| Konu: | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 05.03.2020 |
MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, bir sürü şeyi konuşmamız gerekiyor ama aslında biz bir şeyi konuşuyoruz, ilan edilmemiş bir savaşı konuşuyoruz. Ölümü, yıkımı -az önce Sayın Ömer Faruk'un anlattığı- sınırda mültecileri, insanlığından çıkarılmış ve insanca muamele yapılmayan insanları konuşuyoruz.
Oysa halkın bu Meclisten beklentisi, konuşulması gerektiğine inandığı çok şey var. Örneğin, işsizlikten ve yoksulluktan intihar eden insanların sorunlarını konuşmak zorundayız.
Örneğin, işçi cinayetlerini, erkekler tarafından katledilen kadınların cinayetlerini, onların katillerinin nasıl aklandığını, çocuklara neden ve nasıl tecavüz edildiğini ve onların, tecavüz edenlerin nasıl aklandığını konuşmalıyız.
Örneğin, beşik gibi sallanan ülkede depreme karşı neler yapılacağını konuşmalıyız; dünyayı sarsan bir salgına karşı hangi tedbirlerin alındığını, ülke halkının nasıl korunduğunu konuşmalıyız.
Örneğin, borç batağında iflas eden esnafları, toprağını kaybeden köylüleri konuşmalıyız; emeklileri, emeklilikte yaşa takılanları, yoksulluğu ve sefaleti konuşmalıyız. Yüksek gelen doğal gaz faturalarını, yüksek gelen elektrik faturalarını, kaç kişinin doğal gazının ve elektriğinin parasını ödeyemediği için kesildiğini konuşmalıyız. İktidar tarafından oyuncağa çevrilmiş adalet mekanizmasını, elleri kelepçeli hapishanelerde doğuma zorlanan hamile kadınları, anneleriyle beraber hapishanelerde büyümeye zorlanan çocukları, adalet ve adil yargılanma talebiyle açlık grevindeki Çağdaş Hukukçular Derneğinin avukatlarını, Grup Yorum'un sanatçılarını konuşmalıyız. Ama ne yazık ki biz ilan edilmemiş bir savaşı konuşuyoruz ve biz bu savaşı ne zaman ağzımıza alsak biliyoruz ki buradaki iktidar çoğunluğunun hiçbir şekilde bunu umursadığı yok. Bu yüzden, ben buradaki iktidara değil, bu ülkenin yoksul ve emekçi halklarına seslenmek istiyorum: Bu savaş bizim savaşımız değil; bu savaş sarayın savaşı, bu savaş bir avuç çapulcunun zengin edilmesi savaşı. Bu savaşta kimler kazanıyor? SİHA'ları, İHA'ları yapan damat Selçuk Bayraktar kazanıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hadi oradan!
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Ayıp ya!
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Orduya paletleri, orduya zırhlıları yapan dünür Ethem Sancak kazanıyor...
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sen SİHA yapabilir misin?
MUSA PİROĞLU (Devamla) - ...ve bunun bütün faturasını -bütün maliyetini- yoksullar ödüyor ve siz bağırarak ve siz sürekli kavga çıkararak bu gerçeğin halk tarafından duyulmasını istemiyorsunuz.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - PKK'yı bombaladığı için mi zoruna gidiyor?
MUSA PİROĞLU (Devamla) - İşte, savaş bu yüzden çıkarılıyor...
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Kimse savaş çıkarmıyor; PKK çıkarıyor, PYD çıkarıyor.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - ...halk kendi sorunlarını duymasın, halk kendi sorunlarını konuşmasın, onun müsebbibi sizden hesap sormasın diye çıkarılıyor ve her ağzınızı açtığınızda, şehitler tepesinden, İdlib'de ne işimizin olduğundan söz ediyorsunuz.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - PKK'ya söyle, çıksın oradan! PKK'ya da laf söylesene, PYD'ye de laf söylesene!
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Utanmadan oradan PKK'ya laf söyleyemiyorsun. PKK'ya da laf söylesene!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan...
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Ben tekrar ediyorum: Çok övünüyorsunuz, yoksul çocukların öldüğü savaştan çok övünüyorsunuz.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, sizin müdahale etmeniz gerekir, konuya davet etmeniz gerekir. Bizim konumuz ürün güvenliği, nelerden bahsediyor.
BAŞKAN - Başkan, müsaade edin... Sayın Başkan...
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Bu fotoğrafa iyi bakın, bu fotoğrafı iyi görün. Asker cenazeleri, sizin önünde "selfie" çektirdiğiniz yerler değildir.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Şehit cenazelerinin niye olduğunu PKK'ya soracaksın. PKK'lılara niye söylemiyorsun?
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Evet. Yoksul çocuklarına veya bayrak çekilen...
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - PKK'lıları niye söylemiyorsun, PKK'lıları?
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin... Sayın Piroğlu, siz de gündeme ilişkin, önergeye ilişkin konuşun lütfen.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Bunu tekrar gösteriyorum, bunu herkes yeniden görsün. Burada...
BAŞKAN - Sayın Piroğlu...
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Yunanistan'ın öldürdüğü mültecilere, Yunanistan'ın öldürdüklerine niye bir şey demiyorsunuz?
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade eder misiniz.
Devam edin Sayın Piroğlu.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Kızarmıyor mu, yüzün kızarmıyor mu?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bir sus ya!
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Başkan, devam edeyim mi yoksa...
BAŞKAN - Devam edin Sayın Piroğlu.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Yüzü kızarması gerekenler, önce bu fotoğrafa bakıp sonra buraya bakması gerekenlerdir.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Bunlar haini dışarıda arıyor. Hainler burada.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Dinleyin, dinleyin.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Buradakiler, buradakiler ölüm emrini verenlerdir.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Yazıklar olsun size, yazıklar olsun!
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Rezidanslardan, saraylardan, çocukları ölüme yollayanlardır.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - PKK yapıyor bunu, PKK'nın uşakları...
TUMA ÇELİK (Mardin) - Dinleyin be!
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Size konuşması kolay, size bağırması da kolay çünkü bu koltuklarda oturup, çocuklarınıza bedelli askerlik yaptırıp yoksul çocuklarını ölüme yolluyorsunuz.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - O askerleri PKK öldürüyor, siz öldürüyorsunuz. PKK destekçisisiniz siz!
TUMA ÇELİK (Mardin) - Siz gönderiyorsunuz, siz, siz!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bu savaşı da siz çıkarıyorsunuz.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Ve şunu tekrar vurgulamak istiyoruz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Bu milletin kürsüsünden konuşuyorsun, konuştuğun kürsü milletin kürsüsü. Milletin kürsüsünden bunları söyleyemezsin!
BAŞKAN - Sayın Piroğlu, sözlerinizi tamamlayın.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - O askerlerin katili sizsiniz!
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin. (Gürültüler)
Değerli arkadaşlar, müsaade edin lütfen.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Bu bağırtı, dünkü linç saldırıları, gerçekler duyulmasın, iktidarınız devam etsin diyedir.
Ben bir kere uyardım, tekrar uyarıyorum: Kaybediyorsunuz, sonunuz yakın, bu sona hazırlık yapın. (HDP sıralarından alkışlar)