| Konu: | Futbol Maçlarında ve Diğer Spor Müsabakalarında Bütüncül Bir Emniyet, Güvenlik ve Hizmet Yaklaşımı Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 12.03.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 175 sıra sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Günümüzde sporun anlamını tanımlarken sıklıkla sporun saldırganlığı ortadan kaldırma ve öfke patlamalarını hafifletme imkânı sağladığı konusuna vurgu yapılmaktadır. Dünyada ve ülkemizde "spor" denilince akla ilk olarak futbol gelmektedir. Bunun sebebi ise futbolun diğer spor branşlarına kıyasla daha geniş kitlelere hitap ediyor olmasıdır.
Değerli arkadaşlar, futbol rekabettir, aynı zamanda centilmenliktir. Futbol bir okuldur, futbol bir endüstridir, aynı zamanda işletmedir. Futbol estetiktir; futbol vücut davranışlarının şiiridir; futbol güzel sanattır; futbol barış elçisidir, turizm elçisidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Futbolla dünyanın en ücra alanlarına girip mesaj verebilirsiniz ve buralara medeniyet de götürebilirsiniz. Futbol, dünyanın en popüler spor alanıdır. Futbol bir ekoldür, evrenseldir, seyir zevki vardır. Futbol barıştır, futbol kardeşliktir, futbol dostluktur, muhabbettir, sohbettir. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Futbol kavgaya alet edilmemelidir; ideolojiye, nefrete asla.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütün bu özellikleri barındıran futbol alanı hukuk sahasında mevzuatla kurallara uygun tahkim edilmektedir. O nedenle, futbolun ve sporun yasası vardır, anayasası vardır. Bu, aynı zamanda pozitif hukuk ve yerleşik ahlaki değerlere biçimlenir. Diğer yandan, futbolun ülkeler üstü teşkilatı vardır, Futbol Federasyonu, UEFA, FIFA gibi kurumlar vardır. Bu kurumlar futbolda şiddeti önleyebilecek yegâne unsurlardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sporda şiddeti önleyebilmek için 6222 sayılı Kanun'u geçirdik, 2019 yılı içerisinde bazı değişiklikler yaptık. Bu kanunun geçirilmesinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, dönemin bakanlarından Sayın Akif Çağatay Kılıç Bakanımıza da çok teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yapılan bu yasal düzenlemeyle, sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine yönelik "spor alanı" kavramının kapsamı genişletilerek, daha önce 6222 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan alanlarda taraftarlara bu kanundan işlem yapılması sağlanmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sosyal medyadan şiddete teşvik içerikli paylaşım yapanlara şikâyet şartı aranmaksızın işlem yapılmasına imkân sağlanmış, cezalar artırılarak kanunun caydırıcı etkisi artırılmıştır. Seyirden men cezalarında "bir, üç, beş yıl" şeklinde kademeli ceza uygulamasına başlanmıştır. 6222 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinin ardından, tüm branşlarda 2019-2020 sezonunun ilk yirmi iki haftası ile geçen sezonun aynı dönemi karşılaştırıldığında, müsabaka düzeninin bozulmasına sebep olan olayların yaşandığı müsabaka sayısı yüzde 40 azalmış, işlem yapılan şahıs sayısı ise yaklaşık yüzde 15 azalmıştır. Bu durum, kanunla getirilen caydırıcı tedbirlerin etkinliğinin de bir göstergesidir. Yeterli midir? Elbette yeterli değildir, bu konuda toplumsal duyarlılığı artırmamız gerekir.
Kanuni düzenlemeye ilaveten, ülkemizde müsabakaların huzur ve güven ortamında oynanabilmesi için, her müsabaka "A) Yüksek riskli, B) Orta riskli, C) Düşük riskli" şeklinde risk kategorilerine ayrılmış, spor güvenliği personelinin uzlaşmasını sağlayan eğitimler yoğunlaştırılmış, özel güvenlik personeline spor güvenliğine yönelik eğitimler düzenlenmiş, bu şekilde müsabaka güvenlik tedbirlerinin daha etkin alınması sağlanmıştır. Taraftarlarla ilgili kuruluşların, futbol maçları ile diğer spor müsabakalarının emniyetli, güvenli ve rahat hâle getirilmesiyle ilgilenen bütün kamu ve özel sektör çalışanlarının görevlerini etkin ve uygun bir şekilde yerine getirmeleri için gerekli donanıma ve eğitime sahip olması temin edilmek zorunda kalınacaktır.
Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; şimdi, biliyorsunuz, günümüzde daha çok hakemler söz konusu oluyor, hakemlerin kararları tüm hafta boyunca kamuoyunu meşgul ediyor. Ben, hakemler konusunda da birkaç kelime söylemek istiyorum. Dünyanın en büyük liglerinden bir tanesi kabul edilen -ki bana göre de öyle- Premier Lig'de futbol oynamış bir kardeşiniz olarak, Almanya'da futbol oynamış bir kardeşiniz olarak oradaki hakemler ile buradaki bizim hakemlerin kıyaslamasını en iyi şekilde yapacak kişilerden birisiyim. Ben, bizim hakemlerimize çok fazla şekilde haksızlık ettiğimizi düşünüyorum. Bakın, bizim hakemlerimiz bir defa fizik yapısı olarak; iki, kondisyon olarak; üç, oyun bilgisi olarak; dört, pozisyon bilgisi olarak, inanın bana, dünyadaki bütün hakemlerden daha iyidir. Bunu çok samimiyetle söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Tabii ki eksikliklerimiz var, tabii ki hatalarımız var ama önemli bir eksikliğimiz var, o da saha içerisindeki hakemlerin oyuncularla olan iletişimi, diyaloğu.
Şimdi, ben size İngiltere'de bir maçta yaşamış olduğum bir örneği anlatacağım, buradan aktaracağım, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız inşallah. Şimdi, Manchester United'la oynuyoruz; dünyanın en pahalı takımı, en ünlü takımı, oyuncuları keza öyle. 1-0 galibiz, maçın son dakikaları oynanıyor ve orta sahada gerçekten sert bir faul yaptım, sert bir müdahalede bulundum ve hakem sarı kart gösterdi. Sarı kartı beklemediğim için hakeme bazı serzenişlerde bulundum İngilizce. Hakem koşarken geri döndü. Dedim eyvah kırmızı kartla atıldık. Hakem bana dedi ki: "İngilizcen çok iyi olmuş." (Gülüşmeler) Şimdi, onun bu tavrı beni gerçekten çok olgunlaştırdı; bu bir. İkincisi, bundan sonra oynanacak olan maçlarda ki o hakem gelirse daha pozitif bir ayrımcılık yaşıyorduk, iletişimimiz çok iyiydi, o yüzden saha içerisinde bu diyaloglar hakemlerle olduğu zaman, inanın bana, top oyun içerisinde daha fazla kalıyor, seyir zevki daha ön plana çıkıyor, daha hızlı ve daha tempolu oynanıyor. Hakemlerimizin eksikliği sadece budur diye düşünüyorum. Ben seminerlerde hakemlere bu örnekleri de çok veriyorum, onlarla diyalog kuruyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Vlaovic'i de anlat, Vlaovic'i.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (Devamla) - Hatta İngiltere'de oynanan bir karşılaşma vardır, bizim jenerasyonu iyi bilen arkadaşlarımız iyi hatırlar, 0-0 bitti. Orada dünyanın gerçekten çok ünlü oyuncularından birisiyle David Beckham'la aramızda küçük bir tartışma oldu. Soyunma odasına girerken... Maçın hakemi de bence dünyanın gelmiş geçmiş en iyi hakemlerinden birisi Collina'ydı, hatırlarsınız. Collina, bizim millî maçlarımızda yaklaşık 10-15 tane maça çıktı, çoğunda galip geldik, hiç mağlup olmadık, öyle de bir uğuru vardı kendisinin. Bizi soyunma odasına çağırdı, bize meşrubat, su verdi, daha sonra da dedi ki: "Sizler ülkelerinizin önemli oyuncularısınız, sizlerin örnek olması lazım. Sizler eğer yeteneklerinizi sahaya iyi yansıtırsanız müthiş bir oyun zevki olur, seyirciler zevk alır ve benim işimi kolaylaştırırsınız." Bu da gerçekten benim hatıralarımda hakem-futbolcu ilişkisinde çok önemli bir yer tutuyor.
Ben şimdiki gençlere de mücadelenin her zaman içerisinde olmalarını, hızlı düşünmelerini, agresif olmalarını ama hakemlerle de çok iyi diyalog kurmalarını hep öneriyorum. İnşallah bundan sonra da bu çalışmalarımızı yapacağız.
Çok teşekkür ediyorum.
Hepinize de saygı ve sevgiler sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)