GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 3 Şubat 2020 tarihinde Suriye'nin İdlib kentinde rejim güçleri tarafından yapılan saldırı sonucu şehit düşen sivil ve askerlerimize Allah'tan rahmet dilediğine, Türkiye'nin gücünü ve hafızasını hafife alan şer odaklarının hem sahada hem de masada gereken karşılığı alacağından şüphelerinin olmadığına, sınırlarımızın öte yanında perde perde sahnelenen emperyal oyunların doğru analiz edilmesi gerektiğine, Türkiye'nin olmadığı bölgesel ve uluslararası bir denklemin asla düşünülemeyeceğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:51
Tarih:04.02.2020

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Suriye'nin İdlib bölgesine, çatışmaların önlenmesi ve gözlem noktalarının korunması amacıyla takviye birlik olarak gönderilen askerlerimiz, 3 Şubat 2020 tarihinde rejim unsurları tarafından hain bir saldırıya uğramıştır. Bu alçak saldırıda 7 askerimiz ve 1 sivil görevlimiz şehit olmuş, 7 askerimiz yaralanmıştır. Aldığımız şehit haberleri yüreklerimizi dağlamıştır. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.

Türkiye'nin gücünü ve hafızasını hafife alan şer odaklarının, hem sahada hem masada gereken karşılığı alacaklarından şüphemiz yoktur. 2011'de başlayan Suriye iç savaşı ve vekâlet savaşları nedeniyle ülkemizin sınır güvenliği konusunda kritik önlemler alınmış ve terörle mücadele harekâtları yürütülmüştür. Mücadele alanlarımızdan birisi de gerilimin tırmandığı ve çatışmaların yoğunlaştığı ve Türkiye'yle 130 kilometrelik sınır komşuluğu olan İdlib'dir. İdlib'de Esad rejimi, Rusya ve İran'ın himayesiyle cesaret bulmuş, kendi halkına ve münhasır yetkilerine dayanarak bölgede nizamın tesisi için bulunan askerlerimize tehdit olmaya başlamıştır. Sınırlarımızın öte yanında perde perde sahnelenen bu emperyal oyunu doğru analiz etmek mecburiyetindeyiz.

Suriye'de kabaca dört yönetim bölgesi vardır: Rejim kontrolündeki bölgeler, Türkiye'nin sınır ötesi harekâtlarla terörden temizlediği ve güvenlik için kontrol altında tuttuğu bölgeler, ABD'nin geçici kontrolündeki bölgeler ve çatışmasızlık bölgesi olarak ilan edilen kentler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Esad rejiminin, gözünü İdlib'e çevirmesinin sebebi de bu tablodur. Bu tabloda Esad'ın ilerleyebileceği, güç gösterisi yapabileceği tek bölge İdlib kalmıştır. Bu saikle, gözü dönmüş Esad rejimi, baltayı taşa vurmuş ve bölgedeki varlığı uluslararası hukuktan kaynaklanan ülkemizin münhasır yetkilerine mütecaviz bir saldırı gerçekleştirmiştir.

İdlib, Astana görüşmeleri neticesinde çatışmasızlık bölgesi olarak ilan edilen bir bölgedir. 4 Mayıs 2017'de gerçekleştirilen 4'üncü Astana Zirvesi ve 22 Ekim 2019'da Türkiye-Rusya arasında imzalanan Soçi Mutabakatı doğrultusunda İdlib'de Türkiye 12, Rusya 10 ve İran 7 gözlem noktası kurmuştur. Soçi Mutabakatı ve Astana süreciyle bölgede çatışmaların sonlandırılması öngörülmüştür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Diğer yandan, Türkiye ile Rusya arasında İdlib'de HTŞ'nin ve terör örgütü olarak kabul edilen diğer grupların varlığına son verilmesi için Eylül 2018'de bir anlaşma imzalanmış, anlaşma sonrası ateşkes ilan edilmiştir. Fakat gelinen noktada ne Esad rejimi ne Rusya, İdlib'deki uzlaşı sürecine ve bu süreçte yapılan anlaşmalara riayet etmiştir. Kasım 2019'dan bu yana, Suriye ordusunun İdlib'deki askerî operasyonlarının hız kazanması ve Rusya'nın hava saldırılarını yoğunlaştırması bunun bir delilidir. İdlib sürecinde Türkiye'nin başını çektiği temel fikirlerden biri de İdlib'e yönelik askerî operasyon yapılmamasıdır. Bu kapsamda, Rusya ve Türkiye arasında yapılan görüşmeler neticesinde, 12 Ocak 2020 tarihinde ateşkesin yürürlüğe gireceği açıklanmıştır. Ne var ki ülkemizin bekası adına kritik öneme sahip böyle bir meselede uzlaşı yerine yine çatışma yeğlenmiş, İdlib'de Şam yönetimi ve Rusya'nın hava ve kara saldırıları sürmüştür. Türkiye'nin bu düşüncesinin, uluslararası anlaşmalar ve meşruiyet çerçevesinde bir karşılığı vardır. Bir adım sonrası düşünülmeden gerçekleştirilen bu saldırıya, kahraman askerlerimiz gerekli cevabı vermiş ve vermeye de devam edecektir.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin de vurguladığı gibi, son gelişmeler bize Suriye'deki uzlaşı sürecinin Cenevre, Soçi ve Astana'yı da kapsayan çok perdeli bir tiyatro olduğunu göstermiştir. Suriye'de, Libya'da ve diğer çatışma bölgelerinde diplomatik uzlaşmanın tarafı olan Türkiye, vurkaç taktikleri ve modası geçmiş barış söylemleriyle bertaraf edilmeye çalışılmaktadır. Türkiye'nin olmadığı bir bölgesel ve uluslararası denklem asla düşünülemez. Türkiye'nin egemenliğini hesaba katmadan yapılan her strateji boğulmaya mahkûmdur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bize düşen, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklarımız ve sorumluluklarımız çerçevesinde, meşru müdafaa hakkımızı kullanmak, egemenlik haklarımızı tehdit eden her tehlikeli girişimi bertaraf ederek her türlü önlemi almaktır. Bölgede görevini cansiparane ifa eden kahraman Türk askerî, sivil halkın canının, haysiyetinin teminatıdır ve olmaya da devam edecektir.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.