GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:27.02.2020

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın vekiller; benim de aslında -konuşma oraya geldi- bu iki konuda sıkıntım var bu yasayla ilgili olarak. Bunlardan bir tanesi şu: Evet, anlıyorum, iç pazar ve Avrupa Birliği pazarına -ki bizim gümrük birliğiyle aynı pazar olmuş olduğumuzdan gidersek- ürettiğimiz ürünlerin Avrupa'daki standartlara uygun olması lazım. Bu anlamda, biz de zaten Avrupa'daki standartları kabul etmiş oluyoruz.

Şimdi, burada iki tane sorun çıkıyor gibi geliyor bana. Bunlardan bir tanesi, Brexit'le birlikte İngiltere diğer ülkelerden biri sayılacağı için, bir kere -Komisyon Başkanı arkadaşımızın verdiği bilgiler doğrusu benim de takip ettiğim bilgiler ama- orada da benim bilebildiğim kadarıyla aşağı yukarı 19 milyar dolarlık bir ticaret hacmimiz var ve bunu etkileyebilecek olan bir sonuç üretebilir eğer İngiltere'yi bu yasanın içinde görmezseniz diye düşünüyorum.

Şimdi, arkadaşlar, bir ürünü ürettiniz ve bunu iç piyasada tükettiniz veya Avrupa Birliğindeki herhangi bir ülkeye gönderdiniz. Şimdi, burada, hepiniz biliyorsunuz ki dış ticarette "tarife dışı engeller" diye bildiğimiz engeller var. Bu engeller belki gümrük birliği kapsamındaki ürünler için geçerli olmayabilir ama tarım ürünleri için bu engeller ciddi tehlike arz etmektedir yani -başka bir biçimde söyleyecek olursam- tarımsal ürünler gümrük birliğine dâhil değildir; dolayısıyla da bizim Almanya'ya, İngiltere'ye veya herhangi bir ülkeye gönderdiğimiz tarım ürünlerinin pekâlâ tarife dışı engellerle engellenmesi mümkündür. Ben size bir örnek vereyim: Domates üreticileri Almanya'ya domates ihraç ediyor ve avantajlı olduğumuz için, maliyetlerimiz düşük olduğundan dolayı Almanya bunu iç piyasasına sunmak üzere kabul ediyor diyelim, fakat bir süre sonra şunu çıkarıyor, diyor ki: "Bu domates ambalajlarını geri alacaksın." Şimdi, bu, esas itibarıyla ek bir maliyet anlamına geliyor ve dolayısıyla da bizim tarımsal ürünlerde avantajımızı dezavantajlı hâle getirebiliyor pekâlâ tarife dışı engellerle. Dolayısıyla da bu meselenin de konuşulmuş olduğunu bilmiyorum yani Komisyonda konuşuldu mu, konuşulmadı mı ama özellikle tarımsal ürün ihracatımızın önemli ölçülerde olduğu Avrupa Birliği ülkelerine ihracatı yaparken bu türden tarife dışı engellerin de olduğunu düşünerek "Acaba tarımsal ürünler için de Avrupa topluluğunda belirlenmiş standartları bu iç piyasada da empoze edebilir miyiz?" diye düşünüyorum.

İkinci olarak, demin ifade ettiğim gibi, galiba, yanılmıyorsam 2'nci maddenin (4)'üncü fıkrasında yer alıyor, orada deniyor ki: "Bu kanun, esasında, Avrupa Birliği ülkelerini kapsayan bir kanundur ve Avrupa ülkeleri dışındaki ülkelerini kapsamaz." Doğrusunu isterseniz, bunun da çok sakıncalı olacağı çok açık diye düşünüyorum ben. Çünkü, yani, özellikle, demin verdiğim örnekten giderseniz, İngiltere gibi, nitekim, Avrupa Birliğine üye olmayan ama bizim ihracatımızın olduğu ülkeleri de düşündüğümüzde, esasında, bu kanunun kapsamını daha geniş bir şekilde tutmamız gerekir diye ben şahsen düşünüyorum ama anlaşılan, bu Komisyon bunları tartışmış, ben Komisyon Başkanının söylediklerinden anlıyorum ki, en azından, benim duyarlı olduğum bir iki konuda verilen cevaplardan anlıyorum ki düşünülmüş bu; fakat, doğrusunu isterseniz, beni tam olarak tatmin etmiyor, şu sebeple etmiyor yani bugün itibarıyla, yapılan bir çalışma bana şöyle bir sonuç üretiyor: Eğer Türkiye İngiltere'yle bir serbest ticaret anlaşması yapamazsa en fazla zarara uğrayacak 2'nci ülke olacak ve aşağı yukarı 3 milyar dolar civarında bir zararımız olacak. Dolayısıyla da bu kanunun içine Brexit'ten dolayı İngiltere'yi katıp katmamak meselesini ben Komisyonun yeniden değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Sanırım, belki de o zaman bu söylediğim zararın söz konusu olması önlenmiş olur diye düşünüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)