Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 40 |
Tarih: | 14.12.2012 |
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe görüşmelerinin 8'inci turunda şahsım adına lehte söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında dünya ekonomisiyle ilgili bazı tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. 2008 yılında ortaya çıkan ve ağırlıklı olarak Batılı gelişmiş ülkeleri sarsan finansal kriz, geldiğimiz nokta itibarıyla tüm ülkeleri olumsuz olarak etkileyen küresel bir ekonomik durgunluk hâlini almıştır. Beş yıldır yaşadığımız bu sürecin siyasal ve toplumsal etkileri pek çok ülkede oldukça ağır olmuş, bunun neticesinde mevcut iktisadi, siyasi sistemin sıhhati ciddi ölçüde sorgulanır hâle gelmiştir.
Finansal sistemdeki denetimsizlik, aşırı kâr hırsı ve kontrolsüz borçlanma araçları sebebiyle ortaya çıkan muazzam zararlar kamunun bütçe kaynakları kullanılarak, karşılıksız para basılarak ve de kamu borçları artırılarak büyük ölçüde toplumların alt ve orta sınıflarının üzerine yıkılmıştır. Özellikle Batı'da uygulanan aşırı liberal ekonomi politikalarının, sermayeyi kontrol eden dev şirketlerin menfaatleri ön planda tutularak şekillendirilen ekonomik tedbir paketlerinin geniş toplum kesimlerine maliyeti çok ağır olmuş ve birçok ülkede siyasi bunalımlar baş göstermiştir.
Küresel ölçekte bu sorunlar yaşanırken, ülkemizde siyasi istikrarın sağlanması ve demokratik standartların iyileşmesine paralel olarak makroekonomik dengeler daha düzelmiş ve Türkiye ekonomisi dünyada ilgi odağı hâline gelmiştir. Hükûmetimizin mali disiplinin sağlanması ve sürdürülmesinde, kamu borçlarının yönetiminde, ekonomik büyümenin devamında, dış ticaretin ve turizmin gelişmesinde, sosyal politikaların uygulanmasında ve istihdam artışında sağladığı başarılar dünya ülkelerince ilgiyle takip edilmektedir. Ülkemize giren dış yatırımların artışı, finansal sistemimizin sorunsuz çalışması, döviz kurlarında istikrarın sağlanması, borçlanma faizindeki düşüşler Türkiye'yi krizdeki ülkelerden ayrıştıran diğer önemli unsurlardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin ekonomide geldiği noktayı değerlendirmek açısından bazı rakam ve gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. İktidarı devraldığımızda IMF'ye olan borcumuz 23,5 milyar dolardı. Şimdi, biz, bu borcu sıfırlama noktasındayız. IMF'yle yeni anlaşma yapmadığımız gibi IMF'ye kredi veren ülke konumundayız. Ekonomimiz son dokuz yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdü. 2011'de yüzde 8,5 büyüme hızıyla Avrupa'da en hızlı büyüyen ülke olduk. Yabancı sermaye yatırımları konusunda da önemli yol katettik. 2003 yılından bu yana ülkemize 120 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım girişi oldu. Ekonomimizin lokomotifi olan ihracatta da rekorlar kırmaya devam ediyoruz. Otuz iki aydan beri devamlı artan ihracatımız bugün itibarıyla 151,5 milyar dolara ulaşarak hedeflerimizin üzerinde gerçekleşiyor. Yüzde 13,4 ihracat artışı ile dünyada ihracatını en çok artıran 3'üncü ülkeyiz.
Cari açıkta da olumlu gelişmeler var. 2011'in ilk dokuz ayında 60,6 milyar dolar olan cari açığımız bu yılın ilk dokuz ayında yüzde 35 azalarak 39,3 milyar dolara geriledi. Bu gerileme büyük ölçüde ihracat artışından kaynaklanıyor.
2009 Şubat döneminde yüzde 16,1'lerde olan işsizlik, ekonomideki hızlı toparlanma ve üretim artışı sonucunda 2012 Ağustos itibarıyla yüzde 8,8'e geriledi. İşsizlik oranında 14 AB üyesi ülkeden daha iyi konumdayız.
Enflasyon yüzde 6,3 ile düşük bir seviyede seyrederken faizlerdeki düşüş eğilimi de devam ediyor.
Bütçedeki faiz harcamalarına baktığımızda, 2002 yılında reel faiz oranları yüzde 25,4; faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı ise yüzde 85,7 seviyesindeydi. Mali disiplinimiz ve başarılı ekonomi yönetimimiz sayesinde bugün, reel faiz sıfırlanırken faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı yüzde 17,6'ya düşmüş durumda. Daha önce faize giden vergi gelirlerimiz şimdi eğitime, sağlığa, ulaşıma, altyapıya, millî savunmamıza, AR-GE'ye ve sosyal yardımlara gidiyor.
Değerli milletvekilleri, hep birlikte daha çok çalışarak, muhalefet partilerimizin yapıcı olan eleştiri ve katkılarından da istifade ederek, ülkemizin ihtiyacı olan önemli yapısal reformları da gerçekleştirerek Türkiye'mizi 2023 yılında dünyanın en saygın ve güçlü ülkelerinden biri hâline getirme hedefimizde başarıya ulaşacağımıza olan inancımla bütçenin hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.