| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Ruanda Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 15.01.2020 |
CHP GRUBU ADINA BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi ve televizyon karşısında bizleri izleyen yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
2019'un son günlerinde Adana'da bir sel felaketi yaşandı, son yüzyılın en büyük sel felaketiydi, metrekare başına 250 kilogram yağmur yağdı. Bu, facianın maddi bir görüntüsüdür. Her ne kadar, bir afet bölgesi ilan edilmesini istesek de maalesef bu rakamlar karşısında bile afet bölgesi ilan edilmemiş olsa da sizlerden, gerek milletvekillerinden gerek yurt içerisindeki Adanalı dostlardan "Geçmiş olsun." mesajları aldık. Hepsine öncelikle teşekkür edeyim. Teşekkürle başlayalım ki eleştirelim.
İkinci teşekkürü Çevre ve Şehircilik Bakanına sunuyorum çünkü afetin olduğu günün hemen ertesi günü Bakan Adana'ya geldi. Çok hızlı bir şekilde, ilk planda 3.668 evi sel aldığı için onlara hemen yardım yapıldı. 400'e yakın evde hasar var, bunlara ilişkin tespitler yapılıyor, bu konuda da bir çalışma devam ediyor. 123 bin dekar alan su altında, hâlâ su altında. Bu konuda da bir çalışma yapılıyor. Biraz önce Adana Milletvekilinin bahsettiği gibi, bizim umudumuz, isteğimiz, arzumuz burada oluşan hasarın bir an önce karşılanması.
Bu birlik ve beraberliğe ilişkin bizim, milletvekili olduğumuzda, hatta öncesinden bu yana söylediğimiz bir şey var: Adana üvey evlat muamelesi görüyor. Bu, rakamlarla da tespitli; bu, yapılan çalışmalarla da tespitli; bitmeyen projelerle de tespitli ve burada birçok etkin milletvekili olmasına rağmen, maalesef Adana geride kaldı.
O gün de yani bu olayın hemen arkasından Adana'ya Meclisin 1'inci partisinin Genel Başkan Yardımcısı geldi. Genel Başkan Yardımcısı Valiyle bir toplantı düzenledi, kriz masası oluşturuldu. Sayın Valimiz -bu fotoğrafta gördüğünüz üzere- 1'inci partinin İl Başkanı, yine 1'inci partinin milletvekilleri ve Adana'daki belediye başkanlarıyla bir toplantı yaptı. Ertesi gün gazetelere bu fotoğrafla şu servis edildi: "Çelik, Adana'daki belediye başkanları ve Adana milletvekilleriyle kriz masasında toplantı yaptı." Burada sorumuz şudur: Bu arkadaşlarımız, elbette, kıymetli ve önemliler; birçoğuyla da dostluğumuz var. Adana'nın diğer milletvekilleri de seçilerek aynı göreve gelmediler mi? Adana milletvekilleri olarak -biraz önce söyledim- Adana'nın makûs talihini yenme konusunda çeşitli defalar basın kanalıyla bildirmemize rağmen "Adana'ya ilişkin ne varsa birlikte çözüme hazırız." dememize rağmen maalesef bu toplantıya çağrılmadık. Bu toplantıya bir milletvekilinin, Meclisin 2'nci partisinin milletvekilinin çağrılmaması basit, alelade, o gün kendiliğinden gelişmiş bir olay değil. Bu süreci tekrar hatırlayalım: Bununla ilgili, bu yeni sistemle ilgili bir referandum yapıldı, ardından bir seçim yapıldı ve orada şu söylendi -iktidar tarafı söyledi bunu yani bu konuda oy alan parti bunu dile getirdi- denildi ki: "Yasama artık daha kaliteli olacak, yürütme de yasamadan ayrılacak. Hatta, milletvekili bakan olamayacak; şayet bakan olacaksa milletvekilliğinden çıkarılacak."
Peki, değerli arkadaşlarım, size soruyorum: Bir ilin valisi, bir partinin, Meclisin 1'inci partisinin genel başkan yardımcısıyla böyle yan yana oturabilir mi? Bunu, kendimize yediriyor muyuz? Bunu, devletin geleneklerine yediriyor muyuz? Bunu, seçimde oy istediğiniz anlayışa yediriyor muyuz? Bu, doğru bir şey değil. Devletin genetiğiyle oynadığımızda işte 15 Temmuzlar oldu, hatırlayın. Devletin, demokrasinin geleneğine aklı sıra o bölgenin etkin siyasetçisi sebebiyle böyle müdahale ederseniz maalesef yazık edersiniz; ülkemize yazık edersiniz, demokrasiye yazık edersiniz, şehre yazık edersiniz. Bu Değerli Genel Başkan Yardımcısı sizin on yedi yıllık iktidarınızda on üç yıl boyunca Adana'dan milletvekiliydi. Güzel, böylesi bir pozisyonda gelip Adana'ya destek vermek istemesi gayet güzel.
Peki, geçmiş yıllarda Adana neydi, nereye geldi? Çok eskilere gitmiyorum. Elbette, sanatsal açıdan Adana'nın etkinliğini, yazarlarını hepiniz biliyorsunuz. "Adana" lafı geçince herkeste bir tebessüm olur, onu da biliyorum. Ama asıl benim söylediklerim, sanayide geldiği durum, tarımda geldiği durum, işsizlikte geldiği durum, turizmde geldiği durum, bitmeyen yatırımlarıyla ilgili geldiği durum. Örneğin, 2011 yılında metro yapılmış, hâlâ borcu ödeniyor. Hemen hemen tüm illerde merkezî Hükûmet tarafından bu tür yatırımların ödemesi yapılır hâle gelmiş. Örneğin, diğer illerde daha sonra yapımına başlanan stadyumlarda bile maçlar oynanırken Adana'da stadyum bitmemiş. Örneğin, Adana adliyesi beş yıl önce söz verilmiş olmasına rağmen hâlâ bitmemiş.
