| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 14.12.2012 |
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Su Etüt İşleri Genel Müdürlüğünün bütçeleri hakkında söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Meteoroloji Genel Müdürlüğüyle ilgili çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Orada, sadece bir tayin konusu var Sayın Bakan. Genel Müdür burada mıdır onu da bilmiyorum ama Sebahin Ahmetoğlu diye bir arkadaşımız Ankara Meteoroloji Genel Müdürlüğü İdari Mali İşler Daire Başkanlığında teknisyen olarak çalışırken eşi Pursaklar'da öğretmen olmasına rağmen Eskişehir 3. Bölge Müdürlüğüne tayin edilmiş. Bu tayinle alakalı konu nedir? Bununla ilgili benim elimde de bilgiler var. Lütfen, bu konuyu Sayın Genel Müdüre sorar ve burada bizi bilgilendirirseniz memnun oluruz. Bu arkadaşımız da eminim ki bu konuyla ilgili bir açıklama bekliyordur.
Şimdi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüyle ilgili, ben kendim de çiftçi olduğum için dün de bahsettim, ben bizzat çiftçilik yapan, bu işten alın teriyle ekmek parası kazanmaya çalışan bir arkadaşınızım. Onun için, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü de çiftçiler açısından çok önemli bir genel müdürlük. Bu kurumla alakalı sizlerle paylaşmak istediğim ve kamuoyuyla paylaşmak istediğim birkaç husus var. Sayın Bakan, geçen sene burada Sulama Birlikleri Yasası'nı çıkartırken ve daha sonra sulama birliklerinin problemleriyle alakalı bir gündem dışı konuşma yaptığımda bunu belirtmiştim ama çok fazla dikkate almadınız. Şimdi, şu anda sulama ücretleriyle alakalı yüzde 80'le yüzde 100 arasında bir artış var. Mısırda, pamukta, soya fasulyesinde ve diğer ürünlerde sulama ücretleri yüzde 80'le yüzde 100 arasında artış gördü. Nedir bunun sebebi? Bunun sebebi şu: Daha önce sulama birliklerinin meclisleri bunu belirliyorlardı, o bölgenin çiftçilerinden oluşuyordu bu meclisler. Ziraat odalarına danışıyorlardı, oradaki çiftçilerin fikirlerini alıyorlardı, orada yaşayan, çiftçilik yapan insanların nasıl yaşadığını, nasıl eziyet çektiğini, bu yükün altından nasıl kalkmaya çalıştığını çok iyi bildikleri için o bölgenin kendi özelliğine göre bir fiyat belirliyorlardı. Şimdi 17 liradan 31 liraya pamuğun sulama ücretini çıkarttı, sulama birliklerine de bunu dikte etti DSİ. Ya, bu Allah'tan reva mıdır? Bu nasıl bir şeydir? Yani siz, tarım ürünlerinin hangisinde artış yaptınız ki böyle yüzde 100'e varan bir artış yapıyorsunuz bu sulama ücretlerinde? Mısır geçen yılki fiyatın altında, buğday geçen yılki fiyatın altında, pamuk zaten rezil, pamuk zaten rezil. Peki, bu şartlarda on yıllık devri iktidarınızda buğday yüzde 50 artış görmemişken, mısır yüzde 50 artış görmemişken, pamuk aynı yerde sayarken, ya Allah'tan reva mıdır yüzde 100 artış yahu? Bunu nasıl çiftçiye siz reva görürsünüz yahu? Yani ben bunu hazmedemiyorum, bir çiftçi olarak kabul edemiyorum böyle bir şeyi. Yani siz bir artış sağlasanız, çiftçinin refahını sağlasanız, ondan sonra bu artışları yapsanız, elbette ki, herhâlde buna herkes makul ölçüde bakar ama siz? Gübre fiyatları almış başını gitmiş, yüzde 400, yüzde 500 zamlanmış, mazot yüzde 400, yüzde 500 zamlanmış. Çiftçi bu yüklerin altında her gün ezilirken, tarlasını ekmekten âciz hâle gelmişken, bir de kalktınız, sulama ücretlerini yüzde 100 oranında artırıyorsunuz. Vallahi pes! Yani bunu anlamak, bunu kabul etmek mümkün değil. Ben, burada, gerçekten çiftçilik yapan, çiftçilerin duygularını bilen bir insan, bir arkadaşınız olarak konuşuyorum.
Değerli arkadaşlarım, bakınız, yine, derin kuyularla alakalı bir genelge göndermişsiniz. İşte, "Derin kuyulara sayaç takılması?" Derin kuyular için şubat ayının 13'üne kadar çiftçi gidecek, başvuruda bulunacak ve sayaç takacak. Bu sayaçla çiftçinin ne kadar su kullandığını takip edeceksiniz. Eğer fazla kullanmışsa suyunu keseceksiniz, eğer çiftçi başvuru yapmamışsa, yine suyunu keseceksiniz. Ya, bu karda kışta, efendim, bilmem nerenin köyünden bu çiftçi nasıl gelip bu işlemi tamamlayacak şubat ayının 13'üne kadar? Sonra, bu çiftçi tarlasını nasıl sulayacak Sayın Bakan? Siz, her tarafta damlama sulamayı tamamlayabildiniz mi, her tarafta suyun az kullanılmasını temin edebildiniz mi de böyle bir sisteme başvuruyorsunuz? Adam gitmiş, kendi tarlasının başına, kendi imkânlarıyla çakmasını vurmuş, derin kuyusunu vurmuş, elektriğini almış, trafosunu çekmiş; sen geliyorsun, "Kardeşim, ben sana istediğim kadar su veririm, sen benim istediğim kadar su kullanacaksın." diyorsun. Var mı böyle bir şey ya? Nasıl bir anlayıştır bu? Nasıl bir zihniyetle siz insanları idare etmeye çalışıyorsunuz? Sayın Bakan, lütfen bu kararınızdan da vazgeçin, lütfen sulama birliklerine DSİ'nin bürokratlarının dayattığı o yüzde 100 artıştan da vazgeçin. Bu çiftçi sizin düşmanınız değil, bu çiftçi bu memleketin insanı; eken, biçen, üreten insan.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Bunlara da oy verdi o çiftçi.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Alın teriyle, sabahın beşinde kalkıp tarlasına giden, akşamın bilmem hangi saatine kadar orada, tarlasında ürün yetiştirip insanlarımızı beslemeye çalışan, insanlarımızı doyurmaya çalışan insanlar bunlar. Siz bunların hakkını gasbedemezsiniz. Allah'tan korkun!
