinin kafasına silah dayıyor. Bunun terörizmle ne alakası var, bir açıklar mısınız? Bunu ne yapacaksınız? Biraz sonra Süleyman Soylu'ya bağlanacaksınız, Süleyman Soylu'ya "Böyle bir şey oldu mu?" diyeceksiniz; telefon kayıtlarından bazı milletvekillerini arayacak "Böyle bir şey olmadı." diyecek, bizim önümüze sunacaksınız.
Buradan şunu unutmayın: Bütçe görüşmeleri boyunca bunu söyledik, kayyumları izah edemiyorsunuz, edemeyeceksiniz zaten.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Çocuklara ne olduğunu en iyi bilen Oya Eronat, unutmayın bunu. Çocuğuna ne olduğunu siz de iyi bilirsiniz Oya Eronat'ın.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Çok iyi biliriz!
FATMA KURTULAN (Mersin) - Anayasa'yı çiğneyen, Belediye Yasası'nı çiğneyen bir durumdasınız. Yargılanacaksınız, bunun hesabını vereceksiniz; bunu unutmayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FATMA KURTULAN (Mersin) - Son bir şey söyleyebilir miyim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
Tamamlayalım lütfen.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Son olarak şunu söyleyeyim: "Diyarbakır Anneleri" dedikleri anneler... Diyarbakır'da öyle 38 anne değil, 13 ailedir, 3'ü Diyarbakır'dan, diğerleri, diğer illerden toplamadır. Sabahleyin polis servisi bunları alıyor, akşamları Polis Okulu'na götürüp konaklatıyorlar, akşam sabah getir götür işi yapıyor, öğlen yemekleri Emniyetten karşılanıyor -belki kayyum getiriyor, bilemiyoruz- hatta orada yevmiye veriliyor. PKK'nin kaçırdığı askerin annesinin yevmiyesi ile dağa gidenin annesinin yevmiyesi farklıdır. Olay da çıktı, aralarında kavga da oldu, bunu biliyorsunuz. Hatta o sırada kapımızda otururken bir annenin çocuğu, evladı dağda çatışmada öldürüldü ve o anne çocuğunun taziyesinde kurmak için yine çadır bulamadı. İşte sizin annelere biçtiğiniz rol budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
FATMA KURTULAN (Mersin) - O mesele, Diyarbakır'da binamızın önüne sizin bakanların da boynunu bükerek gidip oturduğu, "merdivenlerinize kaç bakanımızın da oturduğu" dediğiniz olay bundan ibarettir. Bütün bu politikalarınız sonuç vermeyecek arkadaşlar. Burada mesajlarımızda da söylediğimiz gibi -biraz kulak verin- artık demokrasiden, adaletten kaçmanın vakti değil.
Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)