GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:20.02.2020

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 29'uncu madde üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Bugün acı haberler aldık. İdlib'de şehit olan kahramanlarımıza Cenab-ı Hakk'tan rahmet diliyorum.

Ayrıca, Almanya'daki ırkçı saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza da Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Değerli milletvekilleri, 2018 Ağustos ayında yaşanan kur şokunun ardından Türk ekonomisinde son on yıldır biriken yapısal problemler su üstüne çıkmış ve neredeyse tüm makro göstergelerde bu durum gözlenir hâle gelmiştir. Enflasyon ve dolayısıyla faizde yaşanan artışlar, krediye bağımlı hâle getirilen ekonomide daralmayla sonuçlanmıştır. Bu daralmanın hangi şartlar ve hangi politika uygulamalarına rağmen gerçekleştiğine baktığımızda önümüzdeki tablo daha da netleşmektedir. Daha önce başvurulmayan bir yol olarak Merkez Bankası ihtiyat akçesi 2019'da Hazineye aktarılmış, bu da yetmemiş gibi yine Merkez Bankası değerleme hesabı da Hazineye aktarılarak ek kaynak yaratılmaya çalışılmıştır. 2019 yılı, uzun zaman sonra ilk defa bütçenin faiz dışı açık verdiği bir yıl olmuştur. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda şunu söyleyebiliriz ki Türk ekonomisinin uzun süredir içinde bulunduğu yapısal tıkanma daha da derinleşmiştir.

Değerli milletvekilleri, üzerinde konuştuğumuz 29'uncu maddeye baktığımızda, bu maddeyle Türk sermaye piyasasına "teminat yönetim sözleşmesi" ve "teminat yöneticisi" kavramları getirilmektedir. Yani gerçek ve tüzel kişiliği haiz teminat yöneticileri oluşacaktır. Peki, bu kişiler ne yapacak ve piyasaya etkileri nasıl olacaktır? Ona da bakacak olursak şöyle Teminat yöneticisi, sermaye piyasası araçlarından doğan yükümlülüklerin teminatını teşkil etmek üzere mülkiyeti kendisine devredilen veya üzerinde lehine sınırlı ayni hak tesis edilen teminat konusu varlıkların sevk ve idaresinin sağlanması, korunması, muhafazası, hukuki yollara müracaat edilmesi, temerrüt hâlinde ya da kanun veya sözleşme hükümlerinde öngörülen sebeplerle, teminattan alacağın karşılanması söz konusu olduğunda; teminata konu varlığın paraya çevrilmesi, teminata konu varlıkların satış tutarının yatırımcılar arasında paylaştırılması, yatırımcıların alacağı karşılandıktan sonra arta kalan değer olursa bunun teminat verene iade edilmesi, borcun sona ermesiyle birlikte teminat konusu varlıkların teminat verene iade edilmesi, yatırımcıların menfaatlerinin korunması da dâhil diğer her türlü iş ve muamelelerin yerine getirilmesi için ihraçtan önce, ihraççıyla yazılı olarak akdedilecek bir teminat yönetim sözleşmesiyle yetkili olacaktır.

Peki, bu durum piyasalara ne getirecektir, bir de buna bakalım. Teminat yöneticileri, şirket ve firmaların varlıklarında, mamul ve yarı mamul stoklarında yediemin görevi yapacaklardır. Böylece, para ve sermaye piyasalarında kredi imkânı oluşturulacaktır. Ülkemizdeki şirket ve firmaların birçoğunun bilanço verileri olumsuz olduğu için, kullanacakları krediler için teminat sıkıntısı oluşmuştur. Bu nedenle, şirket ve firmaların varlıkları, mal stokları yeni teminat enstrümanı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Değerli milletvekilleri, dünyada buna benzer stok finansmanı yöntemi uygulanmaktadır, doğrudur. Ülkemizde de uygulanması için bazı hukuki düzenlemelerin olması gerekmektedir, aksi hâlde sorunların oluşması kaçınılmazdır. Öncelikle, lisanslı depoculuk ve depo düzenlemeleri yapılmalı ve stokların güvenliği ve ürünlerin piyasa fiyatını bozmayacak şekilde yönetilmesi sağlanmalıdır. Eğer bu düzenlemeler yapılmazsa korkarım ki piyasa bozucu faaliyetlerin önüne de geçemeyiz. Bu düzenlemeler yapılmazsa sadece kamu bankalarının belirli kişi ya da şirketlere kredi aktarmasının yolu açılır ve yeni batak krediler oluşur endişesiyle sözlerime son veriyor, yüce Meclisi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)