GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:20.02.2020

HDP GRUBU ADINA EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partimin ana dilde eğitim önergesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.

Türkiye kültür ve dil çeşitliliği bakımından zengin olmasına rağmen, farkları tehlike gören politikalar nedeniyle birçok otokton halk tarih sahnesinden silinmiş gitmiştir. Mevcut dillerin varlığının korunup sürdürülmesinin dolayısıyla sonraki kuşaklara aktarılmasının yolu ana dilin eğitim dili olarak kullanılmasına bağlıdır. Ancak Türkiye'de ana dilde eğitimin önünde anayasal ve politik engeller hâlâ devam etmektedir. Ana dilde eğitim üzerindeki yasaklamalarla Türkiye, uluslararası hukuku ağır bir biçimde çiğnemektedir.

Bugün Birleşmiş Milletler üyesi 194 ülke içerisinde 113 ülke 1'den çok resmî dili kullanmaktadır. İngiltere, İspanya, Almanya, İsveç gibi birçok ülkenin ana dilde eğitime yer vermesi bilimsel, çağdaş ve demokratik değerler üzerine inşa edilmiş bir eğitim sisteminin sonucudur.

Türkiye'de bugün canlılığını koruyan tek kimlik esasına dayalı politikalara karşı ana dilde eğitim hakkı, başta Kürtlerin olmak üzere, Lazların, Çerkezlerin, Asurilerin, Süryanilerin, Keldanilerin ve Mıhellemilerin siyasal ve toplumsal alandaki en temel talepleridir.

Değerli arkadaşlar, çocukların ana dilleriyle eğitim yapmalarının yasaklanmasıyla, çocuğun eğitim çağına erişinceye kadar doğal çevresinden öğrendikleriyle oluşturduğu iç dil yıkıma uğrar; çocuğun o ana kadarki kelime dağarcığı, duygu, düşünce, kavram ve imgelem dünyası, soyutlama becerisi tümüyle silinmiş olur. Bu durum, çocuğun zihinsel gelişimine olduğu kadar, öğrenme yeteneğine de ciddi anlamda zarar verir. Çocuğun kendi ana dilinde karşılığını bulan fikrî kapasitesi, zihinsel birikimi ve evren tasavvuru yok edilip bilmediği bir dilde eğitime tabi tutulması, onun bütün alanlarla olan ilişkisini koparmak demektir. Hiç bilmediği ya da çok az bildiği, bilgi sahibi olduğu, yeni öğrenmeye çalıştığı yabancı bir dille eğitime tabi tutulan bir çocuğun, istenilen düzeyde bir eğitim alması ve başarı göstermesi maalesef mümkün değildir.

Nitekim, dil bilimciler, eğitimciler, psikologlar ve pedagoglar tarafından gerçekleştirilen güncel araştırmalar ile bu alana ilişkin ulusal ve ulusal üstü ölçekte hazırlanan raporlar, ana dil dışındaki bir dille yapılan eğitimin zorluklarını ve öğrenciler üzerinde yarattığı olumsuz sonuçları ortaya koymakta ve ana dilinde eğitimin çocuklar üzerindeki pozitif etkisine vurgu yapmaktadır. Ana dili öğrenme ve ana dilinde eğitim görme hakkı, kültürel haklardandır. Bir dilin yok olmaması ve yeni nesiller tarafından etkin şekilde kullanılması, ana dilin eğitim hayatında yer almasıyla mümkündür.

Türkiye'de 20 milyon nüfusa sahip bir halkın ana dili olan Kürt dilinin yalnızca ortaokul seviyesinde, haftada sadece iki saat, seçmeli ders olarak okutulması, ana dilde eğitim hakkına bir alternatif değildir ve bizim ana dil talebimizi karşılamaktan uzaktır. Kaldı ki Kürtlerin ana dilde eğitim taleplerini karşılamamakla birlikte, bu iki saatlik Kürtçe seçmeli ders dahi okullarda fiilî olarak kaldırılmaya çalışılıyor. Okul idaresi yeteri bilgilendirmede bulunmadığı için veliler yanlış yönlendiriliyor. Bunun dışında, okul müdürlerinin öğrencilere Kürtçe seçmeli dersi seçtirmemesi, yine Bakanlık tarafından Kürtçe öğretmenlerinin atamalarının yapılmaması ve ataması yapılan bir avuç Kürtçe öğretmeninin de okullarda başka derslere girmeye zorlanması, Kürtçenin seçmeli ders olarak verilmesi politikasının sonuçlarını ortaya koymaktadır. Kürtçe öğretmenlerine sembolik olarak bazı yıllarda 2 veya 3 kişilik kontenjan verilmesi ve bazı atama yıllarında ise hiç kontenjan ayrılmaması iktidarın Kürtçeye olan yaklaşımını gösteren bir durumdur.

Değerli arkadaşlar, on yılda sadece 80 Kürtçe öğretmen atamasının yapılması, iktidarın Kürt diline karşı yasakçı uygulamalarından vazgeçmediği ve yüz yıllık yok sayma ve asimilasyon politikalarını devam ettirdiğinin kanıtıdır. Oysa Türkiye'de 20-25 milyon nüfusa sahip bir halkın ana dili olan Kürt dili, Türkiye demokrasisinin turnusol kâğıdı durumundadır ve demokrasisinin eşiğidir.

Ben, bitirirken buradan, bu kürsüden -yarın 21 Şubat Dünya Ana Dili Günü- tüm dünya halklarının Ana Dili Günü'nü kutluyorum ve aynısının Kürtçesini de buradan ifade etmek istiyorum: "..."(x) (HDP sıralarından alkışlar)