GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Futbol Maçlarında ve Diğer Spor Müsabakalarında Bütüncül Bir Emniyet, Güvenlik ve Hizmet Yaklaşımı Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:12.03.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Futbol Maçlarında ve Diğer Spor Müsabakalarında Bütüncül Bir Emniyet, Güvenlik ve Hizmet Yaklaşımı Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi'nin geneli üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, sporun temel amacı insanın beden ve ruh sağlığını geliştirmek ve toplumda barış, kardeşlik ve dayanışma duygusunu yaygın hâle getirmek olup, bu amaç sportif faaliyet ve organizasyonların spor ruhu ve ahlakına uygun bir biçimde gerçekleştirilmesine yönelik yaygın bir sosyal beklentiyi de gündeme getirmektedir. Futbol ve diğer spor müsabakalarıyla bağlantılı emniyet ve güvenlik risklerinin azaltılmasını amaçlayan ve iyi uygulamalara esas teşkil eden temel ilkeler ve kolaylaştırıcı önlemlere dair hükümler içeren görüştüğümüz bu teklifle futbol maçlarında ve diğer spor müsabakalarında emniyetli ve rahat bir ortamın sağlanması hedeflenmektedir.

Değerli milletvekilleri, geçmişte bazı müsabakalarda taraftarlar arasında yaşanan ve insanların hayatını kaybettiği spor olayları birçoğumuzun malumudur. Bu tür üzücü olayların tekrarlanmasını önlemek amacıyla 19 Ağustos 1985 tarihinde Avrupa Konseyinin 120 numaralı Sözleşme'yi imzaladığı, anılan sözleşmenin imza tarihi üzerinden otuz yılı aşkın bir süre geçtiği, dolayısıyla bugün ortaya çıkan yeni tehdit ve sorunların bu anlaşmanın güncellenmesi zaruretini doğurduğu görülmektedir. Bu yaklaşımlarla, sözleşmede, spor müsabakalarında piroteknik madde kullanımı, şiddet içeren davranışlar ve ırkçı davranışlar başta olmak üzere, sporda şiddetin önlenmesine yönelik tedbirlerin planlanması, müsabaka öncesinde risk analizleri yapılarak olası tehlikelerin önüne geçilmesi, taraftarların toplu olarak bulundukları alanlarda ve güzergâhlarda tedbirlerin en üst seviyede planlanması, beklenmedik ve acil durumlara yönelik planların hazırlanması ve tatbikatların yapılması, taraftar temsilcileri ve yerel topluluklarla diyaloğu artırmaya yönelik iletişim politikası hazırlanması, sosyal, eğitsel ve suçu önlemeye yönelik projeler hazırlanması, sporda şiddetin önlenmesine yönelik emniyet stratejilerinin geliştirilmesi; Emniyet teşkilatının, müsabakaların emniyetli ve güvenli bir şekilde oynanabilmesine yönelik ilgili tüm paydaşlarla ortak çalışma yapması; şiddetin önlenmesine yönelik, seyirden men cezası dâhil, etkili tedbirler alınması, fanatiklerle ilgili uluslararası iş birliğinin en üst seviyeye çıkarılması; Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde ulusal futbol bilgilendirme noktası kurulması ve bu birimin, spora şiddetle ilgili olarak polis operasyonları, taraftar dinamikleri ve emniyet, güvenlik işleri konusunda ulusal uzmanlık kaynağı hâline getirilmesi amaçlanmaktadır.

Değerli milletvekilleri, sporu toplum ve insanlık için barış, kardeşlik, yarış, oyun, eğlence, zevk ve boş zamanları değerlendirme aracı olarak ifade edebiliriz. Yani spor sağlık, güzellik ve başarıdır ama asla şiddet değildir ve olmamalıdır da.

Sporun hem yapan hem de seyreden açısından birçok güzelliği içerisinde barındırmasına rağmen, çeşitli nedenlerle saldırganlık ve şiddet olayları meydana gelmesi son derecede üzücüdür. Spor ve şiddet kelimelerinin yan yana olması istenmeyen bir durumdur. Ancak, ne yazık ki, günümüzde, sporcuların kendi aralarında, taraftarların birbirleriyle ve yöneticilerin diğer yöneticilerle sözel veya fiilî şiddet davranışları, suçlamaları ve hedef göstermelerin, bunun yanında medyanın olumsuz etkisinin, sporun özünden uzaklaşıp şiddetle yan yana gelmesine neden olduğunu da görmekteyiz.

