GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 12 Mart muhtırasının 49'uncu yıl dönümüne, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde önemli bir demokrasi sınavı verildiğine, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nın açılış töreninin yapıldığına, bugüne kadar gerçekleşen her türlü darbe, muhtıra benzeri tüm girişimleri kınadığına, 15 Temmuz şehitlerini saygıyla andığına ve 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulünün 99'uncu yıl dönümüne ilişkin konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:12.03.2020

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, 12 Mart 1971 tarihinde askerlerin hükûmete yönelik verdiği muhtıra, Türk siyasi tarihinde 12 Mart muhtırası olarak yer almıştır. Türkiye'nin, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin ana hedefi, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak, demokrasiyle yönetilmek ve millî iradeyi hâkim kılmaktır. O nedenle, Mecliste de şu anda arkamda gördüğünüz yazıda "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." demek suretiyle bunu çok veciz bir şekilde belirtmiştir.

Türkiye, darbelerden çok çekmiş bir ülkedir. Darbelerin ve bu tür müdahalelerin Türk toplumunda açtığı yaralar bugün bile hâlâ sıcaklığını korumaktadır. Darbeler döneminde gerçekleştirilen idamlar, kötü yönetim alışkanlıkları, insanların mağdur edilmesi, hayatlarının karartılması, Türkiye'de çok uzun yıllar süren bir siyasal yaşam boyunca her zaman anılarımızda hâlen sıcaklığıyla yer almaktadır. Darbelerden çok çekmiş bir ülke olarak Türkiye'miz, hepimiz, özellikle 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde gerek Meclisimiz ve gerekse yurttaşlarımızla gösterdiğimiz duyarlılıkla, Türkiye'de darbelere geçit verilmeyeceğini, hayatlarımızı ortaya koyarak kanıtlamış bir ulusuz. Bu konuda Türkiye'de yaşayan yurttaşlarımız önemli bir demokrasi sınavı vermişlerdir. Bugün de bu vesileyle, Meclisimizde, bahçede bombanın düştüğü yerde bir anıtı açmak suretiyle 15 Temmuzda hayatını kaybedenleri bir kez daha saygıyla andık. Demokrasiye ulaşmak, maalesef, meşakkatli, zor ama Türkiye bunu her alanda başaracak olgunluktadır, bunu kanıtlamıştır. Türkiye'de darbeler bir daha olmayacak demiyorum, konuşulmayacak şekilde siyaset kültürümüzden çıkmıştır değerli arkadaşlarım. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Bugüne kadar gerçekleşen her türlü darbe, muhtıra benzeri tüm girişimleri bir kez daha kınadığımı ifade ediyorum ve bu vesileyle, 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyorum.

"Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak."

Değerli milletvekilleri, bu ölümsüz dizelerin sahibi Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı'mız...

Değerli milletvekillerimiz, 12 Mart 1921 tarihinde ilk Meclisimizde, ilk Meclisimizin Burdur Milletvekili Mehmet Akif Ersoy'un yazmış olduğu İstiklal Marşı kabul edilerek Türkiye'mizin bağımsızlık mücadelesinin sembolü olmuştur ve o gün alkışlarla kabul edilen İstiklal Marşı, bugün hepimizin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen, emperyalizme karşı verilen Kurtuluş Savaşı üzerinde yürütülen bütün savaşlardan sonra kurulan cumhuriyetimizin sembol bir marşıdır; bağımsızlığımızın sembolüdür, egemenliğimizin sembolüdür. Ben, bu vesileyle, İstiklal Marşı'mızın yazarı, millî şair Mehmet Akif Ersoy'u saygıyla anıyorum. (Alkışlar) Bu vesileyle, İstiklal Savaşı'mızı gerçekleştirerek modern Türkiye'yi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün silah arkadaşlarını ve can veren bütün yurttaşlarımızı, herkesi bir kez daha huzurunuzda saygıyla anıyorum, huzurları önünde minnetle eğiliyorum. (Alkışlar)