| Konu: | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 27.02.2020 |
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ilgili kanun teklifinin 1'inci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ürün güvenliği, insan sağlığı, can ve mal güvenliği açısından hayati öneme sahip bir konudur.
Değerli milletvekilleri, bulunduğumuz bu çatı altında Türkiye'nin sorunlarına çözüm getirebilmek adına görev yapıyoruz. Getirilen her kanun teklifi, içerdiği maddeler açısından bu sorunların çözümüne katkı sağlamak, milletin sıkıntılarını gidermek, refahını artırmak, toplumsal barış ve huzuru kalıcı şekilde temin etmek açısından önemlidir. Değerli arkadaşlar, milletten uzak, milletten kopuk, "Benim dediğim dedik, çaldığım düdük." misali, cakalı, tafralı, burnu havada bir siyaset anlayışı milleti ekonomik olarak perişan etmiş, gencinden emeklisine vatandaşımızı umutsuzluğa, çaresizliğe sevk etmiştir. Bugün, Türkiye'nin gerçek gündemi ekonomik sorunlardır. Ülkenin gerçek gündemi farklı, iktidar ve onun yandaş medyasının milletimize gösterdiği sanal gündem ise farklıdır.
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in güzel bir sözü var: "Bizler koltuk değil, ayakkabı eskiteceğiz." Bu söz aslında "Biz İYİ PARTİ olarak her zaman halka gideceğiz, millete gideceğiz; Ankara'da koltuklarımızda oturup kalmayacağız." anlamındadır. Sayın Genel Başkanımız sözünün gereğini yerine getiriyor ve Anadolu'yu il il, ilçe ilçe geziyor, milletimizin nabzını tutuyor; iyiler ve cesurlar hareketinin görüş ve düşüncelerini nakış nakış işliyor; en önemlisi, konuşmaktan daha çok milleti dinliyor, esnafı dinliyor, çiftçiyi dinliyor, yaşlıyı dinliyor, genci dinliyor, millete kulak veriyor; bizlere de -aslında, bütün siyasilere de- bu anlamda örnek oluyor.
Genel Başkanımız 20 Ocakta Antalya'da başlattığı adım adım Türkiye turunu hız kesmeden devam ettiriyor. Antalya'yı ilçe ilçe gezen ve Türk turizminin başkentinin nabzını tutan Sayın Genel Başkanımız, ardından İzmir'e gidip ticaretin, çiftçinin ve tarıma dayalı sanayinin durumunu yerinde inceledi, Egeli vatandaşlarımızla buluştu. Türk sanayisinin kalbinin attığı Bursa'nın ardından Trakya'ya geçen Genel Başkanımız, Edirne ve Kırklareli illerimizi âdeta köylerine, pazarlarına varıncaya kadar gezdi, inceledi. Sayın Genel Başkanımız dün de Balıkesir'deydi. Ben de diğer milletvekili arkadaşlarımla Genel Başkanımızın birinci günkü programına dâhil oldum. Bugün de yine orada kendileri. Dün, Balıkesir'in Sındırgı, Altıeylül ve Karesi ilçelerinde esnafımızı ziyaret ettik, vatandaşlarımızla birlikte olduk.
Değerli milletvekilleri, oralarda gördüğümüz manzara şudur: Fukaralık gizlenemeyecek boyutlardadır, esnaf şikâyetçidir. Esnaf, elektrik parasından şikâyetçidir, stopaj vergisinden şikâyetçidir, maliyetlerin yüksekliğinden şikâyetçidir, alım gücünün düşmesinden şikâyetçidir. Buradaki çiftçilerimiz şikâyetlerini yüksek sesle dile getiriyorlar; hayvancılıkla uğraşan üreticilerimiz sütün para etmediğini söylediler; tarımla meşgul olanlar ürününün pahalıya mal olduğunu söylediler, mazotun, gübrenin, ilacın çok pahalı olduğunu açık seçik olarak ifade ettiler.
Değerli milletvekilleri, özellikle iktidar partisine mensup arkadaşlarıma sesleniyorum, vatandaşın tepkilerini lütfen, gidin, bizler gibi yerinde dinleyin. Hani uzunca bir süredir sizde hâkim olan "Ceketimi koysam seçtiririm." dönemi var ya, o dönem bitti, bitti, haberiniz olsun diyorum. Sokakta önümüzü çeviren gençler vardı dün "İşsiziz, işsiziz!" diye haykırıyorlardı. Öğrenciler "Bir gün okula gidiyoruz, bir gün de bir iş arıyoruz ki gündelik ihtiyaçlarımızı karşılayalım." diyorlardı. Hatta bazıları bursların parti torpillisi gençlere verildiğini, kendilerine ise geri ödemeli kredilerin verildiğini iddia ediyorlardı. Yani gençleri iktidara güveni kalmamış, gelecek umudu da tükenmiş olarak gördük.
Daha bugün, İYİ PARTİ olarak verdiğimiz üniversite mezunlarının işsizlik probleminin çözümüne yönelik Meclis araştırma önergemiz sizlerin oylarıyla beraber reddedildi. Keşke binlerce İİBF mezunu işsizimizin, mühendisimizin, öğretmenimizin, ebe hemşiremizin derdine derman olmak için hep birlikte bu yüce Meclis çatısı altında bir şeyler yapabilseydik, konuşabilseydik.
İktidar mensubu arkadaşlarıma tekrar sesleniyorum. Bu önergelere "hayır" diyerek sorunları çözemiyorsunuz, halının altına atmakla da bu işler olmaz diyor, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)