| Konu: | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 19.02.2020 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, ben de görüştüğümüz kanun teklifinin 5'inci maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 5'inci maddesiyle Bankacılık Kanunu'nun 60'ıncı maddesinde önerilen değişiklikle, aslında mevduat toplama yetkileri olmayan kalkınma ve yatırım bankalarının fon, bir tür mevduat toplayabilecekleri alan genişletilmektedir. Teklifteki bu düzenlemeyle, söz konusu bankalar BDDK'nin yapacağı düzenlemeye bağlı olmakla birlikte kredi müşterilerinin tüm fonlarını mevduat gibi kabul edebileceklerdir.
Değişiklik önergemizde de ifade ettiğimiz üzere, söz konusu düzenlemeyle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna verilmiş bulunan yetkinin finans sektöründeki diğer aktörler de dikkate alınarak dengeleri ve kurumlar arası rekabeti bozucu tarzda kullanılmaması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, teklifin geneline baktığımızda bankacılık ve finans sektörüne kaynak yaratmak ve bazı ihtiyaç duyulan teknik düzenlemeler, düzenleyici ve denetleyici kurumların görev ve yetkilerine ilişkin bazı tartışmalı düzenlemeler dikkat çekmektedir.
Teklifin gerekçesinde ve teklif sahibince de ileri sürüldüğü gibi ekonomik büyümeyi sağlamaya yönelik düzenlemeler olduğuna ilişkin tez, ülkenin şu an içinde bulunduğu ekonomik darboğazdan çıkması noktasında çözüm bekleyen yapısal sorunları çözmekten çok uzaktır. Ulusal ve uluslararası yatırımcılara güven ortamını tesis eden, ekonomi ve finans alanındaki belirsizlikleri ve kırılganlıkları ortadan kaldıran, özellikle de bunun için hukuk, adalet, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve en önemlisi, kurumsal yapıların özerk ve bağımsızlığının güvence altına alındığı yasal düzenlemeler ve uygulamalar asıl önceliğimiz olmalıdır. Bu temel yapısal sorunlar ortadayken finans sektörü ve Bankacılık Kanunu'nda yapılacak olan düzenlemeler gerekçenizde savunduğunuz gibi güçlü ve büyüyen bir ekonomi için yeterli olmayacaktır. Bu temel sorun alanlarına çözüm üretilmedikçe ekonomideki olumsuz gidişat maalesef daha da derinleşecektir. Bundan önce ve bu kanun teklifinde de görüldüğü üzere değerli milletvekilleri, günübirlik, kısa vadeli kaynak yaratmaya dönük çözümlerle enflasyon, döviz kuru, faiz sarmalı, işsizlik, geçim sıkıntısı, ekonomik darboğaz gibi temel sorunlara çözüm üretilmemiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir diğer önemli konu olarak, bu kanun da hızlıca Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü. Sevk edilen tali komisyonların görüş ve değerlendirmelerine ilişkin bir rapor dahi Komisyona sunulmadı. Daha da önemlisi, açıkçası bu değişikliklere baktığımız zaman kanunun ilk çıkış noktası Avrupa Birliği normlarına uyum kapsamındaydı ve bu kanun teklifinde benim de üyesi olduğum ve gerçekten yasaların Avrupa Birliği müktesebatına uyumunu görüşmek olan Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun görüşü dahi alınmadı. Oysaki teklifin gerekçesinde uluslararası kuruluşların değerlendirmelerinin dikkate alındığı belirtiliyor. Ancak son yayınlanan Avrupa Birliği Türkiye raporunda ekonomi ve finans alanında ciddi uyarılar var ve bu uyarıların hiçbiri dikkate alınmadı. Şöyle ki: Raporda, ülkemizin Kopenhag siyasi kriterlerindeki gerilemelerinin ardından ekonomik kriterlerde de ciddi gerilemeler yaşandığı ifade edilmektedir. Özellikle raporda, bu kanunun da kapsamında olan BDDK, Merkez Bankası, SPK gibi özerk ve bağımsız olması gereken düzenleyici ve denetleyici kurumlara yapılan atamalar, yönetimlerinin belirlenmesi, görev ve yetkileriyle ilgili düzenlemelerin güven vermediği tespiti yapılmaktadır ve Türkiye'de bu özerk kurumların yapısının yanında bağımsız işleyen piyasa ekonomisinde ciddi geriye gidişler yaşandığı belirtilmekte ve özellikle de yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanının özerk olması gereken düzenleyici ve denetleyici kurumlar üzerindeki etkisinin arttığı, kurumların ve kararlarının siyasallaştığı ve şahsileştiği uyarısı yapılmaktadır. Ama bu yasal düzenlemeyle bu uyarı ve önerilerin karşılanması mümkün olmadığı gibi, ekonomideki bu önemli kurumlar için yeni, muallak ve daha geniş yetki alanları yaratmakta, ekonomimizdeki belirsizlik ve güvensizliği daha da artırmaktadır.
Sonuç olarak, görüştüğümüz ve Meclisten geçirilen bu yasalarla, bu düzenlemelerle ekonomi başta olmak üzere, temel sorunlara kalıcı çözümler üretilmediği ortadadır. İşte, son açıklanan işsizlik rakamları: Resmî olmayan verilere göre 8 milyonu aşan işsizlik var ve giderek her geçen gün artan işsiz sayımız. Aylık geliri 673 liranın altında olan vatandaşımızın sayısı 8 milyonu aşmıştır. Enflasyon yüzde 15 seviyesine ulaşmıştır. Kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarını ödeyemeyen 1 milyon 400 bini aşan ve bankalar tarafından icra takibine alınan vatandaşlarımız vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ürettiğinin karşılığını alamayan çiftçinin borcunun on altı yılda 48 kat arttığı bir tabloyla karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, bugün gençlere, üniversite mezunlarına, iş arayan milyonlara, emekliye, esnafa, çiftçiye bir gelecek sunamayan, üretimi, istihdamı teşvik etmeyen bu kanun teklifinin de ülkemizin ve halkımızın öncelikli sorunlarını çözmekten uzak olduğunu ben tekrar ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)