GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:20.02.2020

ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İdlib'den kötü bir haber aldık, şehit düşen Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine de başsağlığı diliyorum.

Almanya'nın Hanau kentinde gurbetçi vatandaşlarımızın işlettiği 2 kafeye gerçekleştirilen, tamamen ırkçı saiklerle yapılan saldırıları da lanetliyorum. Saldırılarda hayatını kaybeden 5 Türk vatandaşımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu saldırı maalesef ilk değil ve gerekli adımlar atılmadıkça son da olmayacak. Son yıllarda Avrupa'da yükselen popülizm ve ırkçılığın sonucu olan ve birtakım medya kuruluşları üzerinden siyasi partilerin de desteğiyle artarak devam eden bu saldırılar artık son bulmalıdır. Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan bir araştırmaya göre etnik kökene dayalı ayrımcılık bugünlerde yüzde 64'lerle birinci sırada yer alıyor. Avrupa Kıtası'na göçmen olarak gelen en kalabalık nüfusu teşkil eden gurbetçi Türk vatandaşlarımız, söz konusu saldırılarda ilk ve ana hedef oluyor. Önceki saldırılar inançlar üzerinden ibadethanelere, özel mülklere, şahsi araçlara yapılıyordu ancak son saldırılar artık doğrudan gurbetçi vatandaşlarımıza fiziki saldırılara dönüştü. Hanau'da yaşanan olaysa artık saldırıları münferit olmaktan çıkarttı, âdeta toplu katliama dönüştürdü. Artık Avrupa ülkelerinin güvenlik birimlerinin öncülüğünde, ilgili tüm devlet kurumlarının daha duyarlı ve çok daha kapsamlı çözümler üretmesi ve konunun Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu dâhil her noktada gündeme getirilmesi şarttır. Bu bağlamda, gurbetçilerimizin sorunlarının ilgili yabancı ülkede çözümü için, devlet olarak taleplerimizin ciddiye alınarak dinlenmesi gerekir. Bu yüzden güçlü ülke ve devlet olmalısınız. Güçlü devlet olmanın ilk ve temel şartı güçlü bir ekonomiye sahip olmaktır.

Sayın milletvekilleri, ekonomiyle ilgili olan bu kanun teklifinizde, işte, bahsettiğim güçlü ekonomiden eser yok. Şöyle ki: Eğer bir güç Türkiye'yi ekonomik olarak batırmak isteseydi ne yapardı? Önce devleti borçlandırırdı; sonra devletin elinde bulunan, ekonomik olarak katkı yapan üretim merkezlerini satardı; sonra da özel şirketleri aşırı borçlandırır, kura hassas hâle getirirdi; en son da en temel yetkinliğini, tarımını kendine bağımlı hâle getirirdi; sonra finans kuruluşlarının içini boşaltmaya başlar, ülkeyi tamamen ekonomik olarak ele geçirirdi. İşte, bahsettiğim bu kötü senaryo örneklerini şu anda tam anlamıyla yaşamıyor muyuz, takdirlerinize bırakıyorum. Bakın, yaklaşık yirmi yıllık iktidarınız döneminde mutlaka faydalı işler de yaptınız ancak yapılan iyilerin yanında telafisi mümkün olmayan o kadar adımlar attınız ki yaptıklarınızın anlamı kalmadı.

Dünyada varlık fonları neden kurulmuştur sayın milletvekilleri, amaçları nedir? Varlık fonları, bir ülkenin elindeki fazla tasarrufları, uzun dönemde istikrarı sağlamak, öngörülemeyen global krizlere karşı ülkeyi hazır tutmak, ülkenin gelecek nesillerinin refahını bugünkü tasarruflarla daha iyi planlamak adına yapılan, kısaca, ülke zenginliklerinin en iyi şekilde değerlendirilmesiyle tam bir devlet aklı hamlesidir. Mesela, Çin hazinesi döviz rezervi açısından o kadar zengindir ki varlık fonu hamleleriyle elindeki bu rezervi maksimum faydayla ve kârla yönetmeyi hedeflemektedir. Aynı şekilde, Norveç veya bazı Körfez ülkeleri de varlık fonu mantığının kurulduğu öncü ülkelerdir.

Peki, siz ne yaptınız? Olmayan varlığın fonunu kurdunuz, tasarrufu değerlendirmek için kurulması gerekirken daha çok borçlanmak adına varlıklarımızı ipoteklendirdiniz. Bu şekilde, Hazinenin kontrollü borçlanmasını ortadan kaldırarak, kontrolsüz borçlanma alanı yaratıyorsunuz. Kısaca, kamu Hazine üzerinden belirli limitlerle borçlanacak, Varlık Fonu borçlanmasıyla her kurum kendi başına sınırsız borçlanma yetkisine sahip olacak. Bu yüzden "Gelecek nesilleri ipotek altına alıyorsunuz." diyoruz. Önce devlet borçlandırıldı, sonra özel sektör; üretmeden tüketen, borçlanmaya ve inşaat ekonomisine dayalı ekonomik modeliniz bugün tıkandı kaldı. Şimdi de vatandaşın birikimleriyle bu tıkanıklıktan kurtulmaya çalışmayın. Karneniz bu kadar zayıfken bırakın, vatandaşımızın birikimleri, kara gün akçesi ceplerinde kalsın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım.

HAKAN ZEKİ SIDALI (Devamla) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)