GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:72
Tarih:24.03.2020

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Söz konusu torba yasa teklifinin 24'üncü maddesi yani dernek üyeliklerine ilişkin düzenlemeleri içeren maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu maddeye ilişkin birkaç şey ifade ettikten sonra, aslında, konuşmamı bugün ülkenin temel gündemi olan corona virüsüyle ilgili sürdüreceğim.

Söz konusu madde, en temel anayasal haklardan biri olan örgütlenme özgürlüğü ve buna bağlı olarak da ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yöneliktir. Dernekler kuruluşlarında dahi valilikten izin alarak değil bildirim yaparken, dernek üyelerinin kişisel veri niteliğindeki bilgilerini derhâl elektronik ortama aktarma zorunluluğu özel hayatın gizliliğini ihlal eder. Dolayısıyla, bu, bizim açımızdan bir fişlemedir. Genel Kurulun bu maddeyi onaylamaması gerektiğini düşünüyoruz.

Değerli arkadaşlar, hepimiz, günlerdir coronayla mücadeleyi konuşuyoruz. Yine, toplumsal dayanışmadan, toplumun bilinçlendirilmesinden ve kişisel tedbirlerden söz ediyoruz. Elbette ki bunlar coranayla mücadele etmede önemli yöntemlerdir ama asıl konuşulması, tartışılması gereken şey ise iktidarın aldığı tedbirlerdir. İktidar hangi tedbirleri alıyor, bu aldığı tedbirler ne kadar güven veriyor ve toplumun, halkın kaygısını ne kadar gideriyor?

11 Marttan beri genelde açıklamalar gece yarıları yapılıyor iktidar tarafından. Açıkçası, gece yarısı yapılması da ayrıca tartışılması gereken bir konu.

Kimi paketler açıklandı ama biz bu paketlerin içeriğine dönüp baktığımızda yoksulları, işsizleri, emekçileri, kadınları ilgilendiren, bunların sorunlarını gideren bir şeyden söz etmek mümkün değil. Yani, iktidar temsilcileri televizyonlara çıktığında en fazla ifade ettikleri şey: "Evde kalın." çağrısında bulunuyorlar. Evet, evde kalınmalı ama biz de bir kez daha burada söylüyoruz: Milyonlar için evde kalmak bugün bir lüks konumunda yani milyonlarca insan dışarı çıkmadan, çalışmadan bir gün evine ekmek götüremeyecek durumda, aç kalma gerçekliğiyle karşı karşıya. Yoksa "Evde kal." demeyle, herhangi bir destek sunmadan, aslında bu mantıkla alınacak bir yol yok. Eğer siz, insanlara "Evde kal." diyorsanız o zaman elektrik, su, doğal gaz, internet faturasını ödemek durumundasınız. Peki "Evde kal." derken bunu ödeyecek misiniz? Yine, temel ihtiyaçlarını karşılayacak mısınız? Ama biz, paketlere baktığımızda ya da sizin açıklamalarınıza dönüp baktığımızda hiç de böyle bir gündemin olmadığını biliyoruz.

Açıkçası siz de bu evde kalmanın bir gerçekliği, bir realiteyi ifade etmediğini çok iyi biliyorsunuz. Sadece önceliğiniz aslında zenginleri neşelendirmek. Açıkçası bu konuda da başarılısınız, onlar da bayağı bir neşeli bu aralar.

Yine, değerli arkadaşlar, bu coronayla, virüsle mücadelede bütünlüklü bir politika izlenmiyor. Açıkçası, son günlerde bir 60 yaş kategorisi oluşturulmaya başlandı. Neredeyse 65 yaş üzerindeki insanlara karşı nefret suçu işleniyor, insanlar sokağa çıktığında şiddete maruz kalıyor. Elbette ki bu, yanlış yürütülen süreçle yakından ilgilidir. Sanki coronayı yaşlılar bulaştırıyormuş gibi bir algı yaratıldı. "Yaşlılar evde kalsın." deniliyor ama bu yaşlılar o evlerdeki bireylerle birlikte yaşıyor. Peki, buna dair bir öneriniz, bir önleminiz var mı? Hayır, yok. İşte meselenin sadece "mış" gibi yapmaktan, sanki gerçekten bir şeyler yapılıyormuş, bir şeyler düşünülüyormuş imajı vermekten ibaret olduğunu biz biliyoruz, en azından bu corona virüsüyle ilgili mücadelenizde.

Değerli arkadaşlar, yine, tabii ki önemli bir konuysa... Biz, daha bu coronavirüs tartışmaları çok bu kadar sıcak ve gündemde değilken özellikle Ağrı ilimiz için bir basın toplantısı yapmıştık, kentimizin sorunlarını ifade etmiştik. Çünkü Ağrı, açıkçası İran'la sınır olmasından kaynaklı, yine Gürbulak Sınır Kapısı'ndan dolayı, bu virüs konusunda, bu salgın konusunda en hassas illerin başında geliyor. Yine, Ağrı'nın sağlık sistemini aslında günlerdir, hatta yıllardır burada defalarca ifade ettim, gündeme getirdim; sağlık hizmetleri zaten bir felaket. Dolayısıyla bütün bu çağrılarımıza, açıklamalarımıza rağmen herhangi bir adım atılmadı, yine ne doktor ne ekipman konusunda bir önlem alınmadı, bir güçlendirme de gerçekleştirilmedi.

Değerli arkadaşlar, son dönemde Ağrı'da yine en temel gündemlerden bir tanesi -yani bu coronavirüs ve salgınla bağlantılı olarak- mülteci geçişleridir. Biliyorsunuz Gürbulak Sınır Kapımız şu an kapalı ama hâlâ kaçak mülteciler geçiş yapmaya devam ediyor, bununla ilgili herhangi önlem alınmıyor. Yine kentteki yerel basın, bizler bu konuda duyarlılık çağrısında bulununca Ağrı Valiliği böyle bir şeyin olmadığını, bu haberleri, bu iddialarımızı yalanlıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Oysa ben geçen hafta Ağrı'daydım. Kendim Doğubeyazıt'tan Ağrı'ya gelirken -bir saatlik yol yani 100 kilometrelik bir mesafe- ben kendi gözümle şahit oldum, altışar yedişer, gruplar şeklinde, mülteciler ellerini kollarını sallayarak özellikle karakolların önünden geçiyorlar, kimse de bunlara "Nereden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz?" demiyor. Dolayısıyla bu, hem mültecilerin sağlığı için hem de kentin sağlığı için ciddi bir risk barındırıyor. O açıdan da hem mültecilerin güvenli geçişleri sağlanmalıdır hem de bu on dört gün kuralının mültecilere uygulanması gerekiyor. Dolayısıyla burada Ağrı Valiliğine de bir çağrımız var: Gerçekliği görmezden gelmek yerine, yapılan haberlere, bu uyarılarımıza, yerel basının ve yerel dinamiklerin çağrılarına kulak assın ve bu önemleri bir an önce alsın ki gerçekten Ağrı bu anlamda ciddi bir risk ve tehdit altında.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)