| Konu: | Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 13.02.2020 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 35'inci maddesi üzerine partim İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 35'inci maddesi -bu kanun hükümlerine göre- Belediye Gelirleri Kanunu'na göre alınan bina, inşaat harcı ve imarla ilgili harçların alınmamasını amaçlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, uzay çağındayız ama Anadolu'nun köylüleri kerpiç evlerde oturuyorlar bu yüzyılda. Yapılaşmada teknik, bilim, yasalar, resmî kurallar geçerli değil. Depremin nasıl geleceğini bilemeyiz ama geldiğinde, insanların başına çöken binaların kirişlerine sinmiş, temellerine uzanmış ahlaksızlığın, malzemeden çalmanın sonucudur bu felaketler. Cumhuriyet Dönemi'nde 14 kez imar affı çıkarılmış. Bu aflar, toplumda, kanun dışı uygulamaların bir şekilde yasallaştırılacağı algısının pekişmesine neden olmuştur. İktidar, yurt genelinde yapı stokunu iyileştirmek yerine, kaçak binaları imar barışıyla affetti ve böylece daha büyük facialara kapı aralandı. Türkiye'nin dört bir yanında milyonlarca yapı, denetim yapılmaksızın, sahiplerinin beyanı Doğrultusunda Yapı Kayıt Belgesi aldı; bu binaların geleceğinin ne olacağı ise bilinmemekte. "İmar barışı" adı altında işletilen hukuksuzluk, toplumun can ve mal güvenliğini riske atan tüm girişimleri aklamaktadır. Mühendislik ve mimarlık hizmetleri güvenli ve sağlıklı yapılar için bir zorunluluktur. Bilimi ve tekniği sermaye çevrelerinin ve rant çetelerinin menfaatleri doğrultusunda yok saymak ve bunu yasallaştırmak milletimize yapılabilecek en büyük yanlıştır.
Felaketler gelmeden önce, açık ya da kapalı şekilde, geliyorum diye haber veriyor. Elâzığ-Malatya depremi de öyle oldu. Elâzığ-Malatya arasında bir deprem olacağını açık ve net şekilde önceden haber verdiler aslında bilim adamları. "Doğu Anadolu Fay Hattı'nın uzun yıllardır bir hareketi yok. Bu sessizlik iyi değil, çok enerji birikti. Bu nedenle, Elâzığ-Malatya arasında, hatta Sivrice'de deprem meydana gelecek." denildi ve denildiği gibi oldu. Bilim insanlarının hazırladığı deprem projesi devlet kuruluşları tarafından reddedildi ve deprem tam o bölgeyi vurdu.
"Deprem değil, bina öldürür." Bu gerçek, Elâzığ-Malatya depreminde bir kez daha ortaya çıktı. On binlerce bina arasında sadece 72 bina yerle bir oldu. Yıkılan binaların 5-10 metre yakınlarındaki sağlam binaların camları ise çatlamadı bile. Bir defa daha gördük ki deprem değil, kurallara uyulmadan yapılan inşaatlar insanlarımızı öldürmektedir.
Elâzığ-Malatya depremi, iktidarın deprem konusunda hazırlıklı olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Devlet Planlama Teşkilatı, 1999 depreminin ardından hazırladığı kalkınma planında depreme özel başlık açtı. Onlarca uyarıya Hükûmet kulağını tıkadı; yetmedi, Devlet Planlama Teşkilatını 2011 yılında feshetti. Devlet Planlama Teşkilatı 2011 yılında kapatıldı, elli yıllık kurum tek kararnameyle ortadan kaldırılırken gerekçe olarak bürokratik vesayet oluşturuldu. Böylece, Devlet Planlama Teşkilatının yerine, başında seçilmiş yöneticinin bulunduğu Kalkınma Bakanlığı kuruldu. Devlet Planlama Teşkilatı uzmanlarının bir kısmı bu Bakanlıkta görevlendirildi ancak bir kısmı kızağa çekildi, bu yüzden 2017'de Kalkınma Bakanlığı da kaldırıldı. Bakanlığın görevlerini bu süreden sonra Cumhurbaşkanlığına bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı yapmaya başlamışsa da bu kurum Devlet Planlama Teşkilatı gibi özerk olmadığı için istenilen başarıyı elde edemedik. Hâlbuki Devlet Planlama Teşkilatı ülkenin en nitelikli planlamacılarını istihdam eden özerk bir kamu kurumuydu.
Elâzığ'da yaşanan elim deprem faciasının ardından planlamanın önemi bir kez daha anlaşıldı. Sayın milletvekilleri, yirmi yıldır İstanbul, deprem faciası ha geldi ha gelecek tedirginliğiyle yaşıyor. Son depremlerle beraber tedirginlik yeniden halkın gündemine geldi. Bu deprem olmadan siyasi iradenin gerekli önlemleri alması hem insani hem ekonomik açıdan Türkiye için çok önemli gözüküyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)