| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 01.04.2020 |
CHP GRUBU ADINA FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, coronavirüs salgını sebebiyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, tedavileri devam eden vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Evet, tüm dünyada olduğu gibi, biz de ülkemizde coronavirüs salgınıyla mücadele vermeye çalışıyoruz. "Çalışıyoruz" diyorum, keza, bu mücadele yeteri kadar mı? Bunu da sormak zorundayım çünkü bir hekim gözüyle baktığımız zaman, maalesef yeteri kadar mücadele ettiğimiz kanısında değilim. Eksiklerimiz var ve bir an önce bunları tamamlamak durumundayız. Bu eksiklikleri de iki başlık altında toplayabiliriz: Bir, sağlık hizmetlerindeki eksiklikler ve tamamlanması gerekenler; diğeri de, sosyal hizmetler bakımından yapmamız gerekenler.
Sağlık hizmetlerindeki eksiklerin başında, öncelikle, bu salgınla en ön safhada hayatları pahasına mücadele eden sağlık personelimizin, sağlık çalışanlarımızın kişisel koruyucu ekipmanlarının eksikleri geliyor ve bir an önce bu eksikliklerin tamamlanması hayati önem taşıyor. Bu vesileyle, sağlık emekçileri arkadaşlarıma da hizmetlerinden dolayı çok teşekkür ediyor, hepsine en derin minnet ve saygılarımı ifade ediyorum.
Diğer bir husussa, coronavirüs enfeksiyonu şüphesi olan hastalar ile kronik hastalıkları olan hastaların başvurduğu hastaneler maalesef aynı, ayrılmadı. Ayrılmadığı için de riskli grup ile bulaşıcı grup aynı hastanede hizmet almak durumunda kalıyorlar ve enfeksiyon artıyor. Aynı zamanda, bu salgın esnasında en büyük risk altında olan sağlık çalışanları da yine bu bulaşıyla yüz yüze kalıyor. O nedenle, zaman kaybedilmeden hastanelerin ayrılmasında büyük fayda var. Böylece hem riskli grupla bulaşıcı grubu birbirinden ayırmış oluruz hem de ileriki dönemlerde bu riskten sağlık personelinin de bir kısmını koruyarak yedek bir sağlık personeli gücümüzü de kronik hastalıklarla ilgilenen hastanelerde koruma altına almış oluruz.
Diğer bir nokta ise, son zamanlarda da bir hayli kamuoyunun gündemine geldi, özel hastanelerin coronavirüslü hastaları kabulüne ait çekincelerle ilgili haberler alıyoruz. Bu noktada gerekli önlemleri Bakanlığın ivedilikle alması gerekmektedir. Ayrıca, vatandaşlarımız normal bir sağlık problemi için dahi hastaneye başvuramamaktadır ve bu özel hastanelerden de rahatlıkla faydalanabilmesi açısından bir an önce Bakanlığın özel hastanelerin almış oldukları sağlık hizmetlerindeki ek katkı payını bu süreçte hiç olmazsa kaldırması gerektiğini ivedilikle ifade etmek istiyorum. Yine, özellikle yoğun bakım konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Şehir hastaneleri açılırken kapatılan hastanelerinin de hizmete uygun olanlarının bir an önce tekrar hizmete alınarak yoğun bakım üniteleri hâline dönüştürülmesinde büyük fayda var.
Yaşadığımız salgın yine sosyal hizmetler alanında da eksiklikleri bize gösterdi. Bakınız, bu salgın da tıpkı bir deprem gibi, sel felaketi gibi bir felakettir, bir afettir. Ve bu felaket, afet durumlarında Kızılay vatandaşlarımızın nasıl barınma, yeme ve hijyen ihtiyaçlarını karşılıyorsa aynen bu salgın da bir felakettir ve biz de maalesef Kızılayı bu süreçte sahada göremiyoruz, Kızılay mutlaka görevini yerine getirmelidir. Türkiye'de göremediğimiz Kızılayı, İtalya'ya gemiyle yardım gönderirken, İspanya'ya uçakla yardım gönderirken görüyoruz. Bakınız, dün Trump ne diyor biliyor musunuz: "Ventilasyon cihazlarını yapmaya başladık. Önce kendi ihtiyacımızı karşılayacağız, daha sonra ihtiyacı olan ülkelere vereceğiz." diyor. Ben Kızılayı bir milletvekili olarak öncelikle kendi ülkemdeki kendi yoksul vatandaşlarıma hizmet ederken görmek istiyorum. İtalya'ya gemiyi daha sonra göndersin, İspanya'ya gemiyi daha sonra göndersin. Bu arada, Kızılay, evet, dışarıya yardım götürürken vatandaşlar da iktidardan yardım bekliyor. İktidar ne yapıyor? İktidar da yardım kampanyası açarak vatandaştan fedakârlık bekliyor. Evet, iktidar yetkililerine buradan seslenmek istiyorum: Bakınız, vatandaşlar kimlerden fedakârlık bekliyor biliyor musunuz? Kamu-özel iş birliği modeliyle Hazine garantili döviz bazında ödeme yaptığınız otoyol, köprü, tünel, havaalanı ve şehir hastaneleri işletmecilerinden, işte o bir avuç müteahhitten, yandaş müteahhitlerden bu dönemde fedakârlık bekliyor vatandaşımız. Yine, kimlerden fedakârlık bekliyor? Kızılayı kullanarak vergiden mi kaçınıyor, vergi mi kaçırıyor ne olduğu belli olmayan doğal gaz ve elektrik dağıtım şirketlerinden fedakârlık bekliyor. Hiç olmazsa vatandaşın faturalarını üç ay süreyle, sıfır faizle ertelemelerini bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Şahin.
FİKRET ŞAHİN (Devamla) - Ve yine, vatandaşımız Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden, TÜSİAD'dan, MÜSİAD'dan, TESK gibi kurumlardan vatandaşın işsiz kalmaması yönünde fedakârlık bekliyor.
Vatandaş fedakârlık beklerken siz "Biz Bize Yeteriz Türkiyem" kampanyası yapıyorsunuz. Evet, biz bize yeteriz çünkü Kurtuluş Savaşı'nı veren bir milletiz ama siz maalesef 5 tane müteahhide on sekiz yıldır yetemediniz. Ne diyorsunuz? "Dünya 5'ten büyüktür." Şimdi, işte "Türkiye 5'ten büyüktür"ü gösterme zamanınız gelmiştir. Türkiye'nin 5 tane müteahhitten büyük olduğunu göreceğiz hep birlikte. O müteahhitlerden vatandaş adına fedakârlık bekliyoruz ve bunu takip ediyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)