GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:60
Tarih:25.02.2020

HDP GRUBU ADINA ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Van depreminde yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, araştırmalar Türkiye'nin ciddi bir deprem tehdidi altında olduğunu göstermektedir. 1900'lü yılların başından günümüze değin yaşanan depremlerden dolayı on binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve yüz binlercesinin de yaralandığı kayıtlar altına alınmıştır çünkü bilimsel tespitler, Türkiye'de yurttaşların yüzde 90'dan fazlasının aktif bir deprem kuşağında yaşadığını ortaya koymaktadır. Özellikle 17 Ağustos 1999 tarihinde 17 binden fazla yurttaşın yaşamını yitirdiği Gölcük merkezli Marmara depremi bugün de hafızalarımızda yer almaktadır. Yine 23 Ekim 2011 ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde yaşanan Van depremlerinde de 644 kişi yaşamını yitirmiş ve binlerce kişi yaralanmıştır. 24 Ocak 2020 tarihinde Elâzığ ve Malatya'da yaşanan 6,8 şiddetindeki depremde ortaya çıkan manzara da yine gözler önünde, yine can kayıpları meydana gelmiştir.

Değerli milletvekilleri, 23 Şubat 2020'de merkezi İran'ın Hoy kenti olan deprem, Van'ın Başkale ile Saray ilçelerini ciddi bir şekilde etkisi altına almış ve burada da ne yazık ki can kaybına neden olmuştur. Buradaki çeşitli ihmalleri dile getirmek istiyoruz. Bu ihmaller, maalesef ülkeyi yöneten icra makamının depreme karşı herhangi bir politika geliştiremediğini de açık bir şekilde ortaya koymaktadır çünkü biraz araştırıldığında bilim adamlarının onlarca uyarısına rağmen bunların hiçbirinin dikkate alınmadığı da ortaya çıkmaktadır. Öyle ki yaşanılabilecek deprem gibi bir doğal afete yönelik barınma koşulları ve can güvenliği noktasında projelerin geliştirilmediği, yaşanan deprem nedeniyle riskler göz önünde bulundurularak projelerin yapılmadığı sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Özellikle deprem bölgelerinde yaşamın en kısa sürede normalleştirilmesi amacıyla yirmi yıldır alınan ek vergilerin, depreme karşı önlem geliştirmek veya zararları minimuma indirmek amacıyla kullanılmadığı kamuoyu tarafından bilinmektedir.

İran Hoy merkezli 5,9 şiddetindeki deprem, Van'ın özellikle Başkale ilçesinin Özpınar Mahallesi'nde ciddi bir yıkıma ve zarara neden olmuştur. AFAD'ın yaptığı açıklamaya göre 254 konut ve 297 ahır yıkılmış, 694 yapı ise ağır hasar görmüştür; 9 insanımız yaşamını yitirmiş, 60'ın üzerinde ise yaralanma söz konusudur.

Değerli arkadaşlar, yurttaşların, arama ve kurtarma konusunda ciddi eksikliklerin olduğu, gıda ve çadır ulaştırılması konusunda adımların atıldığı belirtilse de çadırların yeterli olmadığı, çadırlarda elektriğin olmadığı, konut ve ahır enkazına erken müdahale edilmediği şeklinde çok ciddi itirazları ve şikâyetleri bulunmaktadır.

Van Başkale'de ciddi tahribat yaratan ilk depremden kısa bir süre sonra, yine aynı günün akşamında 5,8 şiddetinde depremler meydana gelmiş ve bölge âdeta sallanan bir beşik durumundadır.

Değerli arkadaşlar, tabii ki bu tabii afet nedeniyle Van'da 2011'de yaşanan 2 depremden sonra da ne yazık ki mevcut iktidar konuya ciddiyetle yaklaşıp bölgeyi afet bölgesi ilan etmemiş, kalıcı ve adil çözümler geliştirmemiştir. Bu nedenle, aradan dokuz yıl geçmesine rağmen, esnafın depremden kaynaklı vergi sorunu, düşük bedelle arsasının alınıp üzerine TOKİ binalarının yapılması yurttaşların sorunlarına çözüm getirmemiş, depremden etkilenen şehir stadyumu ve benzeri yapılar yeniden yapılmamıştır ve bu, hâlâ olduğu gibi durmaktadır.

Bugün de Van'ın Başkale ilçesinde ciddi bir hasara, büyük bir zarara ve insan yaşamına mal olan depreme ciddiyetle yaklaşmak gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü deprem gerçeğini kavramaktan uzak, kalıcı tedbirleri içermeyen politik yaklaşımlar bir şovdan öteye gidememektedir. Elâzığ depreminde olduğu gibi Van Başkale depreminde de HDP belediyelerince götürülen yardımlar ne yazık ki engellenmektedir. Değerli arkadaşlar, halk sokakta ve soğukla yüz yüzedir fakat bu, iktidarın umurunda değildir. Belediyelerimiz tarafından götürülen yardımların ilgili kişilere, kazazedelere ulaştırılmasına hiçbir şekilde imkân verilmemekte ve engellenmektedir. Biz bu hususu kesinlikle ve kesinlikle kınıyoruz ve buna bir an önce son verilmesini istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Selamlama için bir dakika daha süre veriyorum.

ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz bu depremle ortaya çıkan gerçeklerin araştırılması, özellikle yardımların geç ulaştırılması, çadırların geç ulaştırılması ve alınan vergilerin yerinde kullanılıp kullanılmadığı hususlarının araştırılması; değerli arkadaşlar, özellikle arama ve kurtarma konusundaki eksiklerin tespit edilmesi...

Bakın, size çok önemli iki örnek vereceğim; birisi Elâzığ depreminden. Miraç ve annesi Pınar Dişli yaralı olarak kurtarıldı ve hastanede yaşamını yitirdi.

Diğerini hatırlayacaksınız değerli arkadaşlar: Yunus, 2011 yılında Van depreminden yaralı olarak kurtuldu fakat Yunus da ne yazık ki hastanede yaşamını yitirdi. Bu, ne anlama geliyor? Bu, arama ve kurtarma olaylarında çok ciddi sıkıntıların olduğunu da ortaya koymaktadır.

Bütün bu hususların araştırılması ve Mecliste ele alınması için önergemize olumlu oy kullanmanızı öneriyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)