GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kayseri ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:16.01.2020

ÇETİN ARIK (Kayseri ) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Erciyes gibi başı dik, hayırsever insanların diyarı Kayseri'mizin sorunları üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Ben bugün "Kalkınmayı kırsaldan, Sarız'dan başlatacağız." deyip de Sarız ilçemizin nasıl bir köy hâline getirildiğinden, Sarız'ı unuttuğunuzdan bahsetmeyeceğim. Bünyan'da traktörüne haciz konulan çiftçimizin sorunlarından da bahsetmeyeceğim. Yoğurduyla ünlü Akkışla'daki hemşehrilerimizin koyunlarının ellerinden nasıl alındığından da bahsetmeyeceğim. Felahiye'mizin bir türlü bitirilemeyen Göğdere yolundan, Sarıoğlan'ın kaderine terk edilen tarihî Şahruh Köprüsü'nden de bahsetmeyeceğim. Tomarza ilçemizin kabak çekirdeğinden, Yahyalı, Yeşilhisar ilçelerimizin elmalarının nasıl çürütüldüğünden de bahsetmeyeceğim.

Kayseri'mizde her seçim döneminde söz verilen ama yolu bir türlü Kayseri'ye düşmeyen hızlı trenden de bahsetmeyeceğim. Yüksek hızlı tren gibi, havalimanının genişletilmesinden, devlet tiyatroları sözünün nasıl yalan olduğundan da bahsetmeyeceğim. Güzide Kayserispor'umuza yapılan ihanetten de bahsetmeyeceğim. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlarının "Allah'a şükür, beş kuruş borcumuz yok." deyip de milyonlarca liralık borç çıkınca "Ben yapmadım, o yaptı." diye birbirlerini nasıl suçladıklarından da bahsetmeyeceğim. "Allah'ın suyundan para mı alınır?" diyerek vatandaştan oy isteyip su parasına merkezde yüzde 19, kırsalda yüzde 49 zam yapıldığından da bahsetmeyeceğim. Hayırsız evlat gibi, Kayseri'de her şeyi satanların şimdi de Erciyes Dağı'nı satılığa çıkardıklarından da bahsetmeyeceğim. AVM mantığıyla şehirlerin dışına yapılan şehir hastanesine vatandaşlarımızın ulaşım problemlerinden de vatandaşlara aylar sonrası verilen randevulardan da bahsetmeyeceğim.

Değerli milletvekilleri, ben, bugün, Adalet ve Kalkınma Partisinin Kayseri'deki adaletsizliğini anlatacağım, güçlünün zayıfı nasıl ezdiğini anlatacağım, can ve mal güvenliğimizin olmadığından bahsedeceğim. Biz, bu tek adam sisteminde can ve mal güvenliği yok deyince MHP'nin Sayın Grup Başkan Vekili "'Hiçbir siyasetçi Türkiye'de can ve mal güvenliği yok.' diyerek Türkiye'yi uçuruma itmek için pusuya yatamaz." diyor. Her kim ki Türkiye'yi uçuruma itmek için siyaset yapıyorsa alçaktır, namussuzdur ama şu da biline ki bizim vatan sevgimiz, millet sevgimiz, bayrak sevgimiz en az sizinki kadardır.

Bakın, sayın milletvekilleri, ben, şimdi, Kayseri'den iki örnekle can ve mal güvenliğimizin, adaletin olmadığını anlatacağım sizlere. Metropol ilçemiz olan Kocasinan ilçemizde Cumhur İttifakı'ndan, MHP kontenjanından belediye meclis üyesi seçilen bir kişi, yurt dışında yaşayan "Gülkız Sönmez" isimli teyzemizin arsasına talip olur ama Gülkız teyzemiz arsasını satmak istemez. Gülkız teyzenin yurt dışında hayatını kaybettiğini öğrenen bu belediye meclis üyesi sahte tapu düzenleyerek Gülkız teyzenin arsasına 10 katlı bina diker. Bu sahte tapu nasıl düzenlendi? Kim var bu işin içerisinde? Normal vatandaşımıza ruhsat konusunda "Yok, şerefiye parası, yok, şu parası, bu parası..." diyerek binbir zorluk çıkaran belediye sahte tapuyla ruhsat alınmasına nasıl göz yumdu? Siz burada mal güvenliği olduğundan bahsedebilir misiniz sayın milletvekilleri?

Öte yandan, Pınarbaşı'nın Aslanbeyli köyünde yazın hayvanlarını otlatmak için tek odalı, elektriği suyu olmayan evlere giderler, birkaç ay kalırlar. Burada rant yok, burada para yok; amaçları iki üç aylığına hayvanlarını otlatmak, bu tek gözlü evlerinde kalmak. "Niye elektriğimiz yok, niye suyumuz yok?" diye dert de etmezler. Şimdi Cumhur İttifakı'nın belediyesi bu sahte tapuyla dikilen 10 katlı binaya göz yumuyor ama bu yayla damını, tek katlı damı yıkmaya kalkıyor. İşte, sizin adaletiniz bu. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Zekeriya Altınok ismini hatırladınız mı? Hani, yaşarken terörist ilan ettiğiniz, şehit olunca da "Vatan size minnettardır." dediğiniz Zekeriya Altınok'tan bahsetmek istiyorum sizlere. Zekeriya Altınok Ankara'da askerlik görevini yaparken polisleri askerlikten muaf tutan bir yasa çıkar, o da terhis olup polislik mesleğine geri döner. Polislik mesleğinde on yılı tamamlamasına on beş gün kala FETÖ'den ihraç edilip hapse atılır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arık, tamamlayın sözlerinizi, buyurun.

ÇETİN ARIK (Devamla) - Yargılanır, suçsuz olduğu anlaşılır, beraat eder ancak görevine iade edilmez. "Sen teröristsin." dedikleri Zekeriya Altınok'a "Sen polislik mesleğinde on yılını tamamlamamışsın, askerliğini de yarım bırakmışsın; yeniden askere." derler. Zekeriya Altınok da "Seve seve." der ancak bu kez, daha önce askerlik görevini yaptığı Ankara'ya değil de sil baştan Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesine gönderilir. Zekeriya Altınok terhis olmasına on beş gün kala hain, bölücü, kalleş PKK terör örgütü tarafından şehit olur. Geride, gözü yaşlı baba, ana, eş ve 2 yetim çocuk bırakır; bir de vicdanı olanların vicdanında kapanmaz bir yara. Öte yandan, kodamanların, zenginlerin davalarının görüldüğü gün "TBMM 0028" plakalı bu makam aracının görülmesi ve aynı gün çok sayıda kodamanın serbest bırakılması, zenginin serbest bırakılması sizce tesadüf müdür sayın milletvekilleri? Şimdi, siyasi gücü olanın, parası olanın, ensesi kalın olanın, FETÖ'nün ağababalarının parayla aklandığı bu ülkede adaletten söz edebilir misiniz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇETİN ARIK (Devamla) - Tamamlıyorum.

BAŞKAN - Tamamlandı süreniz.

Sadece selamlama için mikrofonu açıyorum.

Buyurun.

ÇETİN ARIK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, işte, Kayseri'nin sorunu bu, Türkiye'nin sorunu bu.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)