GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:12.03.2020

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Ömrü mücadele içinde geçmiş, Türk milliyetçisi, dava ve fikir adamı "Büyük davalar, büyük fedakârlıklar ister." diyen çilekeş ülkücü Galip Erdem Hocamızı, vefatının 23'üncü yılında rahmet ve minnetle anıyorum; ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 farklı kanunda değişiklik öngören 40 maddelik kanun teklifinin 7'nci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve Silivri zindanında onurlu ve dik duruşuna devam eden, halkı bilgilendirmekten geri kalmayan gazeteci Murat Ağırel'i selamlayarak sözlerime başlıyorum.

Kanun teklifinin 7'nci maddesi, 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanun'daki değişikliği düzenliyor. Baştan söyleyeyim, geç kalınmış bir düzenleme. Toplumca silahlanıyoruz, hem kontrolsüz bir şekilde hem de kontrolsüzlüğe göz yumarak silahlanıyoruz. Kadınlarımız tedirgin; işlenen kadın cinayetlerinin büyük bir bölümü kesici, delici aletler kadar ruhsatsız silahlarla işlenmiş. Kaç liseli evladımız ruhsatsız silah kurbanı? Kaç liseli evladımız, kendi akranlarının biriktirdikleri cep harçlıklarıyla alabileceği ucuzlukta satılan silahtan çıkan kör kurşunlarla hayatını kaybetti? 90'lı yıllarda silahla intihar oranı, 9'uncu sıradayken bugün 2'nci sıraya yükselmiş durumda. İnternetten pompalı tüfek satışında patlama yaşandığına dair gözlemler var. "Merdiven altı" diye tabir edilen atölyelerde imal edilen pompalı tüfekler, çok ucuz fiyatlarla sipariş edilebiliyor. Silaha erişimin bu kadar kolay olduğu, kadın cinayetlerinin engellenemediği bir durumda, özellikle lise çağlarındaki öğrencilerin bile rahatlıkla erişebildiği silaha ve silahlanmaya "dur" demenin vakti çoktan geldi, geçiyor bile.

AK PARTİ'si hükûmetleri on sekiz yıldır iktidarda. Ne yazık ki bugüne kadar bireysel silahlanmayla mücadeleye yönelik yapılan elle tutulur bir çalışma yok. Bir dönem sadece tabancayla ilgili, alakalı kaçak satışın engellenmesine dönük bir çalışma yapılmış ama tüfek kısmı ihmal edilmiş. İşin ilginç tarafı, ruhsatsız silahlarla ilgili mücadeleyi kolluk birimlerinden ziyade, silah sektörünün içindeki firmalar vermektedir. Silah satıcıları, av tüfeği ve silah satıcılarına yönelik bir oda kurulmasını, bu odadan müsaade alınmadan av bayisi açılmamasını ve av bayisi açılmasında iki yıllık staj şeklinde sigortalı çalışma ve benzeri zorunluluklarla güçlendirilmiş bir yapının kurulmasını talep ediyorlar. Önüne gelenin silah satamaması açısından doğru bir talep.

Bizim ülkemizde ne yazık ki bir "merdiven altı" geleneği var. Hemen her ürüne de yasal düzenlemeyle yasak getiriliyor, cezalar artırılıyor ama yapılan kanunların bir ayağı eksik kalınca boşluktan kaçak üretici, kaçak satıcı ve ucuz alıcı yararlanıyor.

Kanun teklifinin bu maddesinde, toptan ihraç kayıtlı tüfeklerle alakalı yasaklayıcı hüküm, sektörün merdiven altına çekilmesine sebep verebilir. Zira "ihraç kayıtlı" diye kastedilen silahlar özellikle "kısa pompalı" diye tabir edilen silahlardır. Yönetmeliklerce yasaklanmış olan bu silahları kastederken topyekûn tüm av tüfekleri için aynı hükmün uygulanması, telafi edilemeyecek birtakım sonuçlar doğurabilir.

Bir de şu konu var: Geçmişte kurusıkı silahların taşınması, edinilmesi yasaklandığı için kurusıkı silahlar devre dışı kaldı. Kurusıkı silahlar, kolaylıkla normal bir silaha dönüştürülebiliyordu. Kanunla cezai müeyyide getirilince kurusıkı silahın yerini pompalı silah aldı. Gerekçede köy yerinde toprağı, araziyi koruma amaçlı alınan pompalı tüfekler, şehirde kadın cinayetlerinin bir numaralı suç aletine dönüştü yani bir yer yapılırken bir yer yıkıldı. Bunlar ciddi silahlar, yakalandığında cezai müeyyidesi yok, sadece av tezkeresi gibi, aldığımız yere ibraz etmemiz yeterli. İnternette satışları kolayca yapılabiliyor, 300-400 liraya pompalı tüfek satılıyor, merdiven altı üretimi çok fazla ve bu silahlar kalitesiz olduğu için kullanılırken de kazalara yol açabiliyor.

Kabul edelim veya etmeyelim, silah alım satımı da bir sektör. Kurusıkı silah ve av fişeği taşıma yasağı, yasal zeminde iş yapan firmaları da etkiliyor; vergisini veren, silah satışını, hem öz denetim hem de kolluk kuvvetleri kanalıyla kontrol altında tutan bu firmalar da "merdiven altı" pazarından rekabet açısından olumsuz etkileniyor. Yapılması gereken şey, öncelikle toplumdaki bu silahlara olan talebin düşürülmesini sağlamaktır. Bu talebin düşürülmesiyle ilgili, öncelikle, devlet, şapkasını önüne koyarak çıkardığı zorlukları gözden geçirmek zorundadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlayabilir miyim?

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Öztürk.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Vergilerin fahiş artması, "Vergi borcu yoktur." şeklinde bir yazının isteniyor olması, özellikle niye verildiği bile tam olarak anlaşılamamış olan bulundurma ruhsatlı silahlarla alakalı gerekli düzenlemelerin doğru olarak yapılmamış olması, insanları bulundurma ruhsatlı silah yerine ruhsatsız silah almaya itmektedir.

Kanun teklifinin 7'nci maddesinin tek kamu yararı, ruhsatsız tüfek satışının durdurulması gibi gözükmekle beraber, tamamen yetersizdir. Adli, idari ve hapis cezalarının artırılması, ne suçun önlenmesinin önüne geçebilir ne de silah edinimini durdurabilir; sadece illegal satışların, yasal olmayan imalatın önünü açar. Yapılması gereken, faaliyet izni almadan üretim yapanlarla birlikte ruhsatsız silah kullanımının da düzenlenmesidir.

Bu vesileyle, ne silah kullanmaya mecbur kalacağımız ne de silahın kurbanı olacağımız bir olay yaşanmaması temennisinde bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)