GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Transit ve Ulaştırma İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli Güzergâh Anlaşması)'nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:75
Tarih:31.03.2020

HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, dünya büyük bir pandemiyle mücadele ediyor, salgın dünyada her yeri altüst ediyor ve bütün dünyanın odaklandığı konu Covid-19 salgını. Gerçek anlamda demokratik olan ülkelerde, özgürlüğü, eşitliği bir nebze olsun inşa edebilmiş olan ülkelerde, sendikaların güçlü olduğu, sivil toplumun güçlü olduğu ülkelerde, şeffaflık politikasının inşa edilebildiği ülkelerde görüyoruz ki halkın sağlığı... Diğer, bizim gibi -hibrit faşizmi mi diyelim, faşizm mi diyelim, ne diyelim, totaliter rejim mi diyelim, tiranlık mı diyelim- hiçbir açıdan şeffaf olmayan, hiçbir konuda açık olmayan, hiçbir konuda hesap vermeyen, hiçbir kurulu işlemeyen, hiçbir açıdan dürüst, adil olmayan iktidar tarafından gizleniyor, saklanıyor, engellenmiyor, zamanında yeterince önlem alınmıyor ve bugün, Türkiye'de, 82 milyon büyük bir felakete doğru sürükleniyor. Bakın, bugün de açıklamalar yapıldı, bunlar resmî açıklamalar. 15.422 tane test yapılmış.

SALİH CORA (Trabzon) - Az mı?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Test, test, test diye her gün söylüyorduk. Nihayet biraz test yapmaya başladınız. Evet, test yaptınız ve 2.074 vaka çıktı. Bakın, gülmeyin, beyler gülmeyin; insan yaşamından bahsediyoruz.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Bilim Kurulunun bir kararı var.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - İnsan hayatından bahsediyoruz. Sizin tuzunuz kuru, elbette gülebilirsiniz ama bugün 46 insan yaşamını yitirdi, hesabını verebiliyor musunuz?

(Uğultular)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, rica ediyorum, lütfen...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Hesap verebilir misiniz? Peki, bunlar resmî açıklamalar; siz bu açıklamaları lütfen en az 5'le çarpın, belki çok daha yüksek bir rakamla çarpmanız gerekiyor ve bu çarpım tablosunun sonucunda insan hayatı çıkacak. İnsanlar, bugün, yaşama sizin yüzünüzden veda ediyorlar, yaşamlarını kaybediyorlar. Kişisel koruyucu donanımlar, uygun kişisel koruyucu donanımlar verilmediği için sağlık emekçileri, bugün, risk altında ve onlar da yaşam riskiyle karşı karşıyalar.

Şimdi, arkadaşlar, bakın, sıkışınca diyorsunuz ki: "Biz birlik ve beraberlik içerisinde olmalıyız, dayanışma içerisinde olmalıyız." Herhâlde Halkların Demokratik Partisi bugüne kadar Türkiye'de en çok dayanışmadan bahseden partidir ve en çok dayanışmayı, toplumsal dayanışmayı ve toplumsal barışı inşa etmek için bedel ödeyen partidir; bunların en başında da önceki Eş Başkanlarımız sevgili Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ geliyor ve bütün milletvekillerimiz, partililerimiz, belediye eş başkanlarımız geliyor. Gerçeği yazdığı için, çizdiği için hapishanelerde olan pek çok gazeteci var; bunlar da bizim dostlarımız.

SALİH CORA (Trabzon) - Gazeteciler mi?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bu dayanışmayı savunan, dayanışma ve halkların özgürlüğü için, adalet için, halkların refahı için yaşamını böylesine ortaya koymuş insanlar bugün hapishanedeler. Hapishanede şu anda 300 bine yakın mahpus var, 300 bin.

SALİH CORA (Trabzon) - Mahkûm, mahkûm.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Mahpuslar hapishanede neyi bekliyorlar? Neyi bekliyorsunuz?

SALİH CORA (Trabzon) - Cuma gününü bekliyoruz, sizden teklif bekliyoruz. Önerilerinizi getirin, önerilerinizi.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bakın, eğer bir bulaşı olduğu zaman, hapishanelerde bir bulaşı vakası olduğu zaman... Türkiye'de nasıl eğri büyük bir şekilde dikleşmeye başladıysa, grafik artık dik olarak devam ediyorsa yani her gün geometrik olarak ölümler ve vaka sayıları artıyorsa hapishanelerde bu katbekat daha fazla olacak.

