| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 14.12.2012 |
CHP GRUBU ADINA RAMİS TOPAL (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubum adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün bütçesine bakıldığında, her sene olduğu gibi yenileme çalışmaları bu yıl da devam etmektedir. Yeni istasyonlar, yeni sistemler kuruluyor. Ancak bu yıl da ülkemizde sel sularına kapılan birçok vatandaşımız sel sularında yaşam mücadelesi verdi ya da hayatlarını kaybetti, köprüler yıkıldı, köy yolları, şehir yolları sular altında kaldı; köyleri, şehirleri, ekili alanları sel suları bastı. Yağışların ülkemize bereket getirmesini dilerken her yağmurun, her karın yağmasında felaket olmaması için dua eder olduk. Bunun için neden çözümler üretilmiyor, önceden uyarılıp neden önlemler alınmıyor? Devletin asli görevi, vatandaşını bu tür felaketlerden korumak değil mi?
Bu durum bakanlığın diğer genel müdürlükleri için de aynı. Orman ve Su İşleri Bakanlığının bünyesinde bulunan genel müdürlükler iyi yönetilmiyor.
Sayın Bakan, 2/B arazilerinin satışı ile ilgili yasa komisyona geldiğinde siz de ordaydınız. Bu arazilerin satışı ile ilgili, AKP'li, MHP'li ve CHP'li komisyon üyesi arkadaşlarımızla beraber 2/B arazilerinin köylülere rayiç bedelin yüzde 50'siyle satılması konusunda karar aldık. Bu yüzde 50'lik bedeli komisyon üyelerimiz fazla buldu, Komisyon Başkanımız size serzenişte bulunarak: "Sayın Bakanım, inşallah, Bakanlar Kurulunda bu değeri biraz daha aşağıya çekersiniz." dedi. Bu kanun teklifi Genel Kurula geldiğinde bu değer tekrar yüzde 70'e çıkartıldı. Keşke siz orda kendi milletvekilinizi ikna etseydiniz de böyle tutarsız bir duruma düşmeseydiniz. Yasa'nın bir adı da "Orman Köylülerini Kalkındırmak"tı. Ancak elde edilen gelirin yüzde 90'ını TOKİ'ye aktardınız.
Peki, TOKİ bu paraları ne yaptı? Türkiye'nin en fakir kesimi olan orman köylülerinden kazandığı paraları yine bu orman köylülerini kalkındırmak için kullanacakken TOKİ aracılığı ile yandaşlarınıza peşkeş çektiniz. Zaten son iki haftadır yerel basında, ulusal basında bu gündemde, bunun daha da çok yer alacağını sanıyorum.
Sayın Bakan, bütün Türkiye'de HES projesi uygulamalarıyla ilgili eylemler yapılıyor, gösteriler yapılıyor, yollar kesiliyor, barikatlar kuruluyor. Halk güvenlik güçleriyle karşı karşıya geliyor. Halkın da bu konuda haklı olabileceğini hiç düşündünüz mü? Niye bu insanlar isyan ediyor, HES'lere karşı tepki gösteriyor, yapılmasını istemiyor?
Ben anlatayım size: Amasya Yeşilırmak Vadisi'nde 22 tane HES projesi uygulaması var. Bu ne anlama geliyor? Taşova'nın o güzelim elma bahçelerinin, kiraz bahçelerinin, hele hele dünya markası olmuş Taşova bamyasının suyunun kesilmesi anlamına geliyor. Taşova, geçimini tarımdan sağlayan 20 bin nüfuslu bir ilçemiz. Elinden ekmeğini alarak kaç kilovat elektrik üreteceğinizi düşünüyorsunuz? Taşova'nın geleceğiyle oynamayın Sayın Bakan. Tabii ki geleceği ile oynanan, elinden ekmeği alınan halk isyan edecek, tepki gösterecek. Ben sizlerden, bu HES projelerini tekrar gözden geçirmenizi istiyorum.
