| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 14.12.2012 |
CHP GRUBU ADINA MELDA ONUR (İstanbul) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Su Enstitüsü kurulduğunda çok sevinmiştik çünkü su en temel insan hakkıydı çünkü suyun anayasal güvence altına alınması gerekiyordu çünkü suyu korumak lazımdı ama kurumun sayılan 10 tane görevi suyun vahşi kullanımına yönelik. Oysa tek bir misyon yeterdi, yaşamın idamesi için herkese sağlıklı içme, sulama, kullanma suyu sağlamayı güvence altına almak yeterliydi Sayın Bakan.
Şimdi, ben Sayın Bakanıma baktığımda hep bir cümleyi hatırlıyorum. Size bırakmayacağım, onu ben söyleyeceğim: "Su akar, Türk bakar." Bakanımın en sevdiği laf bu, çeşitli defalar da polemik konusu oldu. Hatta başka bir şekle çevirdiniz: "Su akar, Türk bakar, Veysel Bakan yapar." Yanlış mı hatırlıyorum?
Alkış yok mu bu taraftan? Yapıyor, çünkü yapıyor, 12/12/2012'de 112 tane tesis açtı. Yapmıyor değil, bayağı, dünyayı yaptı. Onun için bir alkış beklerdim yani böyle bir şey için.
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Alıştık artık?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Biz bu tesisleri yapmasaydık İstanbul'da su bile içemezdiniz.
MELDA ONUR (Devamla) - Tabii, bu rakamlara takılırken iyi ki Başbakan 1.212 demedi çünkü 112'yi doldurmak için kim bilir ne kadar acele, ne kadar bitmemiş, raporları alınmamış, projeleri tamamlanmamış işleri birbiri ardına dizmiş olabilirsiniz. Ben ne zaman toplu açılış duysam içimi bir endişe kaplıyor, bu toplu açılışlarda hangi tesisler anlamsız rakamları tutturmak için yalapşap bitirilmeye çalışılıyor diye.
Soruyoruz: Sayın Bakan, bu HES lisanslarını ÇED'siz, apar topar, vatandaşa sormadan, paldır küldür veriyorsunuz; cevap: "Su akar, Türk bakar."
Sayın Bakan, ama insanlar tarım yapıyor, suya ihtiyaçları var; cevap: "Su akar, Türk bakar."
Sayın Bakan, HES firmaları denetimsiz, taşeronlarda işçiler ölüyor; cevap: "Su akar, Türk bakar, enerji ihtiyacımız var."
Şimdi, Aşkale'yle ilgili Bakana 4 tane soru önergesi verdim -hepsi bunların içinde- cevaplar; hani bir balta düştü, inek içti? Hatırlamıyorum. Tekerleme gibi, İçişleri Bakanı "İhmal yok." dedi, Çalışma Bakanı ölen işçileri suçladı, Orman Bakanı topu yargıya attı, Enerji Bakanı topu Maliye Bakanına attı. Hadi dedik Maliye Bakanına soralım; o, derli toplu bir cevap vermiş ama herhâlde burada en sorumsuz olanı Maliye Bakanı. Adalet Bakanına da artık sormadım, zaten onun başı belada? Onun için, gerçekten bu açılışlar, bu toplu açılışlar, denetimsizlikler daha sonra ne gibi ölümler getirir ona çok dikkat etmek lazım.
Siz, bu "su devrimi" adı altında bir sürü açılışlar yaparken insanlar ne yazık ki sudan sebeplerle ölüyor. Şimdi, Sayın Bakan, Adana'da 5 bedenin hâlâ bulunmadığı, 10 işçinin canına mal olan HES, mesela hangi toplu açılışın eseri? Çaycuma'da hâlâ bedenleri bulunmayan 15 kişi var. Burada bir köprü çöktü biliyorsunuz. Bu, hangi toplu açılış öncesinde yamandı? "Yamandı." diyorum çünkü Çaycuma Belediyesinin sitesine girerseniz, Başbakan gelmeden önce eski köprünün patlamış asfaltlarının üzerine nasıl asfalt döküldüğünü görürsünüz. Ben burada fotoğraf göstermeyi sevmediğim için getirmedim.
Samsun'da insanların size güvenip sıcak yuva zannettiği ve hayatlarına mal olan dere yatağındaki TOKİ konutlarını hangi toplu açılışınızın eseri olarak yaptınız? Bu sorumluluk hangi bakanın bilmiyorum ama belki burada Çevre Bakanının da olması gerekiyordu.
Sayın Bakan, Aşkale'de 5 işçinin gözler önünde yok olup gittiği cinayete konu olan HES hangi toplu açılışınızın eseridir?
Bir de barajlara siyasetçilerin ismi konuyor, Cemil Çiçek. Şimdi, bunu bazı gazete yazarları espri olarak almışlar fakat ben gülemiyorum çünkü benim ismim bir baraja verilse yemin ederim gece uyuyamam, nöbet tutarım o barajda, kim bilir ne olacak diye. Buradan vekil vasıtasıyla da Sayın Cemil Çiçek'e bunu iletmek isterim.
Bu arada sürekli size bakıyorum, "Bakanım" diyorum, mahcubiyet yok değil mi? Çünkü geçenlerde burada bir sayın tecrübeli bakanımız bir mahcubiyet gösterdi. Onun için rahatsızlık olmasın diye sorayım dedim. Hangi bakanımızdı?
MUHARREM İNCE (Yalova) - Bülent Arınç.
MELDA ONUR (Devamla) - Bülent Andıç. Bülent Andıç, hani basından sorumlu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Senelerce andıçlandık diye ağlayan ve 6 tane gazeteyi andıçlayan sonra da öğrencilere "Tek bir tane gazete okuyun, size bu yeter." diyen Sayın Bülent Andıç. Dilim sürçtü, özür dilerim, tutanaklara böyle geçsin.
Ben kendi bakanıma dönüyorum. Sayın Bakanım, ben 2 tane soru soracağım sadece size konuşmamı bitirmeden.
Geçenlerde Enerji Bakanıyla bir yerde? Kendisi HES'lerle ilgili olarak: Bir, özel sektörü doğru bir şekilde denetlemediklerini itiraf etti.
İki, "Ben, Orman Bakanımıza şöyle dedim: `Bazı HES'lerden vazgeçelim Sayın Bakanım, bazılarını yapmayalım.' dedim" dedi. Şimdi size iki soru: Bir, özel sektörün denetlenmesi için bütçenizde ne kadar para harcadınız? Ne kadar para ayırdınız?
İki: Enerjinin başındaki kabine arkadaşınızın bu sözüne uyacak mısınız? Bütçenizi ona göre mi tasarladınız?
Teşekkür ediyorum.
Ben burada vahşi kapitalizm uğruna hayatlarını kaybeden bütün emekçileri saygıyla eğilerek selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.