SALİH CORA (Trabzon) - En güvenli yer cezaevi, şu anda hiç vaka yok.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ama sizde vicdan yok, siz bana hiç konuşmayın çünkü sizin insan olduğunuzdan bile şüphe ediyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SALİH CORA (Trabzon) - Yok artık!

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Çünkü robot gibisiniz, makine gibisiniz, buraya el kaldırmaya geliyorsunuz. Siz susun, sizin hiç konuşmaya hakkınız yok.

BAŞKAN - Sayın Kemalbay...

SALİH CORA (Trabzon) - Eş Genel Başkanlık yaptın sen, yakıştı mı sana? Bu ifade doğru mu? Bana hakaret ettiniz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bizler de halkın sorunlarına çözüm aramak konusunda sınıfta kalıyoruz, hep beraber kalıyoruz. Ve bizler, bugün eğer pandemiyi önleyemiyorsak Türkiye'de, Türkiye dünya 1'incisi olduysa eğer salgında, bugün dünya 1'incisi olduysa eğer, o zaman bunun sorumlusu bu Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Nerede dünya 1'incisi ya! Neyin dünya 1'incisi!

SALİH CORA (Trabzon) - Kim insandır, kim insan değildir, herkes aynaya baksın!

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Türkiye Büyük Millet Meclisi şu anda büyük bir suç işliyor. Şu anda, bugün burada bu konuyu bu kadar hafife aldığı için bu Meclis suç işliyor ve bu Meclis halka karşı görevlerini yapabiliyor diyemeyiz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SALİH CORA (Trabzon) - Ben size ne dedim de hakaret ediyorsunuz? Böyle bir şey olur mu ya!

RECEP ÖZEL (Isparta) - "Meclis suç işliyor." diyemezsiniz.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Grup Başkan Vekili gereken cevabı verecektir. Lütfen...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bakın, bu Meclisin görevi, bu halkı saraydan kurtarmak olmalıdır. Sarayda bir avuç çıkar grubunu, bir avuç eliti mutlaka bu halktan uzaklaştırmak gerekiyor. Sarayın verdiği kararlar, bir avuç elitin verdiği kararlar 80 milyonu gerçekten -ağır konuşmak istemiyorum ama- ölüme götürüyor. Bakın, bulaşı demek, şu demek: Bu halkın yüzde 60'ından fazlası Covid-19 olacak, yüzde 60'ından fazlasına bu hastalık bulaşacak.

SALİH CORA (Trabzon) - Ağzını hayra aç.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ben burada bilimsel bir veriden bahsediyorum arkadaşlar. Bu bir gerçek ve o yüzden bütün bilim insanları şunu söylediler: "Test... Test... Test..." Daha ilk günden Çin'i öğrendiğimiz zaman yapacağımız hazırlık buydu: Test, test, test. Yani test yaparak insanları bulacaktık, izole edecektik ve halkı koruyacaktık ama Sağlık Bakanının söylediğine göre daha salgın buraya gelmeden biz güya o testleri yapmışız da üretmişiz de 500 bin adet testi başka ülkelere satmışız, onun söylediği bu, onun yalancısıyım. Yani dünya pandemi yaşıyor fakat Türkiye elindeki 500 bin testi başka bir yere satıyor, elinde test yok, test yapmıyor. "Hayır, bizim elimizde test var ama biz testi yapmıyoruz." diyorsanız o zaman da size sormak istiyorum: Testleri niye yapmıyorsunuz?

SALİH CORA (Trabzon) - Yapıyoruz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Niye yapmadınız, niye azar azar artırdınız, niye herkese test yapmıyorsunuz, niye her noktaya test yapmıyorsunuz, niye hâlâ 15 bin?

SALİH CORA (Trabzon) - Yapıyoruz.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Bilmeden konuşuyorsun, elinde veriler mi var?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, gene diyorsunuz ki: "Biz, bize yeteriz. Birlik olalım, beraber olalım." "Biz bize yeteriz." lafı birleştirici bir laf değil, kutuplaştırıcı bir laftır. Aslında, yine, her zamanki gibi kutuplaştırmak için "Biz bize yeteriz." diyorsunuz; bizlere, halklarımızın kulağını kapatmak için bunu söylüyorsunuz. Fakat asıl amacınız şu, yapmak istediğiniz şey şu: Siz, aslında sürü bağışıklık sistemi yöntemini takip ediyorsunuz. Bu halkı sürü yerine koyuyorsunuz.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Bu olay İngiltere'de. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ve şeffaflık politikası izlemeyerek, gerçekleri karartarak, ölümleri gizleyerek, vakaları gizleyerek...

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, Avam Kamarası değil.

