GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:50
Tarih:30.01.2020

OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bu yasa teklifinin aslı aslında rantın tekelleştirilmesi ve mutlaklaştırılması; çünkü, 31 Mart ve özellikle 23 Haziran İstanbul seçimlerinde yerel yönetimlerde kaybettiğiniz hâkimiyeti bu yasa teklifiyle yeniden sağlama derdindesiniz; bunu da yıllardır yaptığınız gibi, yine TOKİ üzerinden yapmaya çalışıyorsunuz; işin özeti budur. TOKİ ikinci bir özelleştirme dairesi sizin için. Yıllardır kamunun yani halkın olan arsaları ve taşınmazları TOKİ aracılığıyla müteahhitlere peşkeş çektiniz ve inşaat gelirini de paylaştınız. Özelleştirme İdaresi de KİT'leri sattı; artık KİT'ler kalmadı ama... Bakın, Metal Yapı, Ağaoğlu, VARYAP, Torunlar, Dumankaya, İhlas, Soyak; bunlara daha yüzlercesi eklenebilir. FETÖ'cü şirketleri bile TOKİ üzerinden palazlandırdınız ve büyüttünüz.

Bakın, dün gazeteci Celal Eren Çelik BAŞKENTGAZ'ın Kızılaya, oradan da Ensar Vakfına 8 milyon dolar bağış yaptığının belgesini ortaya çıkardı. Kızılay Genel Müdürü çıktı, bir açıklama yaptı. Zannedersiniz ki kendisine dair bir açıklama yapacak; hayır, şirketi savundu. Şirket vergi kaçırmamış, vergiden kaçınmış. Peki, BAŞKENTGAZ kimin? Torunların. Torunlar kim? Erzincan'da bakkal dükkânıyla ticarete atılıp inşaat rantıyla büyüyen Aziz Torun'un; Erdoğan'ın imam hatipten arkadaşı.

Şimdi, 2 tane soru:

1) BAŞKENTGAZ durduk yerde bir dinci vakfa, adı çocuk istismarıyla anılan Ensar Vakfına 8 milyon dolar bağışı neden yapar?

2) Buna bir kamu kurumu neden aracılık eder? 8 milyon dolar Torunların, o AKP iktidarı boyunca büyüttüğü işlerinin bedelinin karşılığı mıdır? Yani, Ali Ağaoğlu'nun tabiriyle "kendisine kesilen ceza miktarı" mıdır? Muhtemel hizmet, himmet, minnet -ne derseniz artık onun adına- bedeli midir? Yani, bu yolsuzluğun ardında, üçte 1 fiyatına alınan BAŞKENTGAZ'ın, TOKİ tarafından peşkeş çekilen eski Ali Sami Yen Stadı'nın arazisinin, Torun Center inşaatında hayatını kaybeden 10 işçinin kanının bedeli mi vardır?

Şimdi, bu yasa teklifi işte tam da bu BAŞKENTGAZ etrafında anlattığım ittifakı anlatıyor, onun için getiriliyor. Yani kamu ihaleleri, imar rantları, yerel yönetimlerle kurmuş olduğunuz tezgâhın sorun çıkmadan devam etmesini sağlamak için bizden daha fazla yetki istiyorsunuz. Tabii, sermayeye de bu arada "Yerel seçimleri kaybetmiş olabiliriz ama güç hâlâ bizde." demek istiyorsunuz çünkü iktidarınız, İstanbul rantı ve inşaat sektörü üzerinden yükseliyor. İşte, Kanal İstanbul... Bilim insanları uyarıyor; İstanbul'da 1 milyon konut güvenli değil, 100 bini aşkın konut olası depremde yıkılabilir. Ama siz ne yapıyorsunuz? Derdiniz rant. TOKİ aracılığıyla 16.713 hektarlık alanda arsa üretimi yapılması planlandığı söyleniyor Kanal İstanbul Projesi'yle. Evet, TOKİ her şeye muktedir. Bakın, Elâzığ depreminin ardından Erdoğan şunu söylüyor: "TOKİ olarak hemen adımlarımızı atacağız." Sanki TOKİ Genel Başkanı konuşuyor. Nerede diyor? Cenaze töreninde diyor, yani enkaz altından çıkarılan yurttaşlarımızın cenazesinin başında diyor. İşte, siyaset yapmak tam da budur arkadaşlar. Siyaset, rant siyasetidir.

Şimdi, değerli milletvekilleri, hayat politiktir. Yaptığınız ve yapmadığınız her şey, sizin politik tercihinizdir. Halkı deprem karşısında koruyacak güvenli konutlar yapmak, depreme dayanıklı şehirler inşa etmek yerine ölümlerden sonra "TOKİ" demek, sizin politik tercihinizdir. Depreme karşı güvenli hastaneler, okullar, kamu binaları yapmak yerine geçmediğimiz köprü, yol, kullanmadığımız havalimanları yapmak da sizin politik tercihinizdir. Deprem sonrası toplanma alanlarını artırmak yerine -bakın, bu İstanbul'da bir toplanma alanı, şurada görüyorsunuz- var olan toplanma alanlarının yerine AVM'ler dikmek de sizin politik tercihinizdir. İşte, dikilen AVM'lerin şirketleri üzerinde yazılı. Zaman kaybetmemek için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun devam edin Sayın Ersoy.

OYA ERSOY (Devamla) - Ayrıca Kaz Dağları'nda, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde siyanür havuzu kurmak da işte sizin politik tercihinizdir. Büyük İstanbul depremine hazırlık için kaynak ayırmak yerine rant için Kanal İstanbul yapmaya kalkmak da sizin politik tercihinizdir. Bilim insanlarının uyarılarına, önerilerine kulaklarınızı tıkayıp deprem olduktan sonra "Bu tür afetler bizler için büyük bir imtihan. Müslüman olmanın, bu noktada teslimiyetin hep en güzel örneklerini vermişiz." demek yine sizin politik tercihinizdir.

Ben de buradan soruyorum o zaman, bu kürsüden halk adına soruyorum: Saray kaç şiddetinde depreme karşı yapıldı?

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)