GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:72
Tarih:24.03.2020

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin, namıdiğer bir torba kanunun 22'nci maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Gönül isterdi ki madde içeriğinde yer alan yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımı üzerine konuşabilecek bir durumda olsaydık ama ülke olarak enerjimiz bitti. Şu an tek derdimiz vatandaşımızın umutlarını yenileyebilmek. Malum virüs, vatandaşımızı da ekonomimizi de karantina altına aldı. Şu an tek yapmamız gereken ülkemiz için çözüm üretmek. Bilim adamlarımızın, tıp dünyasının görevi aşı, ilaç ve tedavi yöntemleri üzerine çalışmak. Buradan bütün sağlık çalışanlarını bir kez daha gönülden alkışlıyorum. Bizlerin görevi de sağlık açısından önlemleri almak kadar sosyal ve ekonomik tedbirler üzerine de kararlar almak. Şu aşamada iktidarın muhalefetten gelen önerileri reddetme lüksü yok. Tek isteğimiz ve dileğimiz sağlıkla, birlik ve beraberlik içerisinde bu zorluğu da aşmak ve karantina süreci bittikten sonra vatandaşımızı ekonomik karantinadan kurtarmak, tekrar sosyal yaşama dahil etmek.

Vatandaşa "Evde kal." diyoruz. Diyoruz ama işsizin bol olduğu ülkemizde evde kalma lüksüne sahip olmayan çalışanlarımız var. "Evde kal" çağrısına uymak zorunda olan asgari ücretle çalışan personelin iş yerleri de iznini ücretsize çeviriyor. Bu aşamada çalışan da mağdur iş veren de mağdur. İş veren vergisini, kirasını, çalışanının maaşını, sigortasını, elektriğini, suyunu ve doğal gazını daha birçok gider kalemini düşünmek zorunda ama iş yapamıyor.

Vergiler bir süre ertelendi, ötelendi, taksite bağlandı. Karantina sürecinin ne kadar süreceği belli mi? Belli değil. Çalışanlarını ne kadar süre koruyabilecekler, çalışamayan nüfusumuz ne kadar artacak, belli değil. Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız ve sosyal devlet anlayışıyla vatandaşımıza yardımcı olmalıyız, işte bugünler için bu şart. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Devleti yaşatabilmemiz için ise kamu ekonomisinin yeni yönetim stratejisi, tasarruf, tedbir olmalı ve bugünlerde kamu kaynakları öncelikle sağlık ve yardıma muhtaç kesim için kullanılmalı.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; küçük bir tavsiyem var, başından söyleyeyim. Belki, yıllardır hac için birikimini yapmış, planını yapmış, beklediği kuradan bu yıl kutsal topraklara gitme hakkını kazanmış vatandaşlarımızdan tepki alabilirim ancak hayati bir durum ortada, Coronavirüs denilen bu illet, ilacı, aşısı bulunsa bile, bir süre daha, sadece ülkemizin değil dünyanın başına dert olmaya devam edecek, virüs hayatımızdan hemen çıkmayacak. Malum, bu sene, hac takvimi Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından, 22 Haziran-25 Temmuz 2020 çıkış, 6 Ağustos-2 Eylül dönüş olacak şekilde açıklanmıştır. 2020 hac ön kayıtları 11 kasım-13 aralık tarihleri arasında yapılmış, kura çekimi sonrasında kesin kayıt süreci tamamlanarak 83.430 vatandaşımız kutsal topraklara gitmeye hak kazanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı coronavirüs salgınıyla mücadele amacıyla umre ziyaretlerini 27 şubatta askıya almış, aynı zamanda Suudi Arabistan da umre ziyaretlerini askıya almıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı 15 Mart 2020 tarihinde hac görevi sırasında görev yapacak sağlık personelinin mülakatını ileri bir tarihe ertelemiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü 20 Mart tarihinde hac ödemelerinin ikinci ve üçüncü taksit ödemelerini ikinci bir duyuruya kadar ertelemiştir. 20 Mart tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu kararı gereğince Suudi Arabistan'a olan uçuşları karşılıklı olarak durdurmuştur. Son umre kafilesinden dönen vatandaşlarımız hâlen karantina altında.

Geçtiğimiz yıl hac görevini ifa eden 77 bin vatandaşımızın yaklaşık 40 bini 60 yaş üzeri vatandaşlarımızdan oluşmakta. Ne yazık ki bu virüsün en fazla etkilediği yaş grubu 60 yaş üstü. Hacca gitmek, maddi gücü olan ve bu ibadeti yerine getirebilecek sağlıklı kişiler için Cenab-ı Allah'ın kısmet etmesi hâlinde tabii ki farz. Cenab-ı Allah Bakara Suresi 196'ncı ayetikerimesinde şöyle buyurur: "Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin." Buradaki engelden maksat, ağırlıklı görüşe göre, hac yapma imkânını ortadan kaldıran veya tehlikeye düşüren hastalık, yol emniyetinin olmayışı, düşman tehlikesi gibi olumsuzluklardır. Nitekim ayetin devamında "güvenlikte olduğunuzda" ifadesi de bunu desteklemektedir. Ancak umre dönüşü coronavirüs vakalarındaki artış dikkate alınınca da Diyanet İşleri Başkanlığının bugünden radikal bir karar alması gerekiyor. Gelin bu sene, kurada çıkan hacıların hakkı seneye baki kalmak kaydıyla hac organizasyonunu iptal edelim.

Diyanet İşleri Başkanlığımız, hac ibadetine yardımcı olmak maksadıyla, içinde başta din görevlisi ve sağlık görevlisi olmak üzere yaklaşık 4.500 personeli, kurum içinden veya sınavla geçici olarak görevlendirme yapıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun toparlayın.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Kendilerinin harcırahı dışında yol, otel, yemek masrafları bütçede ciddi bir rakam tutuyor. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu organizasyona ayırdığı bütçeyi ve 2020 bütçesinde kâr amacı gütmeyen kuruluşlara ayırdığı 39 milyon 300 bin liralık bütçeyi Sağlık Bakanlığına aktarsa, bu rakam salgın dolayısıyla yapılan harcamalara kullanılsa sosyal sorumluluk ve sosyal devlet anlayışıyla her kesimin takdirini kazanır. Allah'ın resulü, Buhari'den aktarılan hadisişerifinde "Ameller niyetlere göredir." buyurmuştur.

Son söz olarak diyorum ki bu sene hacca gidemeyen vatandaşlarımızın niyet ve gayretlerini inşallah Cenab-ı Hak, Hakk'a gitmiş gibi mükafatlandırır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)