| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 11.02.2020 |
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ekim ayında, tekrar bu çatı altında, biz Halkların Demokratik Partisi olarak Suriye meselesi konusundaki tezkereye "Hayır." dediğimizde, bunları dile getirdiğimizde bugünü öngörüyorduk, bunları öngörüyorduk. Birçok meselede çatışma yerine, barış, müzakere dediğimizde kıyamet kopuyor ve dediklerimiz bire bir çıkıyor ortaya. Bunlar hâlâ dikkate alınmıyor ve olayın bütünü yerine sadece bir noktaya odaklanıyoruz. İktidar, sıkıştıkça, krize büründükçe bir konuyu saptırmak için çatışma ve gerginlikle iç siyaseti ve dış siyaseti yürütmek istiyor. Bugün Türkiye, diplomaside, dış ilişkilerinde büyük bir kriz yaşarken Suriye meselesiyle beraber ciddi bir felaketle karşı karşıya. Daha önce komşu dediğimiz, kardeş dediğimiz, ilişkilerimizi geliştirdiğimiz yerde, içerideki kutuplaşma yetmiyor, dışarıda bir düşmanlık gelişiyor ve kendi koltuğunu korumak için sürekli bir gerginlik yaratılıyor ve Türkiye halkları sadece kendi içinde değil, komşularıyla beraber bir felakete sürükleniyor. Neredeyse "Kürt, annesini görmesin." diye... Dünyanın her yerinde böyle bir süreçle karşı karşıyayız. Ne oluyor? Savaşın çözüm olmadığı her yerde biliniyor ve bölgedeki aktörleri yok sayarak, görüşme yapmayarak böyle bir sürece giriyoruz.
İdlib neresi? Az önce söylediler: "Soçi, İdlib..." İdlib dediğimiz yer, şu anda "terörist örgütler" diye tanımlanan bütün cihatçı örgütlerin, kafa kesenlerin, vahşi olanların, tecavüz edenlerin yuvalandığı bir yere dönüşmüş. İdlib neresi? Bağdadi'nin öldürüldüğü yer. İdlib neresi? Burada, bütün sistemin oturduğu bir yerde, her gün felaketleri ihraç eden bir merkeze dönüşmüş ve 9'uncu yılına girerken, İdlib, giderek Türkiye için bir bela, dünya için bir bela, her yer için bir belaya dönüşmüş ve İdlib'deki bu süreç giderek... Sadece İdlib'le ilgili değil, bütün Suriye'yi konuşmak lazım, bütün bu süreci ele almak lazım çünkü biz bunları ele almadığımızda giderek bu sorunla yüzleşmemiş oluruz.
Tabloya baktığımızda, El Kaide'nin uzantıları, paralel El Kaide, sahte El Kaide, gerçek IŞİD, birçok örgüt burada yuvalanmış, faaliyetlerini sürdürüyor. Peki, bunları koruyan kim? Bunları himaye eden kim? Büyük bir soru işareti, bunu biz biliyoruz ve -bu düşmanlığı geliştirirken- bunları korumak, hamaset yerine bütünüyle barışa yönelmek lazım, barışa evrilmek için de birçok görüşmeyi sürdürmek lazım.
Soçi'den söz ediliyor. Soçi'nin hiçbir vaadi yerine getirilmedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Sayın Başkan, tamamlıyorum.
"Orada askerî teçhizat var." deniliyor, en ağır silahlar orada kullanılıyor ve insanlar yaşamını yitirdiğinde burada konuştuğumuzla, gerçekten olayın kökenine inmemiş oluyoruz. Önemli olan olayı önlemek, korumak ve barışı geliştirmektir.
Soçi'de ne deniliyordu? "Barışı geliştirmek için İdlib'de biz bu işi yaşama geçireceğiz." Barış mı yaşama geçti? Bu topraklarda daha beter şiddetleniyor. Bizim şovenist, militarist duygulardan kurtulmamız için buna evrilmemiz lazım, barışa evrilmemiz lazım.
Martin Luther King'in dediği gibi "Savaş ve şiddet ahlak dışıdır." Çünkü sevginin yerine nefret egemen oluyor; toplumu yıkıyor, kardeşliği yok ediyor. En güzel yol barıştan geçen yoldur. Müzakere edilmesi lazım, konuşulması lazım.
Öneriyi de destekliyoruz.
Saygılarımı sunuyorum, teşekkürler. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)