Sporda şiddet olaylarını sadece taraftar kaynaklı olarak ele almamak gerekir. Sporun diğer aktörleri olan sporcu, kulüp başkanı ve yöneticileri, hakem, medya ve benzeri etmenler de sporda istenmeyen durumların yaşanmasına neden olmakta hatta şiddeti tetiklemektedirler. Sporun bu aktörlerinin şiddet davranışı göstermeleri ya da sebep olmaları ise genel olarak ne pahasına olursa olsun kazanmak düşüncesiyle hareket etmelerinden kaynaklanmaktadır. Mücadele ve rekabet sporun olmazsa olmaz değerleridir. Sporda olmazsa olmaz olan mücadele ve rekabetin heyecan yaşatması gerekirken ülkemizde şiddeti tetiklemesi son derece düşündürücüdür. Şiddet ile sporun ilişkisi, şiddetin sporda normalleşmesi işte, bu noktada çakışmaktadır. Sporun mükemmel değerleri, toplumsal ve bireysel standartlarıyla masum keyifleri tanımlayan bir yanı olduğu gerçeğini asla unutmamalıyız.

Bu arada şunu da söyleyeyim değerli milletvekilleri: Medyanın toplum üzerinde duygu, düşünce ve davranışların şekillenmesinde önemli bir rolü olduğunu hepimiz biliyoruz. İletişimin bazı olumlu ve olumsuz yönleri de olabilmektedir ancak medyanın toplumu bilgilendirirken aktardığı mesajlarda şiddet olgusunun dozunu bilerek ya da bilmeyerek ayarlayamadığını da görmekteyiz. Günümüzde, medyada şiddetin bir araç olarak kullanıldığı ve içinde şiddet olmayan bir haberin haber olarak nitelendirilmediği gibi durumlara maalesef şahit oluyoruz. Medya yaptığı haberlerle toplum ve insanlar üzerinde bu kadar etkiliyken, medyanın yayınladığı haberlerde şiddet konusunda sorumsuz davrandığı gerçeğini de görmezden gelemeyiz. Sporda şiddetin önlenmesinde basın ve medya kuruluşlarının, televizyon yorumcularının ve spor yazarlarının tavır, söylem ve duruşları da çok önemlidir.

Gazetelerin haber ve yorum başlıklarında seçilen anahtar kelimeler özenle seçilmelidir. Ne yazık ki bu konuda çok olumlu şeyler söyleyemeyeceğim. Özellikle bazı spor gazetelerine baktığımızda, maç öncesi haber ve maç sonrası yorum ve değerlendirmelerde savaş, kavga, saldırı, kapışma, silah, intikam, parçalamak, imha gibi ifadelerin birçok haber ve yorum başlıklarında mecazi anlamda da olsa kullanıldığını görmekteyiz. Başlıkların kısa olması gereği ve etkili ifade arayışı nedeniyle olumsuz anlamlar içeren kelimeler anlam kaymasına neden olmaktadır. Spor haberlerinde özellikle manşetler ve haber başlıklarında provokatif dil rakip taraftarlar arasında gerginliği körüklemekte ve kalıp yargıları güçlendiren bir araca dönüşmektedir.

Değerli milletvekilleri, spor taraftarları açısından sporda şiddet, saha içi ve saha dışı birçok faktörün etkisiyle oluşmakta olup özellikle fanatizm duygusunu azaltacak ve holiganizm boyutuna ulaşmasına engel olacak psikososyal çalışmaların yapılması, bu çerçevede taraftar profilinin çıkarılarak buna uygun çözümler üzerinde çalışılması, aile başta olmak üzere okul dönemi itibarıyla "fairplay" anlayışının yerleştirilmeye çalışılması, sağlıklı bir taraftar-kulüp birliğinin sağlanması çözüme katkı sağlayacaktır.

Diğer yandan, medyanın toplumu etkileyen gücü karşısında medyanın yapmış olduğu yayınlar üzerine odaklanılmalı, sporda şiddeti teşvik eden medya dilinin mutlak suretle değişmesi üzerine çalışmalar yapılmalı ve gerekirse kısıtlamalar getirilmelidir. Bununla beraber, sporda şiddet mevzuatının getirmiş olduğu hak ve yetkilerin ilgililerce herhangi bir ayrım gözetmeksizin objektif olarak uygulanması da çözüm açısından önem arz eden önemli bir durumdur diyorum.

Ayrıca, son olarak, bu son corona virüsüyle karşı karşıya kaldığımız durumla ilgili az evvel Sayın Cumhurbaşkanlığı Sözcümüzün bir açıklaması var. Türkiye'deki spor müsabakalarının seyircisiz oynanmasıyla ilgili bir son dakika notu geldi. İnşallah, bu konuda iktidarıyla muhalefetiyle hep beraber mücadele ederiz. Sağlık Bakanlığımızın bugüne kadar yapmış olduğu titiz ve hassas çalışmayı şüphesiz saygıyla karşılıyoruz, çok olumlu buluyoruz. İnşallah, bundan sonra da Bakanlığımız ve ilgili kurum ve kuruluşlar bu virüse karşı mücadelede hep beraber oluruz ve ülkemiz, milletimiz bu beladan en az hasarla kurtulmuş olur.

Bu düşüncelerle hepinize saygılarımı arz ediyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)