GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:50
Tarih:30.01.2020

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 161 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçen hafta cuma günü yine ülkemiz büyük bir felaket yaşadı. Elâzığ, Malatya ve çevre illerde meydana gelen depremde 41 vatandaşımız hayatını kaybetti, 1.607 vatandaşımız da yaralandı. Ölen insanlarımızın ruhu şad olsun, yaralılarımıza sağlık diliyorum.

AK PARTİ iktidarı tarafından yıllardır uygulanan ayrıştırma politikalarına rağmen büyük Türk milleti kederde ve sevinçte bir bütün olmayı bir kez daha başardı ve bu felaketten de yüz akıyla çıktı. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in de dediği gibi, bizim doğal afetlerden siyasi kazanım sağlama gibi bir anlayışımız yoktur, acılar ve felaketler üzerinden siyaset yapmıyoruz. Böyle zamanlarda birlik ve dayanışma ruhu öne çıkarılmalı, siyaset de bu ruhu desteklemelidir. Temennimiz, yaralarımızın hızla sarılarak vatandaşlarımızın huzurlu ve güvenli bir ortama kavuşturulmasıdır ancak elbette ki yapılan yanlışlara da gözlerimizi kapatacak değiliz. Yapılan ve yapılması gereken icraatları takip edeceğiz, toplanan deprem vergilerini sormaya, soruşturmaya devam edeceğiz.

Değerli milletvekilleri, inşaat getiriminin ele geçirdiği kent planlaması ve iktidarın imar affıyla ruhsatlandırdığı deprem güvenliği olmayan milyonlarca yapı meydana getirdi. Bu depremde bunun faturası çıktı. Bundan sonra yaşanacak depremlerde de bunların faturasını hep beraber ödemeye devam edeceğiz. Deprem, ne zaman ve nerede yakalanacağımız belli olmayan bir felakettir. Deprem sırasında hayatını kaybeden insanların gerçek failleri binalar değil, binaları uygun vasıfta yapmayan yükleniciler ile bunlara ruhsat ve depreme dayanıklılık raporu veren görevlilerdir. Nitekim, yaşanan Elâzığ depremindeki görüntülere dikkat edersek birçok sağlam binanın ortasında tek bir binanın yıkıldığını görüyoruz. Sürsürü Mahallesi'ndeki yıkılan bina 2010 yılında yaşanan Kovancılar depreminde hasar görmüş ancak hiçbir yenileme çalışması yapılmamış, depreme dayanıklı raporu verilmiş, çevresindeki bütün binalar ayaktayken bu bina çökmüş ve birçok vatandaşımıza da mezar olmuştur.

Değerli milletvekilleri, ülkenin yaşanan bunca felaketlere rağmen hâlâ bir deprem politikası yoktur. Peki, ne yapmalı? Öncelikle, binalarda toplam kalite anlayışı yerleştirilmelidir. İnşaatlarda sonuç odaklı değil, süreç odaklı bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır. Bina denetçi ücretlerinin denetlenen yükleniciler tarafından verilmesi uygulamasına son verilmelidir. Yapı denetimi yüklenicilerin finanse ettiği özel firmalar aracılığıyla değil, yerel yönetim birimleri tarafından gerçekleştirilmelidir. Sağlıksız ve çarpık kentleşmeye yol açan imar affı yasaları çıkartılmamalı ve konuyla ilgili kesin ve etkin bir kararlılık gösterilmelidir. Yapımı tamamlanmamış ve yapım aşamasında olan bütün binaların dayanıklılık ve kalite sorunlarına ilişkin çalışmalar bir an önce bitirilmelidir. Beton kalitesinden kullanılan demirin çapına kadar her türlü teknik analiz gerçekleştirilmelidir.

Yeryüzünde yaşayan bütün insanlara, hatta hayvanlara bir kimlik kartı verilirken, bunca tehlike altında yaşanırken binaların kimlik kartının olmaması düşünülemez. 6 Şubat 2019 tarihinde her binaya kimlik kartı verilmesi hususunda bir kanun teklifi verdik ancak bir türlü Genel Kurul gündemine alınmıyor. Her binaya, kim tarafından hangi tarihte yapıldığı, taşıdığı teknik şartlar, kullanılan malzeme ve bileşimlerin niteliği, denetleyenler, onay ve ruhsat verenler, jeolojik ve jeofizik incelemesini yapan kurumlar, binanın kalitesi, yapım süresi, sorumlular ve benzeri hususları içeren bina kimlik kartı sistemi getirilmeli ve sorumluluk duygusuna sahip denetim organları tarafından sürekli takip edilmelidir. Bina kimlik kartlarındaki özel bilgiler binaların girişlerine konulmalı, ayrıca binanın yapım aşamasından tamamlanması aşamasına kadar her türlü işlem yetkililer tarafından tutturularak bina kimlik kartında kayıt altına alınmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bahşi, tamamlayın sözlerinizi lütfen.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - İnsanların, yaşadıkları binaların ya da binaların kurulduğu zeminlerin ne kadar güvenli olduğunu bilme hakkı vardır. Depremin zararlarının ortadan kaldırılması için her şeyden önce bu konudaki temel politika saptanmalı; depremden sonra çare arama politikası yerine deprem öncesi önlemler içeren, halkın yararına bir deprem politikası gecikmeden oluşturulmalıdır. Depremlerden en az zararla kurtulmak ve gerekli önlemleri almak elimizdedir.

Bu vesileyle, tekrar ülkemizin böyle felaketler yaşamamasını diliyor, Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)