| Konu: | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, coronavirüs salgını riski, mevcut durum ve alınan tedbirlere ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklaması nedeniyle şahsı adına konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 19.03.2020 |
GÜLTEKİN UYSAL (Afyonkarahisar) - Çok Kıymetli Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni dünyanın, yeni küresel dünyanın belki de ilk büyük kriziyle -küresel ölçekte- diğer milletler gibi milletimiz ve devletimiz de karşı karşıya. Bundan böyle, devlet kapasitesinin sınandığı, beraberinde devletlerin de bağışıklık sisteminin sınandığı bir büyük krizle karşı karşıyayız. Bugün, pandemi olarak tanımlandığından itibaren, bu pandeminin ciddiyetine mukabil esaslı değerlendirmeleri de burada hep beraber yapabilme imkânı buluyoruz.
Milletimizin, kamuoyunun, siyasi parti lider ve temsilcilerinin Sayın Bakanın şahsında meseleye açtığı kredibiliteye, bu zamana kadar sürecin yönetilme biçimine baktığımızda maalesef bu kredibilite tanınmasına rağmen çok olumlu bir görüş beyan edemiyoruz. Bütün bunlara rağmen Sayın Bakanın sürecin başından bu yana halisane tavrına da kendi adıma teşekkür etmek isterim.
Biraz evvel Sayın Akdağ da ifade etti, daha evvel yaşanmış pandemiler üzerine Sağlık Bakanlığının bir planı var, bu plana göre uygulamalar yapıyor. Bugün bizim aradığımız, Türkiye'de karşılaşılan bu pandemiyle ilgili tetkik sayıları yeterli midir, tetkiklerden sonuç alma hızı yeterli midir, her şüpheli ve riskli başvuruya maalesef sistemimiz cevap verebiliyor mudur? Bu soruları da bugüne kadar sorduk. Elbette bu andan itibaren, kritik eşiğin Türkiye'de geçildiği andan itibaren, vaka sayısı arttıkça, sağlık sistemimizdeki eksikliklerin, dolayısıyla geçmişteki pandemi deneyiminden ders alınmadığının da ortaya çıktığını endişeyle izliyoruz.
Bir diğer endişemiz de dünyada Covid-19'dan önce ve hızla yayılan "post-truth" dalgasıdır. Sosyal medya kanalları başta olmak üzere, virüsten daha hızlı, olumlu olumsuz haberlerin vatandaşımızı paniğe sevk ettiğini görüyoruz. En büyük endişe ise resmî kaynakların paylaştığı bilgilerin gerçekliğinin sorgulanmasıdır. Zira iktidarın, devletin en güvenilir kurumlarının istatistiki bilgileriyle dahi iktidarın güvenliği için nasıl oynadığını, TÜİK'in malum hesaplamalarından biliyoruz. Şimdi sokağa çıksak sorsak "Bu rakamlara kim ne kadar inanıyor?" diye maalesef ne sizler ne bizler tatmin edici cevaplar alamayız. Bunun nedeni, milletin garip bir şekilde virüsten korkması değil, iktidarın açıklamalarına güvenememesidir. Hâl böyleyken Sayın Cumhurbaşkanının sermaye temsilcilerine "Neşen yerinde." diye takılarak ve iktidar propagandası yaparak yaptığı açıklamalar bizleri iktidarın farkındalığı konusunda da endişeye sevk etmektedir.
Ulusal bir seferberlik beklentisindeyken siyasal mesaj verilmesini doğru bulmasak da bir çözüm makamı olarak addettiğimiz bu çatı altında, milletimizden aldığımız yetkinin bilinci içerisinde belirli sorgulamaları da yapmak mecburiyetindeyiz.
Değerli Genel Kurul, "Tedbir müminden, takdir Allah'tan." inancıyla bir yaklaşımda bulunmayı itikadî olarak doğru bulabiliriz. Cumhurbaşkanının tedbir salık vermek yerine tevekkül telkin etmesini de açıkçası garip buluyoruz. Salgın hastalıklarla kamu mücadele eder. Devlet milleti için önlem alır, millet bu önlem, uyarı ve telkinlere riayet eder. Ancak devlet, hele ki böyle bir meselede, sabır ve dua tavsiye edemez.
Saatlerce süren bir toplantıdan sonra devletin başı sokaktaki bir vatandaşın önerilerinden öteye gitmeyecek önerilerle milletimizin karşısına çıkmıştır. Böyle bir ciddi meselede dünkü ve daha önce karşılaştığımız başka hadiselerdeki tavrı da sürdürülemez bulmaktayım.
Korkutucu biçimde artan ve kayba sebep olan bu gibi bir durumda, bir taraftan vatandaşlara "Evden üç hafta çıkmayın." demek, diğer taraftansa nasıl geçineceklerine dair bir tedbir sunmamak şaşırtıcıdır. Yedek akçelerini tükettiği için maalesef bu ölçekte, yasak savma kabilinden bir paket açıklanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edelim efendim.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - Günlük yevmiyeyle çalışan hatta aldığı bahşişlerle hayatını idame ettirenlerin, bu süreçte iş yerleri kapalı kalacağı için çalışanlarına çıkış vermeye başlayan, en iyi ihtimalle ücretsiz izin almaya zorlayan küçük ve orta ölçekli işletme sahiplerinin ve çalışanların içi maalesef rahatlamamıştır. Mevcutta var olan işsizler ordusuna yenilerinin eklenmeye başlaması bizleri daha da endişelendirmektedir. Dünkü açıklamayı heyecanla bekleyen ve düne kadar virüsten korkan vatandaş, şimdi yeni ve daha büyük bir korkuya; geçim korkusuna, alacaklı korkusuna, yaşam korkusuna düşmüştür.
Değerli milletvekilleri, tüm dünyada yaşanan bu eşi görülmedik krizden en az zararla kurtulmak için Hükûmet ve kamu kurumları başta olmak üzere tüm kesimlerin, gerekli tedbirleri, zamanında, bugüne kadar aldığının ötesine geçirmesini beklemekteyiz. Vatandaşlardan ise sorumluluk bilinci içerisinde hareket etmelerini, alınan tüm tedbirlere harfiyen uymalarını da beraberinde bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Selamlayın efendim.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - Bu vesileyle, hayatlarını kaybeden 2 vatandaşımıza, hasta, virüs bulaşmış tüm vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Daha beterlerinden milletimizi korumasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.
Saygılarımla. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)