GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:27.02.2020

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi'nin 1'inci maddesi hakkında söz almış bulunuyorum.

Ürün güvenliği gerçekten önemli bir kavram çünkü kullandığımız ürünlerin içeriği, üretirken hangi süreçlerden geçtiği, sağlığa aykırı olabilecek kimyasallar var mı yok mu, araştırılması gerektiği... Aslında bir ürünün tümüyle tüketiciye ulaşana kadar hangi aşamalardan geçtiği manasında ürün güvenliği çok önemli bir kavram ve bu, yedi yıl sonra tekrar gündeme getiriliyor. Niye yedi yıl sonra? Çünkü yedi yıl önce konuşulmuş, tartışılmış, birçok girişim yapılmış ve bu girişimlerden sonra beklenilmiş; dönem dönem "Hemen uygulamaya alalım." denmiş, dönem dönem kalmış...

Türkiye'de üretilen malın imajı açısından, gümrük birliğinden sonra, bir mal tüketiciye ulaşana kadar bir süreçten geçiyor, bu malın imajıyla ilgili birçok çalışma yürütülüyor fakat ne deniliyor: Bizim, Avrupa Birliğiyle beraber, uyum süreçleriyle beraber, yedi yıldır tartıştığımız konuyu bugün Komisyon getirdiğinde "Bir an önce uygulamaya sokalım." Arkadaşlar, bir ürünün güvenliğinden öte bir ülkenin özgürlükleri en büyük imajdır. Siz, bir ülkede demokrasiyi, insan haklarını ve birçok konuyu imaj olarak düşünmezseniz ürün güvenliğini getirmeniz diğer imajları da olumsuz etkiler.

Bir diğer konu, Avrupa Birliğiyle beraber tartıştığımız bu konuda, aslında "ürün güvenliği" derken gıda konusu pek yok içinde çünkü Avrupa Birliği ülkelerinde gıdayla ilgili birçok düzenleme yapılmış, buradaki bire bir çevrilmiş. Aslında, Kopenhag Kriterleri ve diğer insan hakları kavramındaki olağan süreçlerde bir dönem iktidar partisinde hızlanan tempo şimdi geriye dönmüş, neredeyse hepsi geri alınıyor.

Daha geçtiğimiz hafta Plan ve Bütçe Komisyonunda derneklerle ilgili konuştuğumuz maddelerden biri özgürlüklerle ilgiliydi. 2004'te "Ne biçim bir değişim yapıyoruz." diye dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclise sunduğu, o dönemde veto edilen şeyden bugün vazgeçiliyor, imaj düşünülüyor.

Gıda dışında ürün konusunda Türkiye'de ilk akla gelen şeylerden bir tanesi şudur: Çernobil faciası çıktığında "Çayda radyasyon yok." diyerek çay içen Bakanlar vardı. Peşinden, biber herhangi bir ülkeye gidip geri döndüğünde "Menemende kullanalım." diyenler var. Birçok ürünün güvenliğinden şüpheye düşüldüğünde onu dışarıya göndermeyip içeride vatandaşa rahat şeklinde kullandıranlar var. Böyle bir dönemde, biz dışarıdaki standartlara uygun olmayanları kendi ülkemizde uygun görürsek hiç de doğru bir şey olmaz. Bizi biz yapan, Türkiye'de yaşayan insanlardır.

Evet, sağlığı tehlikeye düşürmeyeceğiz, gıda önlemleri konusunda birçok düzenleme yapacağız. Bakın, geçtiğimiz haftalarda, 19 Şubatta -iktidar bunu çok iyi biliyor- Tarım ve Orman Bakanı balda aroma vericiler var diye pekmez ve bal üretimiyle ilgili yurt dışına bu ürünlerin gönderilmesini yasakladı ama ne yaptı biliyor musunuz? "Stokta olanlar tüketilebilir." dedi. Bir taraftan "Gidemez, standartlara uygun değil." diyorsunuz; bir taraftan "Türkiye'de kullanılabilir." diyorsunuz ve bu, basınla paylaşılıyor. Böyle bir uygulama olur mu ya? Yani siz kendi yurttaşınızı deneye mi dönüştürüyorsunuz? Ve kabul ediyorsunuz içinde katkı maddeleri olduğunu. Şimdi buna ne diyorlar: "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu." Sahte ballar sağlığa zararlıysa her açıdan onu önlemek lazım.

Şimdi, diğer bir konu, TÜRK-İŞ geçtiğimiz günlerde açlık ve yoksullukla ilgili rakamları açıkladı. 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli, yeterli beslenebilmesi için aylık harcaması gereken 2.257 lira; gıda harcamasıyla beraber giyim, konut, elektrik, su gibi temel ihtiyaçları da eklersek "yoksulluk sınırı" diye tanımlarsak 7.353 lira. Şimdi, böyle bir dönemde, yaşama maliyetini düşündüğümüzde, insanlar ay sonunu zor getirirken, kıt kanaat geçinirken, gıda güvenliğinden daha çok "En ucuzu alayım." diye çaba harcıyor.

Bizim bu dönemde yapmamız gerekenler şunlar: Temel besinlerde fiyat artışlarını kontrol etmemiz lazım...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - ...ürünlerin güvenliğini denetlememiz lazım. Yasayı çıkarırken de tüketicinin, özellikle açlık ve yoksulluk sınırında olan insanların buna ulaşabilmesi için ücretlerinin artışını, emekçi ve işçilerin ücret artışlarını sağlamamız, burada sendikalarla görüşmemiz ve onunla beraber, güvenliği ele almamız lazım.

Diğer bir konu, savaş, salgın, hastalıklar, doğal afetler, şu anda tartışılan coronavirüs gibi meseleler kapımızdayken, bakıyoruz ki bakanlarımız, yetkililer, cinsiyetçi de bir tutumla, gidip gelenlere "Görüntünüzü alsaydık, teşhir mi etseydik, şunu mu yapsaydık..." Bu tür konuların ciddiye alınması lazım. Gıda, ürün, birçok konuyu temeliyle ele almak lazım. Avrupa Birliğine uyum yasalarıyla beraber ele almak istediğimiz konu sadece imajsa, haksa, güvenlikse, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin aldığı birçok karar var; Demirtaş kararı, Kavala kararı, birçok karar var, niye onlara uygulanmıyor? Sadece bir şeyi "mış" gibi yapmayalım, uygulayalım.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)