GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:72
Tarih:24.03.2020

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; coronavirüs salgınında hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, tedavilerine devam eden hastalarımıza acil şifalar dilerim. Haftalardır coronavirüse karşı büyük bir özveriyle mücadele eden sağlık görevlilerimize şükranlarımı sunar, Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım.

Sağlık çalışanlarının özveriyle görev yaptıklarına hiç şüphe yok fakat onların çalışma şartları ve kullanmaları gereken malzeme yeterliliği çok büyük bir soru işareti. Yakın doktor arkadaşlarımın feryat figan bana gönderdikleri haklı mesajlarını buradan okumak yerine, serinkanlı tespitler yapalım. Öncelikle, hastanelerin yoğun bakım üniteleri, acil servisleri gibi, virüsten enfekte olmuş vatandaşlarımızın bulunduğu, tedavi gördüğü alanlarda dile getirilen bazı sıkıntıları ifade etmek isterim. Virüsten etkilenmeyecek standartlara sahip tıbbi maske, gözlük, yüz koruyucu maske ve su geçirmez tuluma ihtiyaç duyulduğunu belirtmeliyim. Gerekli tıbbi güvenlik ekipmanlarının dağıtılmasıyla birlikte, mümkün olduğunca yüksek sayıda test yapılmasının da önünün açılması sağlanmalı. Zatürresi olmayan, tomografisi bulunmayan şüpheli vakalara test yapılmaması gibi uygulamalar hepimizin sağlığını tehdit etmekte. Tanı kitlerinin kullanımından imtina edilmesi hâlinde, enfekte olmuş vatandaşlarımız zamanında teşhis edilemeyecek ve belki de sağlık görevlilerimize de virüsü bulaştırmış olacaklar. Maalesef yeteri derecede korunma tedbiri alınmadığından, enfekte olmuş sağlık görevlilerimizin bulunduğunu Sayın Bakan dün açıkladı. Bu istenmeyen durumun önüne geçmek, salgının yayılma hızını durdurabilmek için yeterli sayıda tıbbi ekipmanın ilgili yerlere ulaştırılması vakit kaybetmeden gerçekleştirilmeli.

Hükûmetin bazı fiyat emrivakileri yüzünden maske imalatçıları yakında üretimden vazgeçerlerse şaşırmayalım. Önlenebilir kayıpların yaşanması acımıza acı katar. İhtiyaç duyulan solunum cihazları, tanı kiti gibi donanımların millî imkânlarımız dâhilinde üretilmesinin ne kadar kritik önemi haiz olduğu, hayat kurtarmada zamanla yarışılırken, bir kez daha anlaşıldı. Vaka sayısını az göstermek için test yapılmadığı iddialarını çürütmenin en iyi yolu, test yapılmasından kaçınılmamasıdır. Salgının yayılmaya devam etmesi hâlinde hâlihazırdaki sağlık görevlilerinin yetersiz gelebileceği de akla geliyor. Bu nedenle diğer branş doktorlarının şimdiden coronavirüse karşı bir eğitim programına alınmalarını öneriyorum.

Diğer yandan, Sağlık Bakanlığında 32 bin yeni sağlık çalışanının göreve başlatılmasından önce bir eğitimden geçirilmeleri de gerekiyor. Coronavirüse karşı en etkili tedbir olarak vatandaşlarımıza "Evde kal." dedik; gayet doğru, fakat Sayın milletvekilleri, hükûmete "Sarayda kal." demedik. Virüsten etkilenen diğer ülkelerin başkanları her gün tüm sorumlu bakan ve uzmanlarıyla çok etkili, halklarını teskin edici basın toplantıları yapıp yeni tedbirler açıklarlarken iktidarın sorumlularının, her gün yeni insanlar ölürken, Sayın Sağlık Bakanı hariç, milletimize herhangi bir açıklama yapma sorumluluğu hissetmemeleri bizleri üzüyor ve endişelendiriyor.

Bu kürsüden, daha önce, Tarım Bakanlığı hakkında konuşulurken üretim yapmadığımızı, gıda güvenliğimizi yalnızca ithalatla sağlayamayacağımızı, dolarımızın olmaması hâlinde aç kalacağımızı "Allah milletimizi açlıkla imtihan etmesin; bu vebalin altından ne siz ne de bizler kalkabiliriz." dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Maalesef bugün, büyük tarım üreticisi ülkeler kendi gıda güvenlikleri için tarımsal ürün ihracatını durduruyorlar. Çok üzülerek tekrar ediyorum, Allah milletimizi, AK PARTİ yüzünden, açlıkla imtihan etmesin. Ayrıca hem "Evde kal." hem de "Faturalara karışmam." demek hiçbir devlet yöneticisinin hakkı değildir. Hazinenin ne hâlde olduğunu biliyoruz maalesef fakat evlerinde ertesi günü kara kara düşünen insanlarımıza ne yapıp edip devlet olduğunuzu hissettirmek mecburiyetindesiniz. AK PARTİ iktidarını uyarıyorum, ülkeyi ekonomik ve sosyal darboğaza itmeyin.

Değerli milletvekilleri, torba kanun teklifi içinde geçen bir madde yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili düzenlemeler içeriyor. Yenilenebilir enerji, doğada sınırsız olan, sürekli olarak kendini yenileyebilen, kullandıkça bitmeyen enerjidir; rüzgâr, jeotermal, hidrojen, metcezir, akıntı, güneş, biyokütle, hidrolik ve dalga gibi kaynaklardan üretilmektedir. Yenilenebilir enerji hem yerli ürün olması hem de kullandıkça bitmeyen bir kaynak olması nedeniyle Türkiye'de ve dünyada her geçen gün önemini artırmakta. Ülkemiz, yenilenebilir enerji bakımından yüksek potansiyele sahip. Bu potansiyelinden yararlanmak enerjide dışa bağımlılığın ve çevreye verilen zararların azalmasını şüphesiz sağlayacaktır. Yenilenebilir enerji üretiminin artırılmasına yönelik çalışmalarda genelde devlet teşviki verilerek özel firmaların üretim yapması beklenmekte.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Teşekkür ederim Başkan.

Toplam enerji üretiminde yenilenebilir enerji üretiminin payının artırılması için sadece özel şirketlerin yaptığı yatırımlarla yenilenebilir enerji üretiminin istenilen sonuca ulaşması zaman alacaktır. Dolayısıyla kamu kurum ve kuruluşlarının kendi enerji ihtiyaçlarının belli bir kısmını yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmesi gibi bir zorunluluk getirilebilir. Yenilenebilir enerji üretiminde kullanılan makine ve cihazların tamamen yerli olarak üretilmesi sağlanmalı ve ithal edilen makine ve cihazların kullanılmasını zorlaştırıcı tedbirler alınmalı.

Sözlerimin sonunda, ülkemizin coronavirüs musibetinden bir an önce kurtulmasını diler, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)