GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:40
Tarih:14.12.2012

BDP GRUBU ADINA İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı kapsamında GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, evveliyatı daha geriye götürülmekle birlikte, 1977 yılında "GAP" olarak adlandırılan bu proje, bugüne kadar tam 23 hükûmeti geride bıraktı.

Projenin yazılı amacı bölgeler arası dengesizliği gidermek, Güneydoğu Bölgesi'nin refah düzeyini artırmak ve insan kaynaklarını geliştirmek olarak açıklansa da Millî Güvenlik Kurulunda ele alınması ve tartışılması bu projenin daha başka amaçlar için kullanıldığı ipuçlarını vermektedir.

Nitekim, Turgut Özal "Eğer bölge kalkınır, bölge halkı zengin olursa politik reaksiyonlar, çatışmalar sona erer." diyerek Kürt sorununun bu proje arasındaki bağını ifşa etmişti.

Esasen, Kürt sorununu ekonomik alana hapseden sakat anlayışın son yirmi beş otuz yıllık süreçte GAP'a yüklediği bu misyon zımnen de olsa bütün hükûmetlerin düşlerini süslemiştir. Bu nedenle, Kürt sorununa gerçekçi çözüm üretemeyenler her sıkıştığında ama her sıkıştığında sorunun çözümünde bir ezber olarak GAP'ı önlerine çıkarma gereğini duymuşlardır. Kırk yıldan bu yana süregelen GAP projesi bir yandan Kürtlerin gönlünü kazanma aracı olarak görülürken, diğer yandan da Kürtlerin kalkınması için uygulanan bir proje olarak sunulmuştur. Bu yönüyle yılan hikâyesine dönüştürülen GAP projesi Kürt oylarına talip olan her siyasetçinin dilinde pelesenk olmuş, siyasetçiler ve hükûmetler değişse bile GAP'ın bitirilmesi vaatleri hep baki kalmış ve hiç değişmemiştir.

Değerli milletvekilleri, onuncu yılını geride bırakmış olan AKP hükûmetlerinin de işbaşına geldiği tarihten bugüne kadar GAP'la ilgili olarak çeşitli vaatlerde bulunduğunu sizler de biliyorsunuz. Bu vaatlerden sonuncusu 2008 yılının Mayıs ayında Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'a yaptığı büyük çıkarmayla dillendirilmiştir. Başbakanın beraberinde götürdüğü yardımcıları dâhil 12 bakan, 50'yi aşkın milletvekili, meslek odası yöneticileri, valiler, yüksek mülki amirler, belediye başkanları, iş adamları, gazete ve yayın kuruluşları temsilcileriyle tam bir siyasi şova dönüştürdüğü paketi hepiniz hatırlıyorsunuz. Kürt açılımının bir parçası olarak da lanse edilen bu paket "GAP Eylem Planı" adı altında Başbakanın oldukça hararetli konuşmasıyla kamuoyuna açıklanmıştı. Başbakan Erdoğan, 2008-2012 yılları arasında uygulanacak eylem planıyla 1 milyon 60 bin hektar alanın sulanacağını, yılda 27 milyar kilovatsaat elektrik üretileceğini, kişi başı gelirin yüzde 209 artacağını ve toplamda 3 milyon 800 bin kişiye iş imkânı yaratılacağını hepimize tek tek açıklamıştı. Başbakan, bugüne kadar bölgeye yönelik birçok paket açıklandığını ve raporlar yayınlandığını, ancak bunların bir işe yaramadığını hepimize anlatmıştı. Başbakan, ilk defa takvimi belirlenmiş, kaynağı temin edilmiş bir eylem planının AK PARTİ iktidarları döneminde yapıldığını da gözümüzün içine bakarak ifa etmişti. Kendisinden önceki bütün iktidarları GAP konusunda kaynak bulamamakla, beceriksizlikle suçlayan Başbakan, GAP'ın kaynağını da çoktan temin etmişti bile.

