| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi'nin Gazze'de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye'de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 31.03.2020 |
HDP GRUBU ADINA ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Evet, coronavirüs, tüm toplum sağlığını etkiliyor, sadece Türkiye'de değil tüm dünyada etkiliyor. Ortak sorunumuz olduğu doğru ama maalesef çözüm yöntemlerinde ya da önceliklerimizde ortak değiliz. İktidarla bu anlamıyla hiçbir zaman ortaklaşmadık çünkü bugünkü politikalarda olduğu gibi bundan önceki politikalarda da iktidarın asıl kurtarmak istediği her zaman kendi iktidarının bekası oldu ve sadece zenginler oldu. Bugün de aslında iktidarın aldığı önlemlere baktığımızda yine sermayeyi koruyan, yine yandaşlarını koruyan bir politik hattın ötesinde bir şey görmüyoruz. Halklara buradan düşen hiçbir şey yok, yoksullara düşen bir şey yok, emekçilere, kadınlara, gençlere, üniversite öğrencilerine düşen hiçbir destek yok. Başından beri şeffaf yürütülmeyen, her şeyi gizlemeye çalışan, önlemleri almış gibi gösterip aslında doğru düzgün önlem almayan bir iktidar var karşımızda çünkü anlaşılan "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir." politikasına devam ediyor. Peki, kimler olacak bu kalan sağlar? Bu koşullarda, "Açım." diyen emekçinin olduğu koşullarda, kadına şiddetin arttığı koşullarda elbette ki ayakta kalacak olanlar, sadece zenginler ve AKP'nin kendi bekası, kendi iktidarı olacaktır. İşte bu nedenle biz sizinle bu politikalarda ortak değiliz. Bizim savunduğumuz kesim halkın tamamıdır, emekçilerdir, yoksullardır; bugün mali desteğe ihtiyacı olan -yardıma değil- halktan halk için aldığınız paraları iade etmeniz gereken kesimler, çalışanlardır, emekçilerdir, kadınlardır, gençlerdir. Zenginlere para aktarmaktan artık vazgeçin. Bugüne kadar verdiklerinizi -eğer bir dayanışma istiyorsanız- zenginlerden isteyin, yoksullardan isteyecek bir şeyiniz yoktur. Peki, yoksullar size niye para versin? Bugüne kadar bu halkın cebinden çaldığınız paraları ne yaptınız, nerelere harcadınız? Deprem paralarını ne yaptınız? İşsizlik Fonu'ndaki paraları ne yaptınız? Bunların hesabını verdiniz mi? Geçenlerde yapılan açıklamada şöyle deniyor: "Bunlara ilişkin hiçbir açıklama yapma ihtiyacı duymuyoruz." Peki, bu halk size niye güvenip bir destek mekanizmasına dâhil olsun? Bu da yetmiyor, kendi iktidarınızı korumak için bu arada fırsattan istifade, büyük fırsatçılıkla, en kötü günleri bile fırsatçılığa çevirip belediyelere kayyum atıyorsunuz. Bu da yetmiyor, belediyelerin corona virüsüyle mücadelesi için geliştirdiği önlemleri engellemeye çalışıyorsunuz, HDP'li belediyelerin faaliyetlerini engellemeye çalışıyorsunuz. Bu da yetmiyor, CHP'li belediyelerin dayanışma faaliyetlerinin önüne geçmeye çalışıyorsunuz. Gerçekten halkı düşünen bir iktidar acaba bu faaliyetleri engeller miydi, bir dönün ve kendinize sorun. Bu cevabı tabii ki çok iyi biliyorsunuz.
