GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:27.02.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 173 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin birinci bölümü üzerine söz aldım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

İdlib'de şehit düşen yiğitlerimize rahmet diliyor, ruhlarına şadlık istiyorum.

Değerli milletvekilleri, ha Mustafa Erol, ha Mustafa Eroğlu; ikisi de bizim, ikisi de ülkücü, ikisi de şehit; ruhları şad olsun.

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Suat Başaran bir makale yazmış, okuyorum, diyor ki Suat Başaran, "Neden? Neden bu icraatı savunmak zorundayız? Neden en küçük eleştiri hakkımız bile yok? Neden? Anladık, ülkenin büyük bir beka sorunu var. Anladık, ülke ateş çemberinden geçiyor. Anladık, Hükûmeti millî çizgiye çektik. Hepsini anladık fakat Allah aşkına söyleyin, Ozan Ceyhun'u neden savunuyoruz, ne adına, hangi beka adına? Bizim bilmediğimiz ve sizin bildiğiniz ne var, söyleyin; Allah aşkına söyleyin, tek bir gerekçe söyleyin; ülkemizin bununla sağlayacağı tek bir kazanımdan söz edin."

Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi, dün 26 Şubat 2020'ydi, bundan tam yirmi sekiz yıl önce Rusya'nın kışkırttığı alçak Ermeni çetecilerinin Azerbaycan Hocalı'da Türk'e olan kinini kusup 106'sı kadın, 63'ü çocuk, 70'ten fazlası yaşlı olmak üzere toplam 613 Türk'ü canavarca katlettiği günün yıl dönümüydü; hamile kadınların karınlarındaki çocukların cinsiyeti üzerine kumar oynayıp karınlarının yarıldığı, çocukların kafalarının kesilip kale direği ve top yapılarak maçlar yapıldığı o kahrolası acı günün yıl dönümü. Bu soykırıma bütün dünya sessiz kalsa da biz İYİ PARTİ'liler, biz ülkücüler asla sessiz kalmayacağız. Ölenlerin ruhlarını Tanrı şad eylesin.

Avrupa Parlamentosunda Ermeni soykırım tasarısına destek veren Ozan Ceyhun'u daha önce Büyükelçisi Ermeni çeteciler tarafından şehit edilen Viyana Büyükelçiliğine atayanlara da mübarek olsun.

Değerli milletvekilleri, şimdi de 2 cesur gazeteci, mesleği gazetecilik olan 2 değerli dostumun başına gelenlerden bahsedeceğim. Yeniçağ gazetesi yazarlarından Batuhan Çolak ile Murat Ağırel'in kişisel verilerinin çalındığını hepiniz duymuşsunuzdur. Her 2 gazeteciyle de dün telefonla görüştüm. AK PARTİ Genel Başkanının "Libya'da birkaç şehidimiz var." açıklamasından sonra her 2 gazeteci de Twitter hesaplarından şehitlerimizle ilgili paylaşımlar yapmışlar. O andan itibaren, her ikisine de isimsiz hesaplardan paylaşımlarının kaldırılması için telefonlar gelmeye başlamış, kaldırmayacaklarını söyleyince de tehdide dönüşmüştür. Sonrasında ise her ikisinin de hem sosyal medya hesapları hem de mail hesapları ele geçirilmiş ve sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlar kaldırılmış, her birinin ayrıca on beş, on altı yıllık mail hesaplarındaki iletiler alınmış hatta haritalardan nerelere gittikleri konusundaki imajlar da alınmıştır. Arkadaşlarımızın hesaplarını geri alma çabaları da sonuç vermemiş, hatta yeni şifre talepleri kendi telefonlarına gelmesi gerekirken kodlar kendilerine gelmemiştir. Bilenler bilir, bu hesaplara kaydolurken şifre değişikliği için telefon ya da başka bir mail adresi bildirilir. Şifre unutulur ya da başkası tarafından ele geçirilirse işlem sonrası daha önce bildirilen telefona ya da mail adresine kod istenir, bu koda göre de yeni şifre belirlenir. Gazeteci arkadaşlar, daha önce belirtilen telefon numaralarına kod istedikleri hâlde, kayıtlı telefonların doğruluğu da sistem tarafından kontrol edilmesine rağmen, telefonlarına istenilen kodlar gelmemiştir; bu durum da göstermektedir ki kişisel verilerin ele geçirilmesi operasyonu organize bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Yine, anlaşılıyor ki GSM şirketleri de bu organizasyonun içindedir.

Şimdi, ben Turkcell Yönetim Kuruluna şöyle bir baktım. Turkcell Yönetim Kuruluna baktığımda BİM marketler zincirinin Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Akça'nın Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu gördüm. Yine, AKP eski milletvekili ve Bakanı Atilla Koç, eski milletvekili ve Bakan Hilmi Güler, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Bülent Aksu ve Varlık Fonu Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Aydın'ın Turkcell Yönetim Kurulu üyesi olduklarını gördüm.