Başbakan, milyonlarca işsizin bulunduğu ama yararlanabilmesi için âdeta bin dereden su getirmesi istenen ve bu nedenle ancak bir avuç işsizin faydalanabildiği İşsizlik Fonu'na elini daldırarak kaynağı temin etmişti. AKP kadroları tarafından gecenin 03.00'ünde verilen bir önergeyle İşsizlik Sigortası Kanunu'nda değişiklik yapılmış, Diyarbakır çıkarmasından hemen önce Başbakana gerekli kaynak da yetiştirilmişti. Kervanı yolda düzmeye alışkın olan, sonradan akılları başlarına gelen AKP kadrolarının unuttukları bir şey vardı. GAP Eylem Planı'nın 2008-2012 yılları arasını kapsadığını anlayan AKP kadroları, yapılan yasal değişiklikle yalnızca 2008 yılı için İşsizlik Fonu'na el atabilecekti. Peki, diğer yıllar için ne yapacaklardı? Bunu fark eden AKP, 2009 yılı ortasında İşsizlik Sigortası Kanunu'nda tekrar değişiklik yapma gereksinimini duydu. Bu yolla AKP'nin İşsizlik Fonu'ndan GAP'ı bahane ederek bütçeye aktardığı rakam 10 milyar 824 milyon liraya ulaşmıştı. Bu rakam Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıklamalarından alınmış olup fonun kuruluş amacından kaynaklı olarak on yıl süreyle işsizlere ödenen paranın yaklaşık 2 katıdır.

Değerli milletvekilleri, AKP uyanıklığıyla önce bütçeye gelir olarak kaydedilen, sonradan GAP'a aktarılan bu paralarla birlikte GAP Eylem Planı acaba ne durumdadır? Bu konuda doğal olarak başvurduğum yer şu anda bütçesini görüştüğümüz GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı resmî  İnternet sitesi oldu. "GAP'ta gelinen son durum" butonunu tıkladım. "2010 yılı sonunda" notuyla verilen, bundan iki yıl öncesinin rakamlarından başka hiçbir şey bulamadım. Eylem planını açıklarken Başbakanın üç ayda bir rapor hazırlanacağı ve gelişmelerin anbean takip edileceği sözlerini hatırladım.

Sadece bu iki örnek bile AKP kadrolarının GAP'ı 2009 seçimleri öncesinde siyasi şova dönüştürerek açıkladığı eylem planı yaklaşımının da ne kadar ikiyüzlü olduğunu göstermeye yetmiştir herhâlde.

Değerli milletvekilleri, 2008 fiyatlarıyla GAP'ın tamamlanması için gerekli olan miktar 41 milyar 200 milyon TL olarak hesaplanmıştı. GAP eylem planlarıyla Hükûmetin hedeflediği 27 milyar liralık harcama yapılarak yılan hikâyesine dönüştürülen GAP'ı? Kalkınma Bakanı "2012 sonunda eylem planı için 18 milyar lira tahsis edildiğini ancak harcamaların 2011 yılı sonu itibarıyla 12 milyar liraya ulaştığını" ifade etmiştir.

Değerli milletvekilleri, AKP'nin paketi de tıpkı kendisinden daha önceki hükûmetlerin paketleri gibi içi boş çıkmıştır. Aldığımız duyumlara göre AKP şimdi de GAP'a ilişkin olarak 2013-2017 yıllarını kapsayan yeni bir eylem planı hazırlığı içindeymiş. Şimdiden uyarmakta yarar görüyorum: Boşuna uğraşmayın çünkü GAP'a, bölgeye ve Kürtlere olan yaklaşımlarınız değişmedikçe bu projeyi bitiremezsiniz.

Başlangıçta "yüzyılın projesi" olarak lanse edilen bu projenin odağında iyi niyet yok, çözüm yok, doğa yok, insan yok, Kürt yok. Bu projenin odağında aldatma var, tarihsel ve kültürel soykırım var, siyasi rant var, enerji var, sömürü var değerli arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM BİNİCİ (Devamla) - Bu anlayış devam ettiği sürece, uçsuz bucaksız verimli topraklar tuzlanıp çoraklaşmaya mahkûm edilecektir. Bu anlayış devam ettiği sürece, yanı başındaki suyu tarlasına taşıyamadığı için açtığı kuyular nedeniyle elektriğe muhtaç bırakılan çiftçi, icra kapılarını aşındırmaya mahkûmdur.

En önemlisi de, bu anlayış devam ettiği sürece, projede yeri olmayan ve yıllardır kandırılmaktan usanmamış milyonlarca Kürt'ün ruhsal bağını aşmayacaktır, aşamayacaktır.

Saygılar sunuyorum.(BDP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Binici.