| Konu: | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 19.02.2020 |
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 176 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, günün mana ve ehemmiyeti bakımından Türkiye'de adalet ve yargı bağımsızlığından biraz bahsedeceğim. "Demokrasi" kavramı yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki bir denge ve denetleme mekanizmasından ibarettir. Yasama, yürütme ve yargı her siyasi rejimde vardır ancak denge ve denetleme mekanizmaları sadece ve sadece demokrasilerde vardır. Bu denge ve denetim mekanizmalarıyla kuvvetler arasında -birbirleri arasında- bir uyum içerisinde gerçekleştirilen güçlerin denetlenmesi sadece yargı organı marifetiyle yapılmaktadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay rejimle, hukukun üstünlüğüyle ve hukuk devletiyle doğrudan bağlantılı ve günlük siyasi hayatımızı doğrudan etkileyen 3 önemli kurum hâline gelmektedir.
Yasama organını Anayasa Mahkemesi, yürütme organını ise Danıştay ve idare mahkemeleri dengeler ve denetlerken, tarihi içerisinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmış Yargıtayı da ilave ettiğimiz zaman yargı sistemimiz bütünüyle sorunlar yumağı hâline dönüşmüştür ve Türkiye'nin önünde çözüm bekleyen en ciddi sorun olarak bulunmaktadır. Bu kapsam içerisinde değerlendirdiğimizde, AK PARTİ on sekiz yıl içerisinde temel sorunlara çözüm olacak yetki ve imkâna sahipken yargının sorunlarına çözüm bulmak yerine, yeni sorunlar eklemiştir.
Bilindiği gibi, 2002 yılından beri sayısını unuttuğum kadar yargı reform paketi açıklandı. Daha geçenlerde yeni bir paket daha açıklanmışken bir yenisinin de yolda olduğunu biliyoruz. İktidara geldiklerinde yüzde 80'lerde olan yargıya güven, onca reform paketine rağmen günümüzde yüzde 20'lere düşmüştür. Adliye sarayları inşa etmekle, yargı reform paketi çıkarmakla adalet ve adalete güven sağlanamazmış!
Değerli arkadaşlar, ülkemizde yaşanan hukuksal sorunlar, atamalar, KHK'ler, torba yasalar, hukuksal dayanaktan yoksun seçim yenilemeleri, parlamenter sistemden ayrılarak bu ucube sisteme geçiş ve tek kişinin elinde bulunan güç, hukukun üstünlüğünü yok etmiştir. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ile insan hakları ancak kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulandığı yönetim sistemlerinde gerçek anlamına kavuşur. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu durum hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını sorgular hâle getirmiştir. Yargıdan hep şikâyet ettik. Ben de bir yargı mensubu olarak bu şikâyetlere yakından şahidim ve zamanında ben de çok şikâyet ettim. Yargıdan öncelikle Adalet ve Kalkınma Partisi şikâyetçiydi ve yargıyı hedef hâline getirdi. Şimdi ise yargıya onlardan başka güvenen yok çünkü yargıyı siyasallaştırdılar. Siyasallaşan yargıyı silah olarak kullanmaya başladılar. İktidarları süresince yargı üzerine bu kadar titrememiz veya yargı üzerine bu kadar oynamanızın sebebi elbette vardı. On sekiz yıllık süre içerisinde yandaş sermaye yarattınız, yandaş basın yarattınız; yandaş olmayan basını korkuttunuz. On sekiz yıllık iktidarınızda yandaş bürokratlar devleti ele geçirdi. Yine bu süre içerisinde yargı yargıyla korkutuldu; hâkimler korkutuldu, Yargıtay üyeleri korkutuldu, savcılar korkutuldu, kâtipler korkutuldu, sanıklar korkutuldu, müdahiller korkutuldu, mübaşirine kadar yargının her kademesi korkunun esiri hâline getirildi. Sonuç itibarıyla Türkiye'nin demokrasi ve hukuk devleti açısından en ciddi, en temel sorununu siz yarattınız.
Değerli milletvekilleri, bu çerçeve içerisinde, bu kadar, rejimle, demokrasiyle, hukuk devletiyle ilgili sorunlar yaratırken yargı mensuplarının çözüm bekleyen sorunlarının da hiçbirine çare getirmediniz. Yargının iş yükünü azaltacak, yargıya teknolojik destek sağlayacak, yargı personelini işe motive edecek... Yargı mensuplarının iş riski, adalet tazminatı, teknik hizmet tazminatı, fazla mesai ücreti, servis ve kreş hizmeti gibi sorunları dağ gibi büyüdü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, işsizlerin arttığı, fabrikaların kapandığı, kendi doğal kaynaklarımızın yabancılara peşkeş çekildiği, ormanlarımızın yok edildiği, doğanın katledildiği, çocukların, kadınların ve hayvanların maganda ve ruh hastaları tarafından tecavüz edilip öldürüldüğü, hukukun ve temel insan haklarının ihlal edildiği bir süreçten geçtiğimiz bugünlerde çözümsüz bırakılan sorunlar, sadece yargının sorunları değil yargıdan hizmet bekleyen vatandaşların da temel sorunları hâline geldi. Çünkü yargının sorunu, sadece yargı mekanizmasının değil yargı hizmetini bekleyen milletimizin de sorunudur yani tüm Türkiye'nin sorunudur.
Bir an önce bu sorunların çözüme kavuşturulmasını diliyor, Gazi Meclisi ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)