Anayasa'nın 20'nci maddesi ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Yasası'na aykırı bir şekilde arkadaşlarımızın şifreleri ele geçirilip yapılan paylaşımlar silinmiştir.

Değerli milletvekilleri, şimdi, kanunun geneline geçiyorum. Bazı bölgelerimizde kullanılan özellikle de İsrail menşeli tohumlar sebebiyle toprağın yapısı bozulmaktadır. Tekrar ekimde ise GDO'lu tohum kullanılmadığı takdirde ürün alınamaz hâle gelmiştir. Ülkemizin toprağının ve endemik bitkilerinin korunması stratejik öneme sahiptir. Türkiye kuraklık ve tuzluluk sorunu olan bir ülke değildir.

Sayın milletvekilleri, maalesef GDO'lu ürünlerin insan, hayvan ve çevre sağlığı üzerindeki etkilerini gösteren uzun dönemli çalışmalar bulunmamaktadır. Güvenlik çalışmaları da ancak bu ürünleri üreten firmalar tarafından yapılmakta, yapılan çalışmalar ise Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tarafından onaylanmaktadır. Yine, bu ürünler, patentli olduğu için bağımsız bilim insanlarının, üzerlerinde araştırma yapabilmesi de şirketin iznine tabidir. Kâr hırsının dünyada bu kadar yüksek olduğu değerlendirilirse bu izinlerin de verilmeyeceği açıktır. Kaldı ki bir şekilde bir çalışma yapıldı, bu çalışmanın yayınlanması da yine şirketin iznine tabidir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde de güvenli gıda tüketiminin bir an önce sağlanması gerekmektedir. Sizlere Batı ülkelerinden birkaç örnek vereceğim. İngiltere'de ve bazı Avrupa ülkelerinde klorla işlem görmüş tavuk satışı 1997 yılından itibaren yasaktır. Aynı yasak Rusya'da 2010 yılından beri uygulanmaktadır. Bütün dünyada tahıl çubukları, yulaf ezmesi ve benzeri ürünler, vitamin ve mineral içeren sağlıklı besinler olarak kabul edilir. Danimarka Veterinerlik ve Gıda İdaresi, bu barlar düzenli tüketildiği takdirde, çocukların karaciğer ve böbreklerini olumsuz yönde etkileyebilecek miktarda toksik madde içerdiğini bilimsel olarak tespit etmiştir. Hâlbuki ülkemizde tüketilen en popüler ürünlerden olan bu çubukların yasaklanması ya da ne olup olmadığı hakkında hiçbir çalışma olmaması inanılır gibi değildir.

Tüm dünyada yetiştirilen soya fasulyesinin yüzde 82'sinin, genetiği değiştirilmiş organizma şeklinde olduğu bilinmektedir. Allah'tan, ülkemizde soya tüketimi son derece azdır. GDO'ların insan vücudu üzerindeki etkileri tam olarak incelenmediği için bizde yasaklanmamasına rağmen Avrupa ülkelerinde yasaklanmıştır.

Trans yağların zararları ise ayrı bir sorundur. Margarinlerin toplam ağırlığının yaklaşık yüzde 15'i trans yağdır ve yine Kanada, İsviçre, Danimarka gibi birçok ülkede kullanımı yasaklanmıştır. Yine birçok ülkede gıdada kullanılacak trans yağların miktar ve oranlarını sınırlayan yasalar vardır.

Değerli milletvekilleri, şimdi çok kısa olarak hayvancılığın sorunlarına da değinmek istiyorum. Ülkemiz hayvancılık açısından uygun çevresel koşullara sahip olmasına rağmen yapısal sorunlar ve uygulanan politikaların yetersiz oluşu, hayvancılık sektöründe önemli sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. On sekiz yıllık AK PARTİ hükûmetleri, küçük ve büyükbaş hayvan üreticilerini yoksulluk ve yokluk içinde bırakmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Konya Ovası, Harran Ovası gibi birçok alana rağmen son yıllarda saman bile dışarıdan ithal edilmektedir. Hayvancılık sektörünün önündeki sorunların, konunun uzmanları tarafından yapılacak kapsamlı bir altyapı planının çıkarılması ve bu planın hayata geçirilmesi, ayrıca, hayvancılık ihtisas organize sanayi bölgelerinin kurulmasıyla aşılabileceğine inanmaktayız. Yine, özellikle yerleşim alanlarıyla iç içe olan hayvancılık işletmelerinin insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyecek alanlara çıkarılması da gerekmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle, eksiklerine rağmen teklifi genel olarak desteklediğimizi belirtiyor, yüce Türk milletini ve Gazi Meclisi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)