GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:20.02.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer mensupları; ilgili kanun teklifinin ikinci kısmıyla ilgili genel bir değerlendirme yapmak üzere İYİ PARTİ'nin görüşlerini paylaşmak amacıyla huzurlarınızdayım.

Kanun teklifinin 22'nci ile 40'ıncı maddeleri arasındaki düzenlemeler, genellikle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Sermaye Piyasası Kurulunun alanı içerisine girmekte ve finansal piyasada bir düzenleme ve yeni aktörlerin biçimlenmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz bir teklifler dizisi. Ama bunun evvelinde belirtmek gerekir ki finansal piyasaların etkin çalışabilmesi, ekonominin etkin hedeflere ulaşabilmesi için temel unsur güvenin sağlanmasıdır. Ekonomide esas yönetici güvendir ve siyasi atmosferin bunu sağlayıcı nitelikte olması gerekir. Bu bağlamda, esas olan, sistemin şeffaflık içerisinde ve hukuku önceleyen bir şekilde yürümesidir. Bu nedenle, talimatla adalet nasıl olmazsa hukuksuz bir zeminde metinler ne kadar iyi düzenlense de metinler ne kadar masum ve çağdaş olsa da bunların işlerliğinden beklenen sonuç alınmaz. Bu bağlamda, temel olarak hukuk altyapısını inşa etmeden veya yeniden revize etmeden, Türkiye finansal yapıda da istediği amaçlara ulaşamaz.

Bu teklifin 22'nci, 23'üncü ve 24'üncü maddeleri factoringle ilgili, factoring şirketlerinin sermayelerini ve ihlalleriyle ilgili sınırlamaları düzenliyor ve bizim tarafımızdan da olumlu bulunmaktadır. 20 milyon liralık sermayenin 50 milyon liraya çıkartılması olumlu bir gelişmedir ve factoring piyasalarındaki sınır aşımlarının cezalandırılması da olumludur.

25'inci ve 27'nci maddeler gayet teknik, yine de olumlu bulduğumuz maddelerdir. Esas olarak 28'inci ve 29'uncu maddelerde altyapısı düzenlenen ve 30'uncu maddeyle beraber finansal piyasaya giren kitle fonlaması önemli bir konudur. Bu kitle fonlaması, esasında 2017 yılında kanunlaşmış ve Ekim 2019'da da tebliğle yayınlanmış bir enstrümandır. Dünyada da çok kullanılan bir enstrümandır. Bugün itibarıyla dünyada aşağı yukarı kitle fonlaması 15 milyar dolar seviyesinde bir hacme ulaşmıştır. 2025 yılı hedefi -Dünya Bankasının raporuna göre- 90 milyar dolarlık bir yapıya, çizgiye ulaşacağı şeklindedir ve burada kitle fonlaması konusunda temel olarak öncül ülkeler Çin, Orta Avrupa ve Doğu Asya gibi ülkelerdir. Bunların gelişmekte olan ülkeler olması, Türkiye'de de böyle bir potansiyelin varlığına ve bu düzenlemenin Türkiye için de olumlu olduğuna delalettir.

Nedir kitle fonlaması? Bir ürün, organizasyon ya da projenin dijital platformlar aracılığıyla tanıtılması ve gerçekleştirilmesi için gerekli fonun doğrudan bu platformlar üzerinden sağlanmasıdır. Zamanın ruhuna çok uygundur ve bu, bankalardan beklentilerin biraz daha sermaye piyasasına aktarılması, daha ucuz ve daha kolay bir fonlama alanının yakalanmasıdır. Esasında bununla ilgili düzenlemeler yapılmış ama bu sistemde 3 önemli aktör var: 1'incisi proje sahibi, 2'ncisi projeyi fonlayanlar, 3'üncüsü de bunu organize eden dijital platform.

Tabii, burada ürün bazlı kitlesel fonlama var, hisse bazlı kitlesel fonlama var ve borçlanma bazlı kitlesel fonlama söz konusu. Esas olarak, daha önceki düzenleme kitlesel fonlama çerçevesinde ürün bazlı kitlesel fonlama, şimdi borçlanma bazlı kitlesel fonlamada yeni bir düzenleme getirilerek bunun işlerlik kazanmasının sağlanması arzu ediliyor çünkü kanun çıkmasından itibaren kitlesel fonlamayla ilgili bir gelişme ve bir ilerleme yok. Aslında bu kitlesel fonlama, Türkiye'de istismarı da söz konusu olan finansal olmayan fonlama yani deprem, afet ve benzeri durumlar için yardım toplama, kampanyalar yapma süreçlerini de organize edebilir ve bunların da sermaye piyasasının kontrolünde gerçekleşmesini sağlayabilir. Bu nedenle, vicdan yolsuzluğunun ve vicdan sömürüsünün önüne esasında geçilebilir ve insanları, bu anlamda, vicdanları koruma ve ahlakın aşınmasını önleme konusunda da gerçekten faydalı bir gelişme olarak bunu da tanımlıyoruz.

