GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:20.02.2020

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli üyeler; yine yüreğimiz dağlandı, şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Varlık Fonu, 2016'da, Türkiye'de ekonomik büyümeye katkı ve kaynak sağlamak amaçlarıyla kuruldu. Böylece, AKP Hükûmetinin Türkiye'ye dayattığı bilinmezlerine bir yenisi daha eklenmiş oldu. Yabancı ülkelerden borç alması çok zorlaşan Türkiye'de, Varlık Fonuyla Ziraat Bankası, ÇAYKUR gibi kamu kuruluşlarının varlıkları sermaye olarak gösterilecek ve yeni faizle borç alınacak, kamu kurumları ipotek sayılacaktı. Diğer ülkelerdeki varlık fonları, genellikle cari fazla üreten veya ticari mal geliri olan, petrol üreticisi ülkelerin sağladıkları döviz rezervindeki artışı değerlendirmek adına işlettikleri fonlardır, kamu birikimlerini daha korunaklı yerlerde değerlendirmek için kurulmuşlardır. Türkiye'de ise durum bunun tam tersidir. Gelişigüzel hayata geçirilen ve zarar eden projelere bu kamu kuruluşlarının sermayesini kullanıp batıracak yanlış fon politikanızla, Türkiye'ye yeni dış borç bulmak adına millî varlıklarımızı ve cumhuriyet kazanımlarımızı rehin bırakacaktınız.

Arkadaşlar, eğer ülkenin fazla kaynağı varsa, bu fazla kaynak Varlık Fonuyla geleceğe aktarılır. Oysaki Türkiye'de cari açık var, tasarruf zayıf, kuruluşların kârları ve vergileri bütçeye aktarılmayıp fona aktarılırsa bütçe açığımız daha da artar ki öyle de oluyor; bu da gösteriyor ki Varlık Fonunun yönetiminde ciddi sorunlar var. Bugün gelinen noktada, Varlık Fonuna devredilen şirketlerin açıkladığı yüksek zararlar gözler önündedir.

Sayıştay raporlarına göre, fondaki bazı şirketlerin hesaplarında usulsüzlükler tespit edilirken bazı ihalelerin ise adrese teslim yapıldığı ortaya çıktı. Varlık Fonu, amaçlandığı gibi ilave finansman yaratamadı. AKP'nin iş bilmez, başarısız dış politika hamleleri, ülkede bağımsız yargının kalmaması, totaliter baskıcı tek adam rejimi ve özgürlük alanlarının daraltılması, Türkiye ekonomisine kimsenin güvenmemesi sonucunu doğurdu. Yabancı yatırımcı Türkiye'den uzaklaştı. Varlık Fonunda olan çok kıymetli varlıklarımıza rağmen kredi bulamaz hâle geldik. Şimdi de kalkmış "Bari gidip bizim Ziraat Bankasından, Halk Bankasından Fona sınırsız kredi alalım." diyorsunuz. Hani dış kaynaktan gelen krediler? ÇAYKUR, Fona devredildiğinden beri üst üste zarar etti. Hani Fondaki şirketlerin kârlılığı? Hani kamu yararı? Tüm bunlar yoksa Varlık Fonunun varlığına da gerek yok. Görüldüğü gibi, Varlık Fonu amacına ulaşamamıştır.

Kara delik hâline gelen bütçe açığını kapatmak için Merkez Bankasının, hazinenin kaynaklarına el uzatan politikalarınız artık sınıra dayandı. Yolsuzluk ve israflarınızla çıkardığınız ekonomik krizi çözmek yerine daha çok borç peşinde koşarak yol almaya çalışmanız bir çözüm değildir. Varlık Fonunun sınırsız borçlanmasını sağlamanız, bünyesindeki bankaları istediğiniz firmalara, yatırımlara veya projelere yasal sınırları aşan borç kaynağına çevirmeniz yeni iktisadi ve siyasi krizler doğuracaktır.

Değerli üyeler, Türkiye Cumhuriyeti, borçlanmalarını hazine üzerinden yapar ve belirlenmiş limitlere uymak zorundadır. "Ülkeyi ben yönetiyorum, istediğim gibi borçlanırım." demek, Türkiye'nin bütün geleceğini ipotek altına almak demektir. Özel kanunla korunan Fon sınırsızca borçlanacak, Sayıştay dahi denetleme yapamayacak; bilanço yok, hesap verme yok, kâr-zarar veya harcadığı paralar gizlilik kapsamında; niçin? Kurulduğundan bu yana yayınlanan bir rapor yok, şeffaflığa da ihtiyaç duyulmuyor. Varlık Fonu değil, bildiğiniz örtülü ödenek. Boşuna adına "Varlık Fonu" demiyorsunuz, şu kesin ki birilerini illa varlıklı yapacaksınız. Borçlanacak, gelecek nesillere varlık yerine borç bırakacaksınız. Bunu da siyasi ikballeriniz ve doymazlığınız nedeniyle günü kurtarmak için yapacak, yarınları düşünmeyeceksiniz; yanlış ve yazık. Rant projeleriniz için Fondan tahvil çıkaracak, bankalara koyacak ve yüzde 25'lik borçlanma limitine takılmadan yüzde 100'üne kadar tahvil çıkarabileceksiniz. Bu düzenlemenin talan ve keyfîliğinize perde olacağını sanıyorsunuz. Her şey ortada, bu millet rant hırsınızı yönetemediğinizi de görüyor. Milleti kandırmaktan vazgeçin artık.

Sayın üyeler, Varlık Fonuna sınırsız kredi açabilir hâle getirilen kamu bankalarının da Varlık Fonunun da sahibi aynı yani hazine.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Şahin.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Yönetim Kurulu Başkanı Cumhurbaşkanı, Başkan Vekili Hazine ve Maliye Bakanı damat. Ziraat Bankasının yüzde 100'üne sahip olan Varlık Fonu sanki saraya bağlı bir holding ve holdingin sahibi kendi bankasından sınırsız kredi alacak. Niçin? Kanal İstanbul gibi rant projelerini finanse etmek için. Varlık Fonunu büyük bir borç yükü altına sokmaya, ülkeyi yeni bir Düyun-ı Umumiye tehlikesi altına almaya kimsenin hakkı yoktur; artık yeter, kendinize gelin. Vatandaşın sırtına bindirdiğiniz zam ve vergilerle beslenen kaynakları babanızın malı gibi kullanamazsınız. Millet "açım" diye bağırıyor, kendini yakıyor; vatandaş işsiz, borçlu; torba yasada millete bir şey yok. Bankaları da emrinize alacaksınız; keyfî uygulamalarınıza dayanak yaratma peşinde olduğunuz gerçeğini görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum, selamlayayım.

BAŞKAN - Buyurun.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Kamu bankalarını örtülü olarak hortumlayan, varlıkları artıran değil varlıkları yağmalayan, mali disiplin ve güveni yok eden, şeffaflığı ortadan kaldıran bu yasa teklifinin siyasi ve ekonomik krizi daha da derinleştireceğini görüyoruz.

Hükûmeti bir kez daha uyarıyor ve vatandaşın vergilerini siyasi ikballeriniz uğruna hiç etmemeniz ümidiyle bu düzenlemeleri reddediyoruz.

Saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)