| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 12.02.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; ülkemizde son yıllarda artan üzücü intihar olaylarının artış nedenlerinin araştırılması ve bu intiharların önüne geçilmesi amacıyla İYİ PARTİ olarak vermiş olduğumuz araştırma önergemiz hakkında söz almış bulunmaktayım. Yüce Türk milletini ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, İdlib'de şehit düşen kahraman askerlerimize Allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun; Türk milletinin başı sağ olsun.
Yine, genç yaşta aramızdan ayrılan çok değerli dava arkadaşım, 24'üncü Dönem Osmaniye Milletvekilimiz Hasan Hüseyin Türkoğlu kardeşime Allah'tan rahmet diliyorum.
Değerli milletvekilleri, son günlerde toplumumuzu derinden sarsan intiharlarda insanlarımızın en doğal hakkı olan yaşama hakkından neden vazgeçtiklerini, yaşamak varken neden ölümü seçtiklerini, kendilerini bu dünyadan koparan nedenleri araştırmanın ve bu nedenleri en aza indirmenin devletimizin en önemli görevlerinden biri olduğu aşikârdır.
Türkiye'de günde ortalama 9 kişi intihar etmektedir. 2018 resmî kayıtlarına göre 3.161 kişi intihar etmiştir. Yine resmî kayıtlara göre, 2002-2018 yılları arasında 50.378 kişi hayatına son vermiştir. Yine, 2018'de 432 ölümle en fazla intihar vakası İstanbul'da yaşanmıştır. İstanbul'un ardından gelen kentler ve intiharlardaki ölüm sayıları şöyledir: Ankara 194, İzmir 186, Bursa 119, Konya 103. En az intihar yaşanan iller ise Bayburt 1, Artvin 4, Kilis 4, Gümüşhane 5, Erzincan 5. Yaşamını yitirenler arasında erkek sayısının kadınlardan daha yüksek olduğu görülmektedir. 2018'de intihar sonucu ölenlerin 2.391'i erkek, 770'i kadındır yani orana vurduğumuzda yüzde 75'inin erkek, yüzde 25'inin kadın olduğu görülmektedir.
İnsanların intihar etmelerinin nedenleri arasında, ekonomik sorunlar, boşanma, geçim sıkıntısı, aile içi tartışmalar, işten atılma, okuldaki başarısızlık, istediği kişiyle evlenememe gelmektedir. İntihar edenlerin yarısı neden intihar ettikleriyle ilgili not yazarlar veya birilerine haber verirler.
Günümüzde insanları ayakta tutacak dayanışma, direnme, ortaklaşma duygusu kalmamıştır. Dayanışma ruhu yaralanmıştır. Güven duygusu ortadan kalkmıştır. İş birliği kanalları kapanmıştır. Ortak hatıralar ve miraslar göz ardı edilmiştir. Yarınlara ilişkin ümitler ve hayaller ortadan kalkmıştır. Böyle bir ortamda baba oğluna, kız annesine, ortak ortağına güvenmiyor, derdini açamıyor, sırrını söyleyemiyor. Menfaat ve çıkarlara dayalı ilişkiler nedeniyle gerçek dostlukları kurmak her geçen gün zorlaşıyor.
14 yaşındaki Feyzettin çocuğumuzun, 18 yaşındaki Faruk evladımızın, üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Levent yavrumuzun, 92 yaşındaki Seydi amcamızın, 14 yaşındaki Nehir kızımızın, 71 yaşındaki Fehime ablamızın, 3 çocuk annesi ve dokuz aylık hamile 28 yaşındaki Seher bacımızın, yine 3 çocuk annesi 35 yaşındaki Yeliz kardeşimizin sevdiklerinden, hayatından vazgeçmesinin nedenleri ne olabilir? İnsanın hayatından, canından daha kıymetli, daha değerli nesi olabilir? İnsanlarımız, daha açmamış bir çiçekken, daha gencecik bir fidanken, canından çok sevdiği yavruları varken, torun torba sahibi olmuş "Allah bana üç gün yatak, dördüncü gün toprak..." diye yakarırken neden hayatlarına kendi elleriyle son verirler?
"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." Şeyh Edebali'nin Osman Gazi'ye verdiği öğüdün bir bölümüdür. Bu sözü hemen hemen her siyasi kullanır, en çok da Sayın Cumhurbaşkanı kullanır. İnsanlar mutluluk, huzur, refah, barış içinde, ayrıştırılmadan, kardeşçe duyguların hâkim olduğu manevi iklimde yaşarlarsa devlet var olur. Devletin var olabilmesi için, insanların yarınlarından ümitli olduğu, hukuk kurallarının egemen olduğu, adaletin tam tesis edildiği, hakkın ve hukukun korunduğu bir devlet olması ve devleti yöneten iradenin, tüm vatandaşları kucaklayan, bağrına basan bir irade sergilemesi gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Erel.
AYHAN EREL (Devamla) - Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in deyimiyle, insanlarımızı, bayram sofrası etrafında olduğu gibi herkesi aynı duygularda, aynı ülkülerde, aynı kaygılarda, aynı menfaatlerde buluşturmak, herkese eşit mesafede olmak gerekmektedir. Devletin ve toplumun yanında olduğu hissine kapılan vatandaş hayatından vazgeçme düşüncesinden uzaklaşır.
İntihar olaylarına siyasi açıdan bakmıyoruz, toplumun kanayan bir yarası olarak görüyoruz. Bu yaranın tedavi edilebilmesi için de önergemizin kabul edilmesini yüce Meclisten saygıyla arz ve talep ediyoruz. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)