| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 13.02.2020 |
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün bir kadın cinayeti davasında daha karar açıklandı, gerekçeli karar. Mesut Babayiğit karısını av tüfeğiyle boş bir arazide vurarak öldürmüştü. Hâkim cinayet failine hiç kıyamamış olacak ki hem haksız tahrik hem de iyi hâl indirimi verdi. Ömür boyu hapis cezası tahrik indirimiyle yirmi dört yıla, iyi hâl indirimiyleyse yirmi yıla düştü. Elinde bir tüfekle bir adam eşini boş bir araziye götürüyor, cinayet tasarlanmadan işlenmiş, karısı da adamı tahrik etmiş oluyor. Yetmedi mi, gerçekten yetmedi mi erkekliği indirimlerle, sırt sıvazlamalarla "On yıl yatar çıkarsın."larla büyüttüğünüz diye sormak istiyorum.
Türkiye'de patriarka hâlâ güçlü, cinsiyetçi ve ayrımcı kodlar hâlâ çok yerleşik; yasalar doğru ve etkin uygulanmıyor, erkek şiddetiyle mücadele mekanizmaları hâlâ bir standarda kavuşmadı ve yeterince erişilebilir değil, yargı ise hep erkeklerin lehine çalışıyor. İşte, önergemizin konusu olan İstanbul Sözleşmesi tam da böylesi yargı kararlarına, erkek adalete, erkek devlete, eşitsizliğe, bu eşitsizliğin yarattığı erkek şiddetine karşı kadınların mücadelesiyle oluşturuldu. İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanması, feminist hareketin ve kadın hareketinin önemli bir kazanımıdır. Bizler kırk yıldan fazla süren mücadele hikâyemizde bir yandan kadın dayanışmasını büyüttük, bir yandan haklarımızın yasal güvence altına alınması için uğraştık. Mücadelemiz sayesinde çok önemli yasal düzenlemeler gerçekleşti. Medeni Kanun ve Ceza Kanunu'ndaki değişiklikler, önce 4320, sonra 6284 sayılı Kanun'la birlikte bugün erkek şiddetini sonlandırmak için başvurabileceğimiz çok sayıda mekanizmaya sahibiz. İşte İstanbul Sözleşmesi de 80'lerin ortasından itibaren bu ülkede yaşam hakkımızı savunmak için, eşitlik için, erkek egemenliğine karşı ilmek ilmek ördüğümüz bu politik hattın, kazanımlarımızın, yaşam hakkımızın koruma altına alınmasıdır. Sözleşmenin çok somut önerileri var değerli arkadaşlar. Fakat en temel olarak devletlere sözleşme şunu söylüyor: "Yalnızca akut şiddete müdahale etmek yetmez. Devlet olarak görevin erkek şiddetinin kaynağına, erkek egemenliğine müdahale etmektir. Şiddetin bahanesi olmaz. Kültür, gelenek, görenek şiddeti meşrulaştırmak için kullanılamaz. Cezasızlık rejimine son vermeli ve toplumda köklü bir değişim yaratmaya yönelik politikalar geliştirmelisin."
Sayın Başkan, çok bağırmak zorunda kalıyorum yani gerçekten sesim yetmiyor.
BAŞKAN - Sayın Kerestecioğlu, az önce uyardım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Ama, yani bağıra bağıra da konuşamam. Dinlemeyen arkadaşları isterseniz uyarın, dışarı çıksınlar yani bilemiyorum.
BAŞKAN - Milletvekillerini ben dışarıya çağıramam.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Çağırmayın, o zaman sessizliğe çağırın lütfen.
BAŞKAN - Biraz sessiz olalım arkadaşlar, lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - "Cezasızlık rejimine son vermeli ve toplumda köklü bir değişim yaratmaya yönelik politikalar geliştirmelisin." diyor. Şimdi biz bunların hangilerini yapabildik, hangilerini ülkemizde açıkça hayata geçirebildik? Bu soruyu sormamız lazım. Çünkü bir sözleşmeye imza atmak başka bir şey ama onu hayata geçirmek başka bir şey. Yargıda, kollukta, sosyal hizmetlerde köklü bir değişim yaratamazsanız "aileye ne olur" "erkeklerin iktidarına ne olur" demeden kadınları güçlendirmek için uğraşmazsanız ne erkek şiddeti ne de onu besleyen yargı kararları son bulur.
Değerli milletvekilleri, sözleşmenin ortaya koyduğu somut adımların ülkemizde hayata geçmesi için KEFEK'in alt komisyonu olarak İstanbul Sözleşmesi'nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Sözleşmesi'ni hayata geçirdik. Bunun için yıllarca dilekçe vermiştik. Bugün, gerçekten, bu Komisyonun kurulması anlamlı ve aktif biçimde çalışmaya devam ediyoruz.
Komisyona katılan uzmanlar ve alanda çalışanlar da defalarca bu sözleşmenin kadınlar için hayati bir öneme sahip olduğunu ifade ettiler. Fakat bu çalışmalarımız sırasında gördük ki bu Meclisten başlayarak kadına yönelik şiddet konusunda her aşamada yapmamız gereken çok şey var ve Mecliste bu Komisyonun olması da önemli bir etki yaratabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Bunun için, kadına yönelik şiddet konusunda Mecliste sürekli çalışan bir komisyon olması gerekiyor. Bu nedenle, şimdi bir araştırma komisyonu, ardından da sürekli, daimî bir komisyonun kurulması için biz bu teklifi sunuyoruz.
Bu komisyon önce kendi bulunduğumuz alanda, Meclisten başlayarak Parlamentolar Arası Birliğin düzenlediği, parlamentolarda cinsiyetçilik, taciz, şiddet ve İstanbul Sözleşmesi konusunda eğitim çalışmaları organize etme rolünü üstlenebilir. Bunu, KEFEK'te de bir öneri olarak sunduk.
Değerli arkadaşlar, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır." diyoruz. Biz kadınlar, şiddetin, aşağılanmanın, sömürünün ve ölümlerin dışında hayatları hak ediyoruz. Bunlara karşı mücadele etmek zorunda olmadığımız bir dünya düşümüz sürecek. Fakat bunun için, Mecliste de, gerçekten, ciddi bir kadın dayanışmasına ihtiyacımız olduğunu belirtmek isterim.
Önergemize kabul oyu bekliyoruz.
Saygılar sunarım. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)