| Konu: | 2018 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 02.01.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET SALİH DAL (Kilis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 2018 yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu hakkında Adalet ve Kalkınma Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım, heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Her gün büyüyen ve gelişen dünyada sosyal, kültürel, ekonomik ve birçok alanda özellikle de hayatımızın değişmez bir parçası olan teknolojik gelişmeler, toplumların sürekli değişken ve dinamik yapıları ülkeler açısından göz ardı edilmeyecek kadar önem arz etmektedir. Bu değişken ve dinamik yapı içerisinde ülkeler kendi toplumlarının bir arada yaşamalarını sağlamak, kişi hak ve özgürlüklerini güvence altına almak, uluslararası evrensel insan haklarına uyum sağlamak, sınıflar arası farklılıkları ortadan kaldırmak; din, dil, ırk, mezhep gözetmeksizin herkesin adalet önünde eşit olmasını sağlamakla yükümlüdürler.
AK PARTİ, Türkiye'nin hukuk devleti olmaktan ziyade kanun devleti olma görüntüsünden sıyrılarak "devletin hukuku" yerine "hukuk devleti" anlayışının esas olması gerektiğini kuruluşundan itibaren savunmuştur; bu ilke çerçevesinde de evrensel hukuk ilkelerine uygun yeni bir anayasanın yürürlüğe girmesi gerektiğini her zaman dile getirmiştir. Bu kapsamda, yargının yürütme üzerindeki kısıtlayıcı etkisini ülke yönetimi açısından önemli bir sorun olarak gören partimiz, 12 Eylül 2010 referandumuyla kritik önemde yeni anayasa değişikliğine imza atmıştır.
Devlet-toplum ilişkilerinin hukuk temelinde işlemesinin en önemli kriteri, adaletin mazeretsiz tecelli etmesine imkân sağlamaktır. Doğru işleyen, anlaşmazlıklara süratle ve adaletle cevap veren bir yargı sistemi her vatandaşımızın hakkıdır. Milletimizin ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu daha güçlü demokrasi, insan hakları ve adalet talepleri göz önüne alındığında, insanımızın ve ülkemizin hak ettiği bir yargı sistemi, iyi işleyen adalet sistemi en temel arzumuzdur.
Ülkemizdeki demokratikleşme çabalarının bir tezahürü olarak hak arama yolları çeşitlenmiş ve vatandaşların kolayca erişebileceği kurumsal yapılar oluşturulmuştur. Hiç kuşkusuz ki 14/6/2012 tarihli 6328 sayılı Kanun'la ete kemiğe bürünen Kamu Denetçiliği Kurumu, kuruluşundan bu yana etkin bir hak arama mekanizması olarak vatandaşlarımıza hizmet sunmaktadır. Kamu Denetçiliği Kurumu "İnsanların en hayırlısı insanlara en faydası dokunandır." inancıyla "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." ilkesini kendine rehber edinmiştir; hukuka, insan haklarına dayalı adalet anlayışına ve hakkaniyete dayalı olarak çalışır. Ara buluculuk görevi bulunan ombudsman, diğer denetim usullerinin eksikliklerini tamamlayıcı bir rol de üstlenmektedir. Kurum tarafından oluşturulan şikâyet mekanizmalarının ve şikâyet inceleme süreçlerinin özelliklerinden bazılarını belirtmek isterim: İdarenin işlem ve eylemleri ile tutum ve davranışı sonucu hak ve özgürlükleri veya menfaatleri ihlal edilen gerçek ve tüzel kişiler Kuruma başvuruda bulunabilmektedirler. Burada önemle belirtmek isterim ki başvuru konusu yalnızca idarenin işlem ve eylemleriyle sınırlı tutulmamış, her tür idari tutum ve davranışın da şikâyet konusu olabileceğine imkân tanınmıştır. Çocuk hakları, insan hakları, kadın hakları ve toplumun genelini ilgilendiren konularda menfaat ihlali şartı da aranmamaktadır. Kuruma başvuruda bulunabilmek için zorlaştırıcı hiçbir ek şart bulunmamaktadır. Bu çerçevede, tüm bireylerin yanında, şirketler, sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar, sendikalar ve benzeri tüzel kişiler başvuru hakkına sahiptir. Ayrıca, tabiiyet ve mütekabiliyet şartı aranmaksızın diğer ülke vatandaşları da şikâyetlerini iletebilmektedirler. Kuruma başvurmak için hiçbir ücret alınmamaktadır.
Kıymetli arkadaşlar, Kuruma idareyle hangi konuda olursa olsun sıkıntı yaşayan, mağduriyeti bulunan vatandaşlarımızın yaptığı başvurular süratle ve öncelikle dostane çözüm yolları denenmek suretiyle incelenerek, hak ihlallerinin ve mağduriyetlerin oluştuğu alanlar tespit edilip tavsiye kararları verilmektedir. Kurum, aynı zamanda bir insan hakları kurumu olması nedeniyle, insan hakları, çocuk, kadın, engelli hakları, bilgi edinme hakkı, eğitim öğretim hakkı, internet üzerinden kişilik hakları ihlalleri gibi ülkemizde hassasiyet arz eden tüm konulara önemle eğilmekte, bu konudaki hak ihlallerinin giderilmesi için gerekli çalışmaları yürütmektedir. Kurum, gerek dostane çözüm yöntemiyle gerekse verdiği tavsiye kararlarıyla demokrasi ve hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, kamu hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesine ve hak arama kültürünün yaygınlaştırılmasına katkı sağlamaya çalışmaktadır.
