| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi'nin Gazze'de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye'de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 31.03.2020 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; an itibarıyla hapishaneler gerçek anlamda bir ölüm alanı hâline gelmiş durumdadır. Durum o kadar vahimdir ki artık bu corona virüsü ne yazık ki birçok hapishaneye yayılmış ve birçok hapishane şu anda karantina altındadır ve cezaevlerinde bulunan binlerce insan şu anda tehlike altındadır.
Değerli arkadaşlar, bakın, 220 bin nüfusu barındırabilecek olan cezaevlerinde şu anda tam 300 bin insan kalıyor, 300 bin insan. Bakın, 3.100 hükümlü ve tutuklu çocuk şu anda cezaevinde. 780 çocuk anneleriyle beraber şu anda cezaevinde kalmakta. Bakın, İnsan Hakları Derneğinin verilerine göre 457'si ağır yani ölümle pençeleşiyor, toplamında 1.333 mahpus şu anda ağır hasta ve ölümle yüz yüze kalmış durumda değerli arkadaşlar.
Bakın, size biraz önce, saat 15.30'da AKP'nin bütün Türkiye'ye ve bütün dünya kamuoyuna açıklamış olduğu bu infaz yasasıyla ilgili bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. Bakın, bütün dünya, uluslararası bütün örgütler, Dünya Sağlık Örgütü bu küresel vebadan, bu küresel hastalıktan kurtulmanın yolunun uzlaşmadan geçtiğini söylüyor "Ancak uzlaşmayla bunu yenebilirsiniz." diyor fakat bu AKP Hükûmeti ne yapıyor? AKP hükûmeti, halklar arasında uzlaşma sağlayabilecek olan bütün ortamları elinin tersiyle itiyor. Ne yapıyor peki? Bakın, cezaevlerini birer ölüm alanı hâline getiriyor. Terörle Mücadele Yasası deniliyor -TMK- Terörle Mücadele Yasası neyi getiriyor? Yazarları cezaevine tıkıyor, siyasetçileri cezaevine alıyor, gazetecileri cezaevine tıkıyor, savunma yapan avukatlara yönelik cezaevi ortamını öngörüyor. Terörle Mücadele Yasası temel Ceza Yasası'nın yüzde 50'sini kapsıyor, yüzde 50'sini. Maddelerini saymaya çalışırsak burada bitiremeyiz değerli arkadaşlar.
Terörle Mücadele Yasası'nı uygulayan mahkemeler de mevcut olan iktidarın etkisi altında ve bu iktidarın neredeyse etkisiyle karar verir hâle gelmiş durumda. Terör kavramı, 1990'lı yıllarda Türkiye'nin yasal ortamına girmiş fakat öyle bir aşamaya gelmiş ki bu iktidara karşı olan, bu iktidara ses çıkaran, bu iktidarı eleştiren kim varsa hepsi Terörle Mücadele Yasası çerçevesinde sorgulamaya tabi tutuluyor ve ne yazık ki hapishanelere gönderiliyor. Bakın, ben size bir örnek vereceğim değerli arkadaşlar: Bu hükûmet dün bir kampanya başlattı. Bu kampanyaya "Zırnık yok." diyen insanlar şu anda takibat altında ve evlerine baskınlar düzenleniyor. Bakın, karşı koyan, eleştiren insanlara yönelik, an itibarıyla operasyonlar başlamış durumda. Ben, size yakın bir tarihten bir örnek vereceğim: Bakın, Malik Yılmaz bir tır şoförü. Çıktı, mevcut olan "Eve kapanın." ortamını eleştirdi diye kendisi gözaltına alındı ve şu anda, değerli arkadaşlar, denetimli serbestlikten faydalanıyor, denetimli serbestlikle evine gönderildi, imza karşılığında bırakıldı. Bakın, Hatay İl Emniyet Müdürü ne diyor biliyor musunuz? "Sosyal medya üzerinden provokatif paylaşımlar yapan hesap sahipleri hakkında araştırmalar neticesinde; TikTok'la yapılan, Twitter üzerinden paylaşılan, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici video paylaşımı yapan kişiler hakkında soruşturma açılmış ve mahkemeye götürülmek üzere gözaltına alınmıştır." Bu kim? Bu bir tır şoförü. Bakın, bir eleştiri karşısında uğramış olduğu şeye bakın. Peki, ben bu il emniyet müdürüne soruyorum şimdi buradan: Valilik önünde bir kişinin "Ben açım." diye kendini yakmasına sebep olan kişiler hakkında bir soruşturma açtı mı? Buna sebep olan kişiler hakkında bir gözaltı kararı verdi mi? Bu mudur peki sizin yaptığınız? Hatay İl Emniyet Müdürüne ve İçişleri Bakanına buradan sesleniyorum: Sizin yaptığınız bu mudur peki? Bu mudur uzlaşma? Bu mudur eşitlikçi davranma? Kesinlikle bunları kabul etmiyoruz.
