| Konu: | 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 12.03.2020 |
NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Konuşmama, doksan dokuz yıl önce bugün, kutlu Meclisimizin çatısı altında Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey'in yüksek hitabıyla ve Meclis üyelerinin ayakta alkışlarıyla kabul edilen, Türk varlığı yaşadıkça yaşayacak olan, milletimizin tüm dünyaya ilan ettiği bağımsızlığının manzum bir beyannamesi olan İstiklal Marşı'mızın kabul yıl dönümünü büyük bir iftiharla anarak ve İstiklal Marşı'mızın büyük şairi Mehmet Akif Ersoy'a rahmet dileyerek başlamak istiyorum.
Yeni bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bir yandan arzın dört yanında kutlanırken diğer yandan da kadınların insanlık mücadelesi sürüyor. Anaların hayat verdiği insanoğlu, şefkat ve merhamet hazinelerini yağmalıyor, bombalıyor. Kabiller Habillere reva gördükleri zulmü yeterli bulmuyor; kırılası elleri varlık sebebi olan analara uzanıyor. Doğu Türkistan'da, Hindistan'da, Arakan'da, Filistin'de, Suriye'de, Yunanistan'da, kimi mahkûm, kimi mülteci, kimi de göçmen olmuş anaların feryadı dinmiyor. Bütün bu iç karartıcı tabloya rağmen, hem varlık hem insanlık hem de onur mücadelesi veren kadınlar başı dik yürüyor geleceğe.
İnsanlık ve varlık kavgasında en büyük ve şerefli pay Türk kadınlarının. Türk kadınları, tarih boyunca hakan eşi, hükümdar yarısı oldular; kendi uruklarına gece değil, ece oldular; kendi evlerine ışık, ocaklarına baca oldular; saçlarını süpürge, yüreklerini melce kıldılar. Kadınlar, henüz seçme ve seçilme haklarının verilmediği sözüm ona modern Batılı ülkelerde ikinci sınıf insan muamelesi görürken Atatürk Türkiyesinde -tıpkı bir zamanlar Ötüken'den Katalan'a uzanan geniş bir coğrafyada hüküm süren atalarımızın yaptığı gibi- başlara taç oldular. Ayakları üstünde yeniden doğrulan cumhuriyetin, "öldü" denilirken dirilen yüce milletin yaralarına ilaç oldular. Ne var ki gün geldi, zamanın değirmeni öğüttü töreleri. Kadınlarımız hakka hukuka, vicdana ve huzura muhtaç oldular ama ezilmediler, yenilmediler, asla arkalarına bakıp geri dönmediler. Kiminin tek dileği bir lokma, bir hırkaydı, başkalarına muhtaç olmadan yaşamaktı; kimininse bir tutam özgürlük. Kimi eşinden hakkaniyet istedi, kimi ailesinden yalnızca insaf ve adalet. Kimi sadece sevdiklerini sarıp kucaklamak istedi, kimi de evladını terör batağından kurtarmak. Vatan uğruna toprağa düşen kınalı kuzularını Türk Bayrağı'yla kefenleyen çilekeşler de Türk anaları, Diyarbakır'da terörizme inat, barış için evlatlarının Kandil'e yağ olmaması için bayrak açan mangal yürekliler de.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki: Kadın anadır, bacıdır, yârdır. Kadın ilkbahardır, kadın her 8 Martta gönüllere düşen 4'üncü ve en büyük cemredir. Nasıl tabiat uyanırsa baharda, her 8 Martta da kadın dayanışma ruhu tekrar çiçek açar gönüllerde. İnsanlık aydınlık ve güneşli yarınlara kalkar yeniden. İnsan neslinin devamını sağlayan Tanrı vergisi kucaklar bir kez daha sevgiyle, şefkatle açılır. Biz bu sevgi ve şefkati, toprağı katılaşan, insanı kötüleşen dünyanın kurtuluş yolu olarak görüyoruz. Kıymetini ve yüceliğini tarihle tasdik ettiğimiz Türk kadınının ruh ikliminin beslendiği manevi pınarların, yozlaşmanın, çürümenin ve insanı günden güne kıymetsizleştiren hastalıklı fikirlerin panzehri olacağına inanıyoruz. Mübarek, müşfik ve sıcak kucaklarda Türklük ve İslamlık ninnileriyle büyüyen ülkücü nesiller olarak "Annem beni yetiştirdi, bu vatana yolladı." dizesinin verdiği ilhamla hem Türk hem de mazlum dünya kadınlarının daima yanında olduğumuzu haykırıyoruz. Bu vesileyle, Avrupa Birliği sınırlarında zulüm ve işkence gören anaların muhtaç yavruları için göçmen kreşi açtıran Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'ye minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle şehit anneleri ve eşlerine sevgi ve hürmetlerimi bildiriyor, coğrafyamızdaki bütün kadınlara, Türkiye'nin öncülüğünde huzur ve aydınlık yarınlar temenni ediyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)