Kuşkusuz ki KDK'nin başarısının bir ölçüsü de kurum tarafından verilen tavsiye kararları ve idarelerin bunlara uyum oranıdır. Burada dikkatinizi çekmek istediğim bir husus var: 2018 yılında verilen tavsiye ve kısmen tavsiye kararlarının toplamı, Kurumun kuruluşundan bugüne kadar verdiği kararların toplamından daha fazladır. Ombudsmanlığın bir kültür hâline geldiği ve güçlü yetkilerle donatılmış olduğu ülkelerde kararlara uyum oranının yüzde 80 ve 90 olduğu düşünüldüğünde, Türkiye'de bu oranın yüzde 70 olması bizim açımızdan sevindiricidir. Şüphesiz ki bu süreçte, özellikle tavsiye kararlarının gereğini yerine getirmekte şüpheye düşen idarelerin sorumlularının Karma Alt Komisyona çağırılması, takip eden yılda idarelerin KDK'ye yönelik tutumlarında ciddi rol oynayacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olarak, bunun KDK raporlarında tespit edilmiş olmasının haklı gururunu yaşamaktayız.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, burada, biraz da Başkanlığını yaptığım Karma Alt Komisyon çalışmalarından bahsetmek istiyorum. Kurumun bilgi ve belge taleplerine olumlu yaklaşılmaması ya da tavsiye kararlarına uyulmaması nedeniyle 13 kurum kararı hakkında Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü, Biga Belediye Başkanlığı, Kadıköy Belediye Başkanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı temsilcileri çağırılmış ve yaşanan problemler müzakere edilerek çözülmüştür. Özellikle, Biga Belediye Başkanlığı ve Kadıköy Belediye Başkanlığının burada, Komisyon çalışmalarımız esnasında verilen tavsiye kararına uymaları ve orada karar almaları bizim açımızdan güzel bir gelişmeydi ve belediye başkanlarımızı da buradan tebrik ediyorum.
Konuşmamın son bölümünde ise Kurumun daha etkin ve verimli çalışması, vatandaşın sorunlarına daha kolay çözüm bulunabilmesi adına bazı tespit ve önerilerimizi sıralamak istiyorum. KDK raporlarında "beklentiler" kısmında da yer verildiği üzere, bilgi ve belge taleplerine olumsuz yaklaşan veya gecikmeli olarak karşılık veren idarelerin sorumluları hakkında yasal yaptırım getirilmesi uygun olacaktır. 6328 sayılı Kanun'da, Kuruma başvuruda bulunulabilmesi için idari başvuru yollarının tüketilmesi zorunluluğu çok katı bir şekilde düzenlenmiştir. İdari başvuru yolları tüketilmeden yapılan başvurular ilgili kuruma gönderilmektedir. Bu durum, başvurunun nihai olarak sonuçlandırılmasını geciktirmektedir. Bu kapsamda, Kurum kanununda düzenleme yapılarak idari başvuru yollarının tüketilmesi hususunun esnetilmesinin, en azından idari yargıda dava açabilmek için ihtiyari olan idari başvuru yollarının kuruma başvurmak için de ihtiyari hâle getirilmesinin olumlu yansımalarının olacağı değerlendirilmektedir.
İdarelerin tavsiye kararlarını uygulama konusundaki olumsuz yaklaşımının nedenlerinin başında kamu görevlilerinin risk almaktan çekinmesi gelmektedir. Özellikle ilgili idare ve kamu görevlilerinin hukuki, cezai, mali veya idari anlamda sorumluluğunun doğabileceği endişesi ve bürokratik yapı ile uzlaşma kültürünün etkileşememesi kararların uygulanmasını engellemektedir.
İspanya ve Portekiz ombudsmanlarının anayasa mahkemesine kanunların anayasaya aykırılığı konusunda başvurabilmesi, İsveç ombudsmanının mahkemelerin duruşmalarına ve müzakerelerine katılabilmesi, yönetsel kuruluşların toplantı ve müzakerelerinde hazır bulunabilmesi, ayrıca dünyadaki muadil kurumlarda bulunduğu üzere, resen inceleme yetkisi verilmesi dikkate alındığında, idarenin denetiminde daha etkin hâle gelmesi amacıyla Kamu Başdenetçisinin görev ve yetkilerinin yapılacak bir yasal düzenlemeyle genişletilmesinin faydalı olacağına inanıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Dal.
AHMET SALİH DAL (Devamla) - Bu tespit ve öneriler doğrultusunda yapılacak uygulama ve düzenlemelerin hayata geçirilmesi Kurumun daha etkin çalışmasına, yargının iş yükünün önemli ölçüde azalmasına, vatandaşın sorunlarının çözümüne, hak arama kültürünün yaygınlaştırılmasında idarenin hizmet kalitesinin artmasının sağlanmasına, hukuk devletinin yerleşmesine önemli katkıları olacaktır. Bu vesileyle raporun hazırlanmasında emeği geçen Dilekçe Komisyonu Başkanımıza, Kamu Başdenetçimize ve kamu denetçilerine, Kamu Denetçiliğindeki tüm uzman arkadaşlara ve Karma Komisyonda bulunan tüm milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.