Sayın Bakan, şimdi sizlere Amasya'da yaşanan ve Bakanlığın filmlere konu olabilecek bir olayı, Bakanlığın bütçesinin nerelere çarçur edildiğini anlatmaya çalışacağım:
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2011 yılı içerisinde orman köylülerini kalkındırmak için ORKÖY aracılığı ile Amasya'da köylülere 2'şer adet "süt cinsi" diye inek verdi. Verilen bu ineklerin dünyanın en çok süt veren inekleri olduğu söylendi. Bakanlıkla anlaşan firma, bu kaliteli ineklerin 2'sini iki yıl geri ödemesiz, beş yıl eşit taksitlerle 18.540 TL'ye köylüye sattı. Zaten zor durumda olan köylüler sütünü alıp yem alacaktı, kredi taksitlerini ödeyecekti. Yavrulayan ineklerin yavruları da kendilerine kâr kalacaktı. Ne yazık ki evdeki hesap çarşıya uymadı.
Köylülerimiz bu ineklere bir yıl baktılar, yem verdiler, su verdiler, ilaç aldılar, bütçelerine göre küçümsenmeyecek de masraf yaptılar. Bu inekler yavruladı ancak yavrularını sütleriyle besleyemedi çünkü sütleri yoktu. Köylüler kendi kara sığır ineklerinden süt sağarak biberonla bu ineklerin yavrularını beslemeye çalıştılar.
Ben, bu köylere gittim, gördüm. O kadar içler acısı durumlar vardı ki köylerde. Bol süt verecek diye verilen ineklerin bazılarının gözleri görmüyor. Memeleri olmayan, yavrulamayan inekler gördüm.
Sayın Bakan, köyün birinde yaşlı bir amca yanıma geldi ve bana "70 yaşındayım, yetmiş yıldır kimseye borcum olmamıştı. Devlete güvendim, bu ineklerden aldım." dedi. "Bu inekler süt vermiyor, ne de yavruluyor. Biz bu borçlarımızı nasıl ödeyeceğiz?" diye sordu. Aynı soruyu ben size soruyorum Sayın Bakan: Bu köylü dayım bu borcunu nasıl ödeyecek? Ödeyemezse evine, tarlasına haciz gelecek mi?
İl ve tarım müdürlükleri yetkilileri, bizim bu uyarımızla bu inekler üzerinde incelemeler yaptılar. Yapılan incelemelerde, bu ineklerin süt ineği değil kesimlik Angus inekleri olduğu tespit edildi. İlçe kaymakamları da "Bu ineklerin en yakın zamanda kesilmesi gerekli." diye rapor düzenledi.
18.500 TL'ye süt ineği diye aldıkları Angusların 2'si, bugün 5 bin TL etmemektedir. Köylüler, küçük bir hesapla, yılda 13.500 lira kazıklandılar. Sayın Bakan, bu köylüler bu kredi borçlarını nasıl ödeyecekler? Bu konuda onlara bir kolaylık sağlayacak mısınız?"
Sayın Bakan, bu konunun daha vahimi, bu hayvanlar ülkeye girerken erkek sığır olarak girmişler ancak ne hikmetse ülkeye girdiklerinde bu ineklere dişi pasaportu verilmiş. Bu sizce ne anlam ifade ediyor? Bu bir skandal değil mi? Bu bir yolsuzluk değil mi?
Sayın Bakan, 21'inci yüzyılda, Türkiye'de içme suyu bulunmayan, yolları asfalt olmayan köylerimiz bulunmaktadır. Yolları asfalt olan yollar da otuz yıl önce YSE tarafından yapılmış ama artık asfalt özelliğini kaybetmiş, çok büyük derin çukurlar oluşmaktadır. Bu bütçeden keşke o köylerin yollarını asfaltlamak için, o köylere içme suyu getirebilmek için bütçeler ayırsanız da o köyleri bu eziyetlerden, bu işkencelerden, bu çilelerden kurtarsanız diyorum.
Umarım, bu skandalları sorar, araştırır, gerekli çözümleri üretir, suçlular hakkında da gerekeni yaparsınız Sayın Bakan.
Bakanlığınız bütçesini ülkemizin, köylümüzün, çiftçimizin menfaati için kullanmanızı diler, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.