Değerli arkadaşlarım, yine, taban drenajlarıyla alakalı? Geçen dönem de burada söyledim, Sayın Bakan "Bakacağız, yapacağız, edeceğiz." dedi ama kendi bölgemden biliyorum, gerek bilinçsiz sulamadan gerekse bilinçsiz gübrelemeden dolayı topraklarımız çoraklaşıyor, taban drenajı şart. Taban drenajı olmazsa birkaç yıl sonra Çukurova'da ekecek biçecek toprak bulamazsınız. Lütfen, bu konuda bürokratlarınıza gerekli talimatı verin, bir an önce bu taban drenajlarıyla ilgili çalışmayı başlatın. Bu çok ciddi bir konu, çok önemli bir konu. Taban drenajı olan tarlalarda çoraklaşma yok. Kışın gidin bakın, o tarlalara yağmur yağdığı zaman gidin bakın, o taban drenajlarından oluk oluk su akıyor, drenaj tarlanın bütün suyunu alıp kanallarına taşıyor. Dolayısıyla, Çukurova'daki tarlalara şart, elzem; bunu mutlaka gerçekleştirmeniz lazım, yapmanız lazım.
Yine, bu Yedigöze Barajı? Enerjiyle alakalı kısmını tamamladınız. Yine, sulamayla ilgili kısmını da gündeme aldınız, bu da güzel bir gelişme ama devri iktidarınızda on yıldan beridir her dönem, her seçimden önce, bölgede siyaset yapan siyasetçileriniz gidiyor, "Yedigöze Barajı'ndan size gelecek sene suyu akıtacağız." işte "750 bin dönüm araziyi sulayacağız." Bakın, Adana'nın Kozan, İmamoğlu, Sarıçam ve Ceyhan ilçelerini ilgilendiren, 750 bin dönüm mümbit bir arazinin üzerindeki sulanacak bölgeden bahsediyorum ben. İhalesinin yapıldığını söylediniz ama şu ana kadar gözle görülür bir gelişme yok. Yakın bir zaman içerisinde de bunun başlayacağını veya biteceğini tahmin etmiyorum ama oradaki çiftçilerimiz için, oradaki köylülerimiz için bu barajın sulama sisteminin bir an önce bitirilmesi lazım, bir an önce oraya su verilmesi lazım, hem oradaki çiftçilerin ekonomisi hem ülkemizin ekonomisi açısından çok önem arz ediyor. 750 bin dönüm arazi arkadaşlar, hakikaten çok. Hani, köylerde böyle bir tabir vardır ya, adam eksek adam biter diye, işte, adam eksen adam bitecek kadar kuvvetli topraklar bunlar ama sulanamıyor. Niye? Yedigöze Barajı'nın sulama sistemi bitirilemediği için sulanamıyor. Her zaman da o bölgede siyaset yapan iktidar partisinin mensupları: "Önümüzdeki sene suyunuzu akıtıyoruz." diye gittiler, oradaki köylüleri kandırdılar ama on yıldan beridir, ne yazık ki, hiçbir gelişme yok şu ana kadar.
Yine, Sayın Bakan, bu drenaj kanallarıyla alakalı? Geçen yıl da burada bahsettim. "Bir an önce bu drenaj kanallarını temizlettirin, sulama birliklerinin buna gücü yetmiyor. Devlet Su İşleri eliyle bu drenaj kanallarının bir an önce temizlenmesi lazım." dedim ama şimdi, bakıyorum kimin torpili varsa, kim AKP'de güçlü siyasetçiyse, efendim, büyük, dev temizleme araçları onların sahasında çalışıyor. Ya, fakir fukaranın kabahati ne? Fakir fukaranın kabahati fakir fukara olmak mı, az tarla sahibi olmak mı yani onlar çiftçi değil mi, onlar köylü değil mi, onların hizmet almaya ihtiyacı yok mu, devletin bunların ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir görevi yok mu? Ama sulama birliklerinin sırtına yıkmışsınız, sulama birliklerinin zaten bunu kaldıracak gücü yok. "Sulama birliklerinin personel problemlerini çözün." dedik, çözmediniz. "Efendim sulama birlikleri temizlesin." diyorsunuz, çıkıyorsunuz işin içerisinden. Sulama birliklerinin bunu yapma gücü yok, tekrar söylüyorum, Devlet Su İşlerinin mutlaka devreye girip bu kanalları temizlemesi lazım. Çiftçi açısından, topraklarımız açısından çok önemli bir karar olduğuna inanıyorum.
Yine, bir eski vekilin de bakan yardımcısı olması sevindirici bir şey, milletvekillerinin hâlinden anlayacaktır, onların işini daha iyi çözecektir.
Ben bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.