GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:53
Tarih:06.02.2020

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; güzel ve yalnız ülkemin gündeminde acıdan geçilmiyor.

Geçtiğimiz hafta, imarsız, plansız, kaçak yapılaşmanın suratımıza bir tokat gibi çarptığı deprem gerçeği nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısı dinmeden, Van'da ardı ardına yaşanan çığ felaketinde vefat eden askerlerimizin, güvenlik korucularımızın, itfaiyecilerimizin ve vatandaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Geçen hafta Suriye bataklığında şehit olan askerlerimizin acısı hâlâ yüreğimizde. Başta şehitlerimize ve Elâzığ, Malatya ve Van'da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

Saldırıya uğradığımız yer, güya çatışmasızlık bölgesiydi. Saldırıyı rejim güçlerinin gerçekleştirdiği açıklansa da rejim güçlerinin operasyonlarını Rus komutanlar yönetiyor. Askerlerimiz İdlib'de kalleşçe şehit edildi. Rusya "Türkiye bize koordinat bilgisi vermeden hareket etti." diyerek bizi suçladı. Hükûmetten ise "Rusya'nın haberi vardı." savunması geldi. Dolayısıyla kendi verdiğimiz bilgilerle -nokta atışı- askerlerimiz kalleşçe şehit edildi.

Türkiye girdiği Suriye bataklığında yapayalnız. Bir tarafta PKK'nın adı değiştirilmiş makyajlı örgütlerini destekleyen Amerika, diğer tarafta rejim güçlerine destek olan Rusya. İki emperyal arasına sıkıştırılmış yapayalnız bir Türkiye. Türk milletini düşürdüğünüz bataklıkta, en büyük hayali tarih boyunca sıcak denizlere inmek olan Rusya'ya güvenmenin sonucu budur. Emperyalist hayallerini Orta Doğu'da gerçekleştirmeye devam niyetinde olan Amerika'ya güvenmenin sonucu budur. Siz kandırılmaya devam ederken ana kuzularının düştüğü durum da ne acıdır ki budur.

Değerli milletvekilleri, Elâzığ merkezli deprem, Türk milletinin yüksek karakterini bir daha ortaya çıkardı. Zor zamanlarda hep birlikte olup yardımlaşma ve dayanışmayı gerçekleştirdik. Kederde, tasada, kıvançta birlikte olabilen yüce Türk milletinin önünde saygıyla eğiliyorum ama keşke Türk milletinin yaptığı yardımlarla ayakta duran bir kurum da bu fedakârlığa saygı gösterebilseydi.

Deprem kadar, çığ kadar içimizi acıtan bir durum da göz bebeğimiz Kızılayın düştüğü durum. Niyetimiz, asla, dar gününde, zor gününde, yüz elli iki yıldır insanların yardımına koşan Kızılayın yıpratılması değil, aksine Kızılayın başındaki zatın Kızılayı yeterince yıprattığını gözler önüne sermek. Ancak, Kızılay yönetiminin, bir şirketin Hükûmete hoş görünme, vergiden kaçınma veya vergi kaçırma girişimine aracılık etmesini de yüreğimiz kaldırmıyor. Sonunda, Amerika'da biten bir yurt yolculuğuna "Bağış yap." talimatının kim tarafından verildiği bellidir. Bu, Torunlara verilen imtiyazlı ihalenin rüşvetidir. Kızılay rüşvete aracılık etmiştir. Kızılay üzerinden önce Ensara, oradan TÜRKEN'e giden para, rüşvetin belgesidir. Eğer vakıf yöneticileri bir sorgulanırsa bu bağışın kime şirin görünmek adına yapıldığı ortadadır. Kızılay Tüzüğü'nde yapılan bağışı devretme, satma, aracılık etme hakkı bulunmuyor. Öyleyse, kurumun adını kirletme pahasına, böyle bir aracılık sorgulanmalı ve Kızılay yönetimi yapmıyorsa İçişleri Bakanlığı Kerem Kınık hakkında gereğini acilen yapmalıdır ama görüyoruz ki aksine; kurumun itibarını zedelediği yetmemiş, kendi itibarı için Kızılayın resmî Twitter sayfasından hâlâ cevap vermekle meşgul.

Değerli milletvekilleri, artık kanun teklifleri önümüze gelince şuna bakıyorum: Ne itiraf ediyorlar? Ne kadar para kazanmayı hedefliyorlar? Bu kanun aslında kim veya kimlerin işine yarayacak? Bir de Cumhurbaşkanı için özel istek madde var mı?

Bu kanun teklifi, 2002 Kasımından itibaren göz yumulan kentsel cinayetin itirafıdır. Bu kanun teklifi, kişisel imar rantının nasıl yaratıldığının, nasıl dağıtıldığının itirafıdır. Bu kanun teklifi, iktidarın kaybettiği yerel yönetimlerden almaya çalıştığı intikamın itirafıdır. Bu kanun teklifi "Biz önce yönetmelik hazırlarız, sonra yasayı yönetmeliğe uydururuz." şeklinde yapılan kanun tanımazlığın itirafıdır.

İmar mevzuatıyla ilgili bu düzenleme, belediyelerin parsel bazlı plan değişikliğine kısıtlama getiriyor. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, çok sayıda kentte kendi dönemlerinde sayısız imar planı tadilatı yaparak çok katlı binaların yapımına olanak sağlayan AK PARTİ'si, kişi ya da kurumlardan gelen imar planı değişikliği taleplerinin önünün kapatılmasını hedefliyor -çok iyi niyetli düşünmeye çalışıyorum- başından sonuna kadar da haklılar. Yerel yönetimler, kişi ya da kurumların talepleri doğrultusunda imar planı yapamazlar, yapmamalıdırlar da ama bunu sadece yerel yönetimler değil, yerel yönetimleri idare eden merkezî yönetim de yapmamalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Diğer türlü, zihniyet değişmedikçe sadece yetki mercisini değiştirirsiniz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)