GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:72
Tarih:24.03.2020

ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 25'inci madde üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, dünya coronavirüse karşı mücadeleyi ve alınacak önlemleri konuşuyorken ne yazık ki dün yine Kürt halkının iradesi gasbedildi. Ağustosta başlayan kayyum gasplarıyla birlikte dün tekrar 8 belediyemize kayyum atandı. Bizler bu kayyumu, bu irade gasbını, dün olduğu gibi bugün de kabul etmiyoruz, yarın da etmeyeceğiz. "Kürt düşmanlığı vardır." dediğimizde karşı çıkanlara soruyoruz: Süreçler ne olursa olsun, koşullar ne olursa olsun, Kürt'ün iradesini yok sayan bir iktidar Kürt düşmanı değildir de nedir?

Değerli milletvekilleri, coronavirüs bütün dünyaya yayılmaya devam ediyor ve küresel çaresizlik örneği olarak karşımızda duruyor. Virüsün ortaya çıkışı, yayılması ve binlerce insanın ölümüne yol açması ciddi sistemsel sorunları da barındırıyor. Dünya sistemi, sınırsız bir büyüme ve kâr mantığıyla, tolere edilemeyecek kadar doğayı tahrip ediyor, besin kaynaklarını tüketiyor, insan dâhil tüm canlıları yok edecek bir yolda ilerliyor. Tüm bu mantık ve uygulamalar corona gibi virüslerin ortaya çıkışının zeminini hazırlamaktadır.

Corona virüsü ne ilktir ne de dünyanın bu yolda ilerlemesi durumunda son olacaktır. Virüsün ortaya çıkmasının zeminini hazırlayanlar, aynı zamanda yayılmasına da neden olmaktadır; kentleşme bunların başında gelmektedir. On milyonlarca insanın ekonomik, sosyal politikalarla aynı kentte sağlıksız koşullarda yaşamaya mahkûm edilmesi, salgın hastalıkların yayılması ve ölümlerin artmasının önünü açmaktadır. Sağlığın ülkemizde olduğu gibi, tüm dünyada piyasalaştırılması, sorunları çözmek yerine derinleştirmektedir. Sınırsız tüketimi kamçılayan devlet-şirket politikaları virüsün hızla yayılmasına neden olmaktadır.

Özetle, arkadaşlar, sorun üreten bir sistemin sorun çözme kabiliyeti yoktur. Sorun çözemeyen bu sistem insanları komplo teorileriyle manipüle etmekte ve gerçeklerden uzaklaştırmaktadır. Gerçek olan ise şudur: Bu sistemi değiştirecek ekonomik, ekolojik, toplumsal seçenekler dikkate alınmalı ve çözüm, yüzeysel, anlık değil, kökten olmalıdır. Bunun için de güçlü bir örgütlenmeye ve dayanışmaya ihtiyacımız vardır. Coronavirüs günlerinde alternatifi tekrar tekrar ortaya koyuyoruz. İçinde bulunduğumuz bu süreç demokratik, toplumsal ve ekolojik paradigmanın ne kadar önemli ve yaşamsal olduğunu bize kanıtlamaktadır. Ulus devletlerin, insanlığın geleceği için sunacağı hiçbir şeyleri olmadığını da göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, virüsün hayatımızda yarattığı yaşamsal ve ekonomik sorunları çözmek adına Cumhurbaşkanı bir paket açıkladı. Peki, bu paket kimin sorunlarını çözecek? Cumhurbaşkanının "Neşen yerinde." dediği büyük sermaye sahiplerinin sorununu çözdü. Hâlen fabrikalarda çalışmak zorunda kalan, sokaklarda tezgâh açan, kâğıt toplayan, otobüslerde balık istifi gibi işe gitmeye çalışan yoksulların sorununu çözmedi. Ay sonu faturaları biriken, bir gün çalışmasa aç kalan, sabah kazandığını akşam harcamak zorunda kalan milyonların sorununu çözmedi.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir dizi açıklamayla virüse karşı nasıl önlemler alındığına dair kısmi olarak bilgilendirildik. Bu açıdan, sağlık meslek örgütlerinin çok önemli önerilerinin dikkate alınmasını istiyoruz. Hükûmet, Türk Tabipleri Birliği ve adını sayamadığımız birçok sağlık örgütüyle sürekli iletişim hâlinde olmalıdır. Alınacak önlemlerde bu örgütlerin de yer almasının insan sağlığı açısından son derece önemli olduğunu düşünmekteyiz.

Bu alınan önlemler kapsamında cezaevleri çok kritik bir rol oynamaktadır. Cezaevlerinin izole yerler olduğunu ve virüs tehlikesi oluşturmayacağını düşünenler yanılmaktadır. Aksine, bu süreçte en fazla risk oluşturan mekânlardır. Çünkü cezaevleri 300 bini bulan tutuklu ve hükümlü sayısıyla kapasitesinin çok çok üzerindedir. Uzmanlar, virüsten korunmak için sosyal mesafenin 1 metre olması gerektiğini açıklıyorken, koğuşlarda insanlar iç içe yaşamakta, bu da ciddi riskler barındırmaktadır. Ayrıca, cezaevlerinde, sağlıklı beslenme koşulları yetersizdir, sıcak su ve hijyen malzemelerine erişim de çeşitli gerekçelerle kısıtlanmaktadır. Bu nedenle, virüs daha fazla yaygınlaşmadan ve -aklımıza bile getirmek istemiyoruz ama- cezaevlerinde bulaşma riski artmadan siyasi iktidar, başta hastaların, yaşlı tutuklu ve hükümlülerin, çocuklarıyla cezaevlerinde kalan kadınların tahliyelerinin önünü açmalı, cezalarını ertelemelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Yoksa, cezaevlerinde yaşanacak olası her türlü kötü senaryolardan kendileri sorumlu olacaklardır. Coronavirüs gerçeği altında olsak da olmasak da hasta tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerinde tutulmasının hiçbir insani ve vicdani yanının olmadığını bir kere daha hatırlatmak istiyoruz.

Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)