Değerli arkadaşlar, derhâl yapılması gereken şeyleri burada bütün kamuoyuyla paylaşmak istiyorum: Kesinlikle ve kesinlikle, ideolojik anlamda, siyasal anlamda eleştiri yapan insanlara karşı âdeta bir set hâline getirilen bu Terörle Mücadele Yasası'ndan kaynaklı tutuklu olan, cezaevinde hükümlü olan bütün arkadaşların derhâl serbest bırakılması gerekiyor. Bakın, bunun yanı sıra Türkiye'de bu tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitiren mahkemeler tarafından verilen tutuklama kararlarına derhâl ara verilmeli ve insanlar kendi evlerine gönderilmelidir. Bakın, cezaevleri şu anda birer ölüm alanı hâline geldi, toplama kampları hâline gelmiş durumda. İran'ı beğenmiyorsunuz, İran'da bile binlerce insan cezaevinden tahliye edildi, insanlar evlerine gönderiliyor.
Bakın, bu ceza infaz düzenlemesiyle getirilmek istenen şey korkunç; "korkunç" denecek maddeler getiriliyor. İnsanları cezaevinde ölümle yüz yüze bırakacak nitelikte olan bir yasa teklifidir ve kesinlikle, derhâl geri çekilmesi gerektiğini ilan ediyoruz ve burada öneriyoruz. Bakın, önlemler an itibarıyla ne olmalıdır? Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumu nedeniyle infazları derhâl ertelenmelidir, derhâl. Öncelikle 60 yaş üstü olan bütün mahpuslar, derhâl evlerine gönderilmelidir. Hamile ve çocuklu insanlar, derhâl serbest bırakılmalıdır. Çocuk tutsaklar, derhâl serbest bırakılmalıdır. Terörle Mücadele Yasası kapsamında -biraz önce de belirttim- cezaevinde bulunan, tutsak olan herkes serbest bırakılmalıdır.
Değerli arkadaşlar, son dönemde özellikle infazda eşitsizlik ilkesini getiren bu maddelere ve bu uygulamalara derhâl son verilmelidir. Tutuklamanın istisnai olduğu hususu gözetilerek mevcut tutukluların hepsi evlerine gönderilmeli ve bu an itibarıyla hiçbir şekilde bir tutuklama kararı verilmemelidir.
Mahpusların görüş hakları kesinlikle kısıtlanmamalıdır. Bakın, cezaevlerinde acilen temizlik ve hijyen kurallarına riayet edilmeli ve gereken malzeme derhâl temin edilmelidir.
Değerli arkadaşlar; hasta, engelli, yaşlı, çocuklu, hamile mahpuslar derhâl evlerine gönderilmelidir. Bakın insanlar salgını önlemek için hapishanelerin içine girecek kişiler, uymaları gereken hijyen kuralları yönünden derhâl uyarılmalıdır. Sağlık çalışanları başta olmak üzere mahpuslarla temas eden tüm çalışanlara koruyucu elbiseler verilmelidir ve bu konuda önlem alınmalıdır.
Kurumda düzenli ve yeterli sayıda sağlık personeli bulundurulmalıdır. Tüm hapishane çalışanı ve mahpus yakınlarına olası belirtilere karşı derhâl test yapılmalıdır. Görüşlerin yapıldığı alanlarda mahpusların görüş haklarını ihlal etmeyecek şekilde hızla önlemler artırılmalıdır.
Bakın değerli arkadaşlar, ring araçlarıyla değil, hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla cezaevleri içerisindeki ulaşım sağlanmalıdır. Aileler ve avukatlar başta olmak üzere herkese derhâl bilgi verilmeli, bilgi alma hakları hiçbir şekilde kısıtlanmamalıdır.
Değerli arkadaşlar, tabii, bunların yanı sıra bir de Hükûmete bu konuda bir eleştirimiz daha var: Bakın, bu corona virüsü karşısında Amerika Birleşik Devletleri 2 trilyon dolar, Almanya 850 milyar avro, Kanada 500 milyar dolar, Fransa 500 milyar dolar, Türkiye ise "gönlünüzden ne koparsa" gibi bir projeyle karşımıza çıktı. Sivil toplumun yapması gereken para toplama ve kampanya işlemini maalesef bu Hükûmet, kamu gücünü elinde bulunduran iktidar yapıyor.
Bakın, belediyelerimizin yardım konvoylarına el konuldu, el. Kayyumlar atandı, belediyelerimizin bu halka yapacağı hizmetler ne yazık ki engellendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Bir dakika daha söz talep ediyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Bakın, yine, İçişleri Bakanlığı bir genelge yayımladı değerli arkadaşlar, belediyelerin, sivil toplum örgütlerinin yardım toplama kampanyaları engellendi. Bunun üzerine bakın, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin başlatmış olduğu kampanya neticesinde yatırılan paraların bazı bankalar tarafından bloke edildiği bilgisi geldi; maalesef, bunun doğru olduğunu da buradan belirtmek isteriz. Daha geçen hafta Dernekler Yasası'nda bir değişiklik yapıldı, bu Dernekler Yasası'yla ne yapıldı arkadaşlar? Derneklere üye olan insanlar fişlendi, fişlenme düzeni kuruldu.
Önce size, bunca silaha yatırılan paraları geri çekin diyoruz, örtülü ödeneğe ayrılan 5,4 milyar lirayı bu halka harcayın ve sarayın israfını önleyin diyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)