| Konu: | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 19.02.2020 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ'sinin en önem verdiği konulardan biri olan paradan para kazanma üzerine verilen bir kanun teklifini görüşmek üzere İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Parasız mutlu olabilmenin yolları konusunda formüller arayan vatandaşlarımızı ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Milattan önce 390 yılında Galyalıların bir istilası sırasında, Capitol Tepesi'ndeki Tanrıça Judo Tapınağı'nda bir kaz sürüsü, çığlıklarıyla, Roma'yı savunan askerleri uyarmışlar ve onları yenilgiden kurtarmışlardır. Romalılar da askerlerini uyaran Tanrıça Moneta adına bir tapınak inşa edip burada önce bronz, sonra gümüş madenî para üreten ilk Roma darphanesini oluşturmuşlardır. Tabii, paralarının ön yüzüne de Moneta'nın başını resmetmişlerdi. İngilizce "money" kelimesi bu tanrıçanın isminden gelmektedir. Yine Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Necm suresi 20'nci ayetikerimesinde, Kâbe'de Allah'a ortak koşulan 3 putun ismi geçiyor. Bunlardan birisi de Menat; Moneta'nın Arapça söylem hâli. Bunu niye anlattım? Belki bazılarının parayı kutsamasının nedeni bu olabilir.
Para nedir? Para modern yaşamın olmazsa olmaz bir parçasıdır. Para, bazı temel fonksiyonları yerine getiren özel bir maldır. İktisatçılar parayı "Değişim aracı, değer saklama aracı ve hesap birimidir." ve "Para, paranın yaptığı şeydir." diye tanımlarlar. Ülkeler, paralarını iyi veya kötü yönetmelerine göre başka ülkeler üzerinde hükümranlık kurabilirler ya da başka bir ülkenin boyunduruğu altında yaşamak zorunda kalırlar. Bu, paranın ülkeler üzerindeki oyunudur. Enflasyon da nihayetinde parasal bir olgudur. Enflasyon, paranın üzerindeki belirsiz, gizli bir vergidir ve paranın gariban, yoksul üzerindeki oyunudur. Kimi zaman da para insanın inandığı değerlerin dışına çıkıp çıkmayacağının imtihanı olur. İslam âlimi Burhanettin Asuki demiş ki: "İnsan emir ve tesiri altında olduğu şeyin kölesidir." Dolayısıyla parayı amaç olmaktan çıkarıp helaline haramına, akına karasına, nereden ve ne şekilde geldiğine bakmaksızın amacınız hâline getirirseniz, Allah muhafaza, imtihanı kaybedersiniz. İmtihanı kaybeden parayı inandığına ortak koşar. Bu da paranın inanç üzerindeki oyunudur.
Genel Kurulumuzda bugün, para piyasalarının en önemli oyun kurucuları bankalar ve bankalara ilişkin düzenlemeleri görüşüyoruz. Tabii, enflasyonu, banka mağdurlarını, borçları, kartları, kredileri, sokaktan gelen çığlığa kulakları tıkayıp duvarların ardına bırakarak görüşüyoruz.
Değerli milletvekilleri, bankacılık sektörü 2019 yılını son yılların en düşük kâr oranıyla kapattı. Bankacılar kâr etsin, vatandaşın üzerinden büyük paralar kazansın diye bir temennimiz yok ancak bankaların zarar etmesinin en büyük nedeni batık kredi oranlarının yükselişi yani vatandaşın aldığı kredinin borcunu kapatamaması, kart borcunu ödeyememesi; diğeri de vatandaşın Türk parasına güvenmeyip parasını dolarda bekletmesi. Gerçi bankalar 2020 hesaplarını düşen faizler, ticari kredilerdeki büyümeye yönelik teşvikler üzerine kursa da istikrarsız ekonomi ve Hükûmetin kendi finans kuruluşlarını oluşturmak üzerine yaptığı hesaplar Türk ekonomisinde yaşanacak soğuk rüzgârların esintisini şimdiden hissettiriyor.
Parası olmayanın zaten parayla işi yok da parası olanın da Türk parasıyla işi yok. Parası olan, bankaların döviz hesabında döviz yükselsin diye el ovuşturuyor. Merkez Bankası verilerine göre gerçek ve tüzel kişilerin yabancı para mevduatı katılım fonu dâhil 1 trilyon 327 milyar lira -eski parayla katrilyonun üzerinde- toplam mevduat ise 2,6 trilyon lira. Bu demek oluyor ki yabancı para mevduatının toplam mevduata oranı yüzde 50,9. İşte, bu yükseliş bankacılık sektörü için sıkıntı oluşturuyor ve bankalar da "Tamam, dövizin bizim bankamızda durması iyi de birden yükselirse ne olur?" diye kara kara düşünüyor. Piyasaları denetim altına alması gereken ekonomi patronu Damat Bey de Merkez Bankasına alternatif yeni bir oluşum hayalleri kuruyor. Ne TÜİK tarafından törpülenen uyduruk enflasyon rakamları ne banka faizlerine müdahale, parası olanı etkilemiyor.
Yine, Merkez Bankasının 2019 yılında açıkladığı 96,7 milyar liralık takipteki alacak miktarının 2019 Aralık ayında 147 milyara ulaşmasının aynen Hükûmeti etkilemediği gibi. Velhasıl zenginin parası züğürdün çenesini yormaya devam ediyor, vatandaş borcundan dolayı ailesiyle birlikte siyanür içip intihar ediyor, "Çocuklarım aç." diye kendini yakıyor, kamyonuna kendini asıyor ama bu durumda bile AK PARTİ'si vicdanını acıtmak yerine psikiyatrik teşhislerle vatandaşı suçlamaya devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, hep diyorum ya, artık kanun teklifleri gelirken "Hazinedeki gedik ne kadar kapatılacak, kimin işine yarayacak, hangi inat için kanun çıkarılacak?" ona bakmak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Öztürk.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Yine, önümüzde "ceza eşittir para" denkleminden yola çıkan Hükûmetin getirdiği parasal oranda düzenlemeler, Avrupa Birliğinin deklare ettiği düzenlemeler, Varlık Fonunun para kasalarını dolduracak düzenlemeler, yurt içinden umudunu kesen Hükûmetin yurt dışından sermaye getirmeye yönelik yaptığı düzenlemeler Hükûmet nezdinde bir kabul sağlasa da Anayasa'ya aykırılıklar, "Ben getirdim oldu." şeklinde yaptırımlar ve palyatif önlemlerle sınırlı olması sebebiyle, Meclisin onayından geçse bile vicdanların onayından geçmeyen kanunlar. Bu nedenledir ki AK PARTİ'sinin, bir defa daha, günü kurtarma adına alelacele Meclise getirilmiş kanun teklifleri yerine ülkenin gerçek gündemine odaklanmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)