Bir başka önemli konu proje finansmanı, 31'inci ve 34'üncü maddelerde. Bu proje finansmanıyla ilgili konu kamuoyunda da tartışıldı ve özellikle de Kanal İstanbul paralelinde tartışılan bir finansman modeli. Tabii ki bu proje finansman modeli esasında Batı'da uygulanan ve teminata bağlı olmadan, fizibiliteye dayalı kredi ve fon sağlama sistemi üzerine kurulan bir süreçtir ve bulunduğu her yapıda çok ciddi bir fayda sağlar çünkü normalde bu, para piyasaları üzerindeki baskıları kaldırır ve daha düşük maliyetli bir fonlamayı getirir. Tabii ki foncular açısından riskler de barındırır.

Burada da bu sistemin de faydalı olduğunu ve doğru bir düzenleme olduğunu söylememiz gerekiyor. Fakat burada belirsizliklerin de varlığından söz etmemiz gerekiyor. Aynı zamanda birçok belirsizliğin de beraberinde taşındığını görmekteyiz. Mesela, fon için alınacak projenin hangi şartlarda alınacağı, fonlara kaynak sağlanmasının nasıl yapılacağı, nitelikli yatırımcıya mı yoksa küçük yatırımcıya mı menkul kıymetleştirme gibi bir satış şeklinde yolun belirlenmesi gerekmektedir? Bu sorulara cevap verilmesi gerekmektedir. Burada, eğer fonlar menkul kıymetleştirilip küçük yatırımcıya satılacaksa proje finansmanının sürelerinin ve gelirlerinin uzun dönemli olması ve bu sebeple bu fonları alanların ne tür haklara sahip olacağı, fon paylarını satıp satmayacağı, bu kapsamda bir al-sat pazarı olup olmayacağı açıklığa kavuşturulmalıdır.

Bu çerçevede, ekonomik krizde gelir akışlarının nasıl garanti altına alınacağı, projeye başlangıçta müteahhit riskinin nasıl aşılacağı, proje sahibi eğer fon ve ona yatırım yapan yatırımcı olacaksa projenin işletmecisini belirleme yetkisinin olup olmayacağı, eğer projeyi sponsor müteahhit alırsa daha sonra müteahhidin devletten alacağı hakların tamamının projede yeni ortaklara aynen devredilip devredilmeyeceği bir belirsizlik içerisindedir. Bu belirsizliklerin açıklıkla tanımlanması ve anlatılması, açıklıkla vurgulanması gerekmektedir.

Bu teklifle ilgili birinci bölümde genel değerlendirme yaparken de vurguladım; metinler masumdur, önemli olan uygulamadır. Gerçekten bu metinlerin uygulanması, doğru ve şeffaf uygulanması ülke ekonomisine ciddi katkılar yapacaktır. Ancak referanslara baktığımızda ileriye çok da olumlu bakma imkânımız kalmıyor çünkü geriye doğru olumlu bir referans yok. Özellikle yolsuzluk iddiasının bulunduğu hiçbir yere bir denetim gelmemesi ve bu alanda çok ciddi de yolsuzluk iddialarının olması, bu tür yeni projelerin başarılı olmasının önünde en büyük engel. Ben, bu sorunun da aşılacağını düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Tatlıoğlu.

İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) - Bu düzenlemeyi, teklifi getirenlerin beraberinde arkasından gelecek adalet ve hukuk reformuyla beraber adalete bir adalet kazandırmamız gerekir ve bu sistem bu şekilde yürür. Aksi takdirde hiçbir güzel projenin, hiçbir güzel kanunun hedefini bulması mümkün değil.

Biz, dolayısıyla, bu düzenlemeleri metin olarak olumlu buluyoruz. Belirsizliklerin giderilmesini ve şeffaflığın vurgulanmasını ve tesis edilmesini temenni ediyoruz.

Teşekkür ederim. Saygılar sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)