GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:72
Tarih:24.03.2020

ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 37'nci madde üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 11 Martta ilk coronavirüs vakasının tespitinden sonra, bu sayı katlanarak artmıştır. Vaka sayısı ve ölüm sayısı kaygılarımızı artırmaktadır. İtalya ve İspanya coronavirüsten etkilenen ülkelerin başında gelse de Türkiye'nin ölüm sayısının, kısa zamanda en hızlı yükseldiği ilk 5 ülke arasında yer alması görmezden gelinmemelidir. Türkiye'de virüsün seyrine baktığımızda, artık bütün gaye İtalya olmamaktır.

Türkiye ne zaman siyasi ve politik bir kriz yaşasa, hedef olan bir meslek grubu vardır, o da gazetecilerdir. Virüs krizinin derinleşmesiyle Hükûmetin baskı aygıtlarının gazetecilere yönelmesini beraberinde getireceğinden hiç kuşkumuz yoktur. Keza Türkiye'de 150'yi aşkın gazeteci şu an cezaevlerindedir. Aynı şekilde, coronavirüs günleri başladığından bu yana sosyal medya operasyonlarının da ardı arkası kesilmemiştir. Sadece Adana'da 31 kişi son bir haftada gözaltına alınmıştır. Coronavirüse karşı mücadelede gazetecilere büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü biliyoruz. Sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi, halkın haber alma hakkının her şartta ve koşulda yerine getirilmesini gazeteciler sağlamaktadır. Hükûmet de buna göre bir yaklaşım sergilemek zorundadır. İnsani, vicdani ve siyasi olan da budur. Ancak, mevcut çalışma koşulları gazetecilerin sorumluluklarını yerine getirmelerine engel olmaktadır. Gazeteciler coronavirüs tehdidi altında haber peşinde koşarken, sağlıklarının korunması elzemdir. Gazetecilerin sağlığının korunması toplumun sağlıklı bilgi alması demektir. Birçok dev medya organının gazetecilere çalışma imkânı sunmadığını öğrenmekteyiz. Gazetecilerin sağlıkları, sağlıklarının korunması, gerekli sağlık ekipmanlarının kendilerine temin edilmesi öncelikli şarttır. Nasıl ki yetersiz ve yüzeysel de olsa sağlık çalışanlarına bazı ayrıcalıklar tanınmışsa bu süreçte gazetecilere de tanınması gerekmektedir. Aynı zamanda, büyük risk altında olan cezaevlerinde tutsak edilen düşünce ve fikir işçisi gazetecilerin derhâl serbest bırakılması gerekmektedir. Bir gazeteci bu süreçte sadece haber yapmayı düşünür. Gazeteciler bırakılmalı ve virüsle mücadelede aktif rol oynamalıdırlar.

Değerli milletvekilleri, sağlık çalışanlarının yararlanacağı bir dizi ekonomik iyileştirme Hükûmet tarafından açıklanmıştır. Olumlu bir adım olarak değerlendirsek de bunlar yetersizdir. Çünkü sağlık emekçileri şu anda uzun süre mesai harcamakta ve kendilerini koruyacak ekipmanlara ulaşamadıklarını beyan etmektedirler. Türk Tabipleri Birliğinin daha bu sabah açıkladığı risk anketine bir göz atmanızı isterim. Ankete katılan hekimlerin yüzde 78'i N95 maskeye, yüzde 74'ü siperlik ya da koruyucu gözlüğe; yüzde 71'i tek kullanımlık önlüğe, tuluma; yüzde 60'ı tıbbi maskeye, yüzde 52'si önlüğe, formaya ve yüzde 38'i de eldivene erişim konusunda sıkıntı yaşadıklarını anlatmaktadırlar. Alkış iyi bir jesttir ama asıl olan, sağlık emekçilerinin pratikte gördüğü değerdir. Sağlık çalışanları sadece virüs zamanında değil, her zaman toplumda kilit rol oynamaktadır. Bu vesileyle Hükûmet derhâl, sağlık çalışanlarını performans sistemine iten, onları sömürü çarkına hapseden politikaların yanlışlığını görmelidir. Virüsün gidişatına baktığımızda, enfekte olan hasta sayısı on binleri bulacaktır. Mevcut sağlık çalışan sayısının bu yükü kaldıramayacağı aşikârdır. Bu vesileyle, KHK'yle ihraç edilen tüm sağlık çalışanları derhâl görevlerine iade edilmelidir. KHK'yle ihraç edilen sağlık çalışanları bu süreçte aktif rol almak istediklerini her fırsatta dile getiriyor, bu sese kulak vermeliyiz.

Bu süreçte iktidar akıl dışı işler de yapmaktadır. Virüsün etkin olduğu mart ayında dahi genç hekimler güvenlik soruşturmasına tabi tutulmakta ve işe başlamaları engellenmektedir. Güvenlik soruşturması Anayasa Mahkemesine göre ihlaldir. Virüs sürecinde dahi iktidar hem hukuku derdest etmekte hem de genç hekimleri hastanelerin dışında tutarak sağlığına zarar vermektedir.

Değerli milletvekilleri, bu vesileyle, cezaevlerinde siyasi iktidar tarafından rehin tutulan çok çok değerli doktor arkadaşlarımız, yoldaşlarımız Sayın İdris Baluken ve Sayın Selçuk Mızraklı'ya saygı ve selamlarımızı gönderiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Toparlayın.

ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Onların da bu süreçte Mecliste, belediye binasında ya da hastanelerde olmamasının bu toplumun sağlığını bozduğunu ve de bu ülkenin demokrasisini yerle bir ettiğini hatırlatmak istiyoruz.

Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)