Başka bir şey daha: Sayın Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik Adana Milletvekili ve Turizm Bakanıydı. O tarihlerde Karataş ilçesi, Adana'nın denize açılan ilçesi turizmde teşvik bölgesindeydi. Yine, sağ olsun, bu kıymetli milletvekilimizin Genel Başkan Yardımcısı olduğu bu dönemde, burası sessiz sedasız bu teşvikten çıkarıldı yani Karataş turizm bölgesinden çıkarıldı.
Size birkaç veri daha vereyim: Örneğin, Adana, illerin gelişmişlik düzeyinde 2013'te 9'uncu sıradaymış, 2015'te 16'ncı sıraya indi. Bir başka veri olarak, artık, kriterler yaşam memnuniyeti üzerinden alınıyor. Yani ne var bunda? Gelir var, eğitim var, çevre var, güvenlik var. Burada da Adana, Yaşam Endeksi'nde 81 il arasında 61'inci sıraya düşmüş durumda, en aşağılara düşmüş durumda. Yine, nitelikli göç vermesi de bir ekonomik veridir çünkü eğer bir şehir aksi bir göç alıyorsa, niteliksiz göç alıp nitelikli göç veriyorsa oranın geleceğine ilişkin bir umut kalmamış demektir. Suriye'yle ilgili en çok etkilenen şehirlerden biriyiz, 400 bine yakın Suriyeli var.
Tüm bunlar, tüm bu veriler... Yani iktidar partisi olarak söylüyorum: 2002 yılında 8 milletvekili, 2007 yılında 6 milletvekili, 2015 yılında 6 milletvekili ve son seçimde de 5 milletvekiliyle 1'inci olan partinin ilidir burası. Sevgili yeni vekillerime de bir lafım olsun: Adana'nın AKP'den 5 milletvekili var sevgili arkadaşlarım. Örneğin, 2018'de -bunlar da sizi ilgilendiriyor- Konya'ya 963 milyon TL verilmiş; Mersin'e 568, Hatay'a 551, Antalya'ya 1 milyar 14 milyon TL kamu yatırımı yapılmış. Peki, Adana'ya ne kadar yapılmış? Adana'ya sadece 341 milyon TL kamu yatırımı yapılmış. Ne zaman? 2018 yılında. Bu da Adana'mızın 1'inci partiden sevgili 5 milletvekiline duyurulur.
Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlarım; biraz önce bahsettiğim gibi, Adana'da sel felaketinden etkilenen konutlara yardımlar yapıldı, oradaki hasarlar üç aşağı beş yukarı belirleniyor, oraya karşılık veriliyor. Ancak burada en önemli sorunumuz, demin söylediğim gibi 153 hektarlık alanda oluşan hasarın giderilmesi. Çünkü Adana'da çiftçiler yani tarım sektörü -Çukurova- tüm sektörlerin anasıdır. Eğer tarım sektörü bir zarara uğrarsa, çiftçi ürününü ekemezse ya da üründen zarar ederse tüm Adana etkilenir. O vesileyle, hasar tespiti yapıldıktan sonra, bir an önce buranın zararının karşılanması gerekiyor.
Bir de mevcutta, geçmiş dönemden başlayan, şu anda ödenemeyen krediler var. Bu kredilerin de faizsiz beş yıl ertelenmesi gerekiyor. Bunu da yine Adana'mızın güzide 5 milletvekili için özellikle vurguluyorum. Çünkü bugün sadece Adana'nın değil, birçok ilin ziraat odası, milletvekillerini ziyaret etti ama en çok etkilenen bölge Çukurova. Çünkü çiftçi -sadece bir rakam vereyim- son on altı yılda 48 kat daha çok borçlanmış, mevcut borçlanma on altı yılda 48 kat artmış ve tarımsal kredilerin hacmi 115 milyarı bulmuş durumda. Ama tüm bunlara rağmen, biz her şeyi ithal eder hâle gelmişiz. Zaten her şeyi ithal eder hâle geldiğinizde "Çiftçimizi destekliyoruz, çiftçimizin yanındayız." diyemezsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Sayın Başkanım, bir cümleyle bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Teşekkür ederim.
Burada yine, Adana'dan gelen çiftçilerimizin, çiftçiler birliğinin başkanlarının çok önemli bir dileği daha var, o da şu: Biliyorsunuz, son yıllarda maalesef, Adana'da -son sel felaketinde de bunun etkisi görülmüştür- DSİ, sulama birliği çok ciddi bir yatırım yapmıyor, mevcut kanalların bile açılması sağlanamıyor ama sulama birliği, damlama yöntemi de dâhil olmak üzere su parası alıyor. Biliyorsunuz -çiftçilerimiz daha iyi bilir- damlama yönteminde bir yatırım gerekir, orada müthiş bir su parası isteniyor. Bu, işin bir tarafı ama daha vahimi, elektrik. Biliyorsunuz, artık çiftçilikte elektrik kullanılmaya başlandı. Çiftçinin kullandığı elektrik maalesef, piyasadaki mevcut elektrikten yüzde 14 oranında daha pahalı ve son iki yılda elektriğe yüzde 108 zam gelmiş durumda. O nedenle, çiftçilerimizin yanında olmak istiyorsak, çiftçilerimize destek vermek istiyorsak öncelikle bu elektrik fiyatlarını çiftçilerimize uygun bir hâle getirmemiz gerekiyor diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)