SALİH CORA (Trabzon) - Hayır, gizlemiyoruz, kesinlikle gizlemiyoruz, araştırmıyorsunuz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bakın "Bu bulaşı olsun, salgın gerçekleşsin, ölen ölür kalan sağlar bizimdir." diyorsunuz. Yaptığınız şey bu. Neden? Çünkü eğer hazırlıklı olsaydınız o zaman bu ülkenin milyarlarca lira bütçesi bu iş için ayrılmış olacaktı.

SALİH CORA (Trabzon) - En hazırlıklı ülke Türkiye, Avrupa battı, İngiltere felaket.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Sen sus, vicdansızsın! Sen sus, vicdansızsın, vicdansızsın!

SALİH CORA (Trabzon) - Ama ayıp oluyor, ayıp ediyorsun!

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Sen beni anlayamazsın, dinlememen de gerekiyor.

SALİH CORA (Trabzon) - Kime konuşuyorsun?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ben halklarımıza karşı konuşuyorum.

BAŞKAN - Serpil Hanım... Sayın Kemalbay... Rica ediyorum Sayın Kemalbay.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Halkımıza sesleniyorum, halkımıza şunu söyleyeceğim: Arkadaşlar, bu iktidarın hiçbir önlem paketi yok.

SALİH CORA (Trabzon) - Başkanım, müdahale etmenizi istiyorum, böyle bir şey olamaz ya.

BAŞKAN - Müsaade eder misiniz...

Sayın Kemalbay, lütfen ifadelerinize, sözlerinize dikkat edin.

SALİH CORA (Trabzon) - Böyle hitap edemezsin, sözünü geri al!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, böyle bir usul yok, yapmayın.

SALİH CORA (Trabzon) - Ama böyle bir hakaret olamaz Sayın Başkan ya.

BAŞKAN - Size hakaretten zaten söz vereceğim.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - İstemedi ki daha.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Önlem paketi demek şudur: Önlem paketi demek halkı korumaktır, halkın evde kalmasını sağlamaktır; halkın gıdaya, sağlığa erişiminin parasız olmasıdır. Halkın eve gittiği zaman, işçinin, emekçinin, esnafın evde kaldığı zaman şunun güvenini duyması lazım: "Ben evdeyim ama karnım doyacak." Bu güveni iktidarın, devletin verebilmesi lazım ama ağzınızdan düşürmüyorsunuz sosyal devletiz diye, tabii düşürmediğiniz yalanlardan bir tanesi de bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Sosyal devletin zırnık kadar olduğunu söyleyemeyiz. Türkiye'de despotik bir iktidar var, Türkiye'de "şirketokrasi" var, şirketlerin devleti var. Bakın, şirketler hâlâ geçilmeyen köprülerden para kesmeye, garantiler almaya devam ediyor, geçilmeyen yollardan, havaalanlarından para devşirmeye devam ediyor, bu konularda hiçbir sorun yok. İşte, projeler devam ediyor, Kanal İstanbul rant projesi de devam ediyor ama halkın güvenceye kavuşması, halka ücret desteği verilmesi, servetten vergi alınması gibi pek çok yapılabilecek iş; işçilere ücretli izin verilmesi, kadınlara sosyal destek verilmesi, ev kadınlarına ücret verilmesi, destek verilmesi bütün bu taleplerin hiçbirine cevap verilmiyor ve tabii ki bugün cezaevlerinden çıkarmayı planladığınız o hilkat garibesi yasa teklifinde yaptığınız şey, sizin söylediğinize göre, 90 bin insan bundan yararlanacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bir dakika alabilir miyim?

BAŞKAN - Tamamlandı Sayın Kemalbay.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Varsayalım ki bundan 90 bin insan yararlanacak. Peki, nerede 200 bin insan, 200 bin insana ne olacak?

BAŞKAN - Teşekkür ettik Sayın Kemalbay.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - 200 bin insanı ölüme mi terk ediyorsunuz? Buna hakkınız var mı? Siz kimsiniz?

BAŞKAN - Sayın Kemalbay, teşekkür ediyorum...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Siz kimsiniz ki! Kimin öleceğine kimin kalacağına siz mi karar veriyorsunuz?

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri... Sayın Kemalbay...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bunu ne hakla yapıyorsunuz?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Biz karar vereceğiz tabii, başka kim karar verecek.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Siz taammüden cinayet işlemeye karar veriyorsunuz, sizin bu kararınızı asla kabul etmiyoruz ve bunun hesabını da vereceğinizi buradan söylüyorum. (HDP sıralarından alkışlar)