GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:70
Tarih:18.03.2020

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle, Çanakkale Zaferi'nin 105'inci yıl dönümünü kutluyorum.

Evet, coronavirüs salgını -çok söz ettik- küresel sistemin kırılganlığını çok net bir şekilde ortaya koyan, yaygın bir felaket hâlinde. İnsanlığı tehdit eden ve şimdilik maalesef tedavisi henüz bulunamamış olan salgın nedeniyle dünya çapında yüz binlerce kişi tedavi görüyor. Milyonlarca insanın yaşadığı kentler, hatta ülkeler karantina altına alınmış ve sayısı on binlere varan ölüm vakaları yaşanıyor, yaşanmaya da devam edecek. Salgın bu nitelikleri nedeniyle sadece sıhhi ya da insani bir mesele değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin de bir konusu hâline gelmiştir.

Ülkemizde krizin yönetiminde tespit ettiğimiz yanlışlara ve eksiklere ilişkin görüşlerimiz saklı kalmak kaydıyla, meselenin uluslararası ilişkiler boyutuna değinmek istiyorum.

Çin merkezli bu salgın, üç ay gibi bir sürede hemen her ülkeye yayılmıştır. Salgınla mücadele için ülkelerin münferit kapasite ve becerileri yetersiz kalmış, küresel çapta topyekûn bir iş birliği zorunlu hâle gelmiştir. Ülkelerin kendi içlerindeki salgınla mücadele esnasında elde ettiği birikimleri birbirleriyle paylaşması sayesinde, salgının denetimi yolunda ilerleme sağlamak kolaylaşmaktadır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan araştırma merkezlerinde bilim insanları, salgınla mücadele edebilecek önleyici ve tedavi edici ilaç terkipleri üzerinde çalışmayı sürdürmektedirler.

Gelinen noktada, uluslararası ilişkiler sisteminin, husumete dayalı bir çatışma zemini değil, iş birliğine istinat eden bir arada yaşama zemini olarak görülmesi gerektiği gerçeği de bir kez daha önümüze çıkmıştır. Bugün iyi ki Birleşmiş Milletler sistemi ve Dünya Sağlık Örgütü var diyoruz. Birbirinden çok farklı siyasi ve ekonomik sistemlere sahip Çin, İran, İtalya gibi ülkeler salgınla mücadelede ortak zeminde bir araya gelmek zorunda kalmışlardır; bu da bize, özellikle son dönemde izlediğimiz dış politika yaklaşımının, dünyada da ortaya çıkan bazı hatalı yaklaşımların ne kadar sakıncalı olduğunu bir kere daha göstermektedir. Uluslararası ilişkileri bir husumet ortamı değil, bir iş birliği ortamı olarak görmek küresel sistemin kırılganlıklarıyla mücadele edebilmenin ön koşullarından biridir.

Türkiye de uluslararası toplumla birlikte coronavirüs salgınıyla mücadele çalışmalarına mümkün olan en katılımcı yaklaşımla dâhil olmalıdır. Her şeyden önce, bu salgının yurt dışı kaynaklı olduğu ve ülkemizdeki vakaların büyük oranda yurt dışı temaslı kişilerde görülmeye başlandığı anlaşılmıştır. Bu noktada, salgınla mücadelede, Sağlık Bakanlığının yanı sıra Dışişleri Bakanlığına da büyük sorumluluk düşmektedir. Dışişleri Bakanlığı şu ana kadar önemli gayretler sarf etmiş, özellikle salgının patlak verdiği sırada geçici olarak yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın ülkemize dönüşleri için önemli adımlar atmıştır. Dün gece itibarıyla geri dönüş operasyonlarının sona erdiği açıklanmıştır ancak bu operasyonlar yeterli olmuş mudur, tahliye işlemi bütünüyle tamamlanabilmiş midir, bu soruların yanıtlanması toplumdaki kaygıların giderilmesi açısından önemlidir.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın bilgilendirilmesinde de Dışişleri Bakanlığı vazifesini yapmıştır. Dış misyonlarımız şu ana kadar görevlerini yaptı, bundan sonrası için de hazırlıklı olmalılar; ne yapacakları net şekilde planlanmalı ve geçtiğimiz pazar günü gerçekleştirildiği şekilde açıklanmalıdır. Ayrıca, dış misyonlarımız bundan sonra salgının kuvvetli seyrettiği ülkelerde kaydedilen gelişmeleri, alınan tedbirleri yakından izlemeli, bunlar periyodik raporlar hâlinde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Ülkeler arasındaki sınırların kapatıldığı mevcut ortamda uluslar, virüse karşı deneyimlerini bir araya getirebilmelidirler. Kriz, yeni bir dayanışma ve ortak kader bilincinin inşası için bir fırsat oluşturabilir; uluslararası camia bu fırsatı en iyi şekilde kullanmalıdır. Türkiye, pozitif bir gündem anlayışıyla, bu konuda öncü rol oynayabilir.

Son olarak, ülkemizde her türlü ayrılık bir yana bırakılarak krizin birlikte yönetilmesinin önemine vurgu yapmak istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu kriz süresince çok önemli bir misyonu, işlevi olduğu aşikârdır. Parlamentomuzun, gerekli korunma tedbirleri alınarak, bu misyon ve işlevi üzerinde yoğunlaşması elzemdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Bir nezaket cümlesine müsaade edin efendim.

BAŞKAN - Estağfurullah, tamamlayın.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - İktidar bu bilinci yakalamalıdır, bu istisnai dönemde şuurunu toparlamalıdır.

Tüm özverili sağlık görevlilerimizi selamlıyor, Genel Kurula saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)