Kadınları da korumuyorsunuz. "Evde kal." diyorsunuz da kadınların evlerde hangi şiddetle baş başa kaldığını bilmiyor musunuz? Bu son on beş gün içerisinde 18 kadın öldürüldü ve bu 18 kadının 12'si ev içerisinde erkek şiddetiyle öldürüldü. Peki, buna dair bir önleminiz var mı? Yasayı uyguluyor musunuz? Tam tersine, Hâkimler ve Savcılar Kurulundan karar çıkıyor, diyor ki: "6284 kapsamında bir tedbir alındığında yükümlünün coronavirüsle ilgili sağlık koşullarına dikkat edilmeli." Edilsin de kadınların hayatları ortada, buna dair hangi önlemi aldınız, buna dair bir cevabınız var mı? Buna dair bir cevap yok.
Bu da yetmedi, bugün cezaevleriyle ilgili uzun zamandır kamuoyunda beklenen bir paket geldiği söylendi. Bu paket ne diyor? Diyor ki: "Ben çeteleri, topluma karşı suç işleyenleri bu anlamıyla coronadan korumak için, ölümle karşı karşıya bırakmamak için tahliye ederim ama siyasi suçluları, ama yaşlı olanları, ama hasta olanları, ama yıllardır ağır hastalıklarla cezaevinde olanları, hamile kadınları, çocuklu kadınları, kendi yaşamını korumak için evdeki erkeği öldürmek zorunda olan kadınları cezaevlerinde coronayla karşı karşıya bırakırım, ölürlerse ölürler, orada da kalan sağlar bizimdir." Bunu neye çeviriyor? Kendisine yönelik toplumsal muhalefet içerisinde aslında bağımsız olmayan bir yargı eliyle cezaevlerine tıktıkları insanları ölümle aslında karşısında muhalefet etmeyecek bir noktaya çekmeye çalışıyor. Bu infaz yasası hiçbir şekilde kabul edilebilir bir yasa değildir. Fırsattan istifade üstelik bazı cezaları ağırlaştırıyor, disiplin cezalarıyla şartlı salıvermenin zaten ağır koşulları bugün bir kez daha fazlaca ağırlaştırılıyor. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? "Corona günlerinde hazır fırsattan istifade istediğim şekilde yasal düzenlemeleri de bu arada geçiriyorum." zihniyetinden vazgeçin. Bugün bizim için acil olan yeni yasal düzenlemeler değil, bu coronaya karşı mücadele edilebilecek yol ve yöntemlerin ne olduğunun, cezaevlerinde bu salgın hızlıca yayılmadan, daha fazla yayılmadan -ki bugün başlamış durumda- bu insanları bu salgından nasıl kurtaracağımızın düşünülmesi gerekiyor. Ama, bugün yapılan şey, yine iktidar, kendisinin daha önce geçiremediği, zamanında kamuoyu baskısı nedeniyle geçiremediği yasal düzenlemeleri bugün sanki bir tedbir alıyormuş gibi bu Meclisten geçirmeye çalışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Gülüm.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) - Yasada eşitlik istiyoruz. İnfaz meselesi de değildir bu. Bugün alınması gereken tedbirler kapsamında bir an önce cezaevleriyle ilgili yasal düzenleme çıkarılmalı. Başta yaşlı mahpuslar olmak üzere hamile kadınlar, çocuklu kadınlar, eşlerini, erkekleri hayatlarını kurtarmak için öldürmek zorunda olan kadınlar ve siyasi mahpuslar olmak üzere bir an önce cezaevlerinden tahliyeler gerçekleşmelidir. Bunun sorumluluğunu alamazsınız. Cezaevlerinde yaşayan insanların hayatlarından siz sorumlusunuz, sağlığından siz sorumlusunuz ve bu eğer ölümlerle sonuçlanırsa bunun hesabını yargı önünde vermek zorunda kalacak olanlar da sizlersiniz. Buradan bir kez daha hatırlatalım: Bu yasa teklifinizi geri çekin, toplumsal muhalefete, halkın taleplerine, siyasi partinin önerdiği düzenlemelere kulak verin ve ona göre bir yasal düzenleme çıkarın. (HDP